Türkiye ile Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) imzaladığı deniz yetki alanlarını anlaşması ile Akdeniz’de yeniden çizilen sınırlar, Libya’daki iç savaşın seyrini değiştirdi. Ticari ortaklık kısa sürede savunma ortaklığına dönüştü. Dört ülkenin fiili desteğini alarak Trablus’a ilerleyen General Hafter’in karşısında hiçbir şans tanınmayan UMH, ilk kez Türkiye’den asker desteği talep etti.
Peki, Türk Silahlı Kuvvetleri Libya yolunda mı? Dahası UMH, gerçekten Trablus’ta Türk askeri görmek istiyor mu?
Türk askerinin Libya seferini ele almadan önce sahadaki tabloya değinmekte fayda var. Muammer Kaddafi’nin 2011 yılında devrilmesinin ardından kanlı bir iç savaş sürecine giren Libya’da iki taraf ve çok fazla aktör mevcut. Ana çatışma, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi ve onun silahlı gücünü yöneten General Halife Hafter ile uluslararası arenada tanınan UMH Başkanı Fayiz Serrac ve Burkan el-Gadab Operasyonu adlı silahlı grupların çatı örgütü arasında yaşanıyor.
Savaşın kaderini çizecek olan, Hafter güçlerinin başkent Trablus’a yönelik harekatının başarıya ulaşıp ulaşmayacağı. 4 Nisan’da başlayan harekatta şimdiye kadar pek bir ilerleme kaydedilemedi. Bunun üzerine bir süredir el altından destek sağlayan Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya sahaya inmek zorunda kaldı. Emirlikler’in SİHA’lar ve jetlerle havadan, Kremlin’in de paramiliter gücü Wagner Grup’un karadan stratejik yol göstericiliğiyle Hafter’in Trablus’a yürüyüşü yeniden başladı. Sadece bu iki ülke değil, Fransa ve Mısır da Hafter’in tarafında. Macron hükümeti Hafter’e silah sağlarken, Sisi’nin gönderdiği T-72 tankları Trablus cephesinde boy gösteriyor.
Buna karşılık Birleşmiş Milletler tarafından tanınmasına rağmen Trablus hükümetinin Türkiye dışında bir müttefike sahip olduğunu söylemek güç. Hafter’in emrindeki güçler Türk askerinin halihazırda Trablus savunmasına destek verdiğini iddia etse de diplomatik alanda meşru görülen UMH’ye sahada katkı sağlayan veya bu yönde bir irade ortaya koyan kimse yok.
Fakat Trablus hükümeti açısından pek de parlak olmayan tablo, değişmeye başladı. Hem de Türkiye’nin Libya’ya asker gönderme ihtimali sayesinde. UMH lideri Serrac geçen hafta hem İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio hem de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü. La Stampa gazetesine göre, Di Maio UMH’den Türkiye’nin askeri desteği fikrini başka bahara ertelemesini talep ederken, Serrac’ın bu tehdide yanıtı “O zaman Türkiye’nin yerine siz sahada üzerinize düşeni yapın” oldu.
Trablus hükümetinin Türk askeri kartını elinde tutarak uluslararası arenadaki destek arayışı bununla da sınırlı kalmadı. Serrac, Rusya’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki askeri hamlelerinin karşısında yer alan ABD’yi denklemde kendi yanına çekmek adına diplomatik temaslarını artırdı.
UMH’nin Dışişleri Bakanı Muhammed Sayala Washington’dan Trablus savaşı karşısında sessiz kalmamasını istedi. Mesaj yerine ulaşmış olacak ki New York Times gazetesine demeç veren bir ABD Dışişleri yetkilisi, Rus paralı askerlerinin Hafter yanlısı militanlara verdiği destekten “endişe duyduklarını” belirtti ve ekledi:
“BM’nin Libya’nın meşru temsilcisi olarak kabul ettiği Serrac yönetimiyle sık sık görüşüyoruz. Resmen tanıdığımız bu yönetime yardım ihtimali değerlendiriliyor.”
ABD ve İtalya’dan yardım isteyen Serrac’ın Türkiye’den askeri yardım talebine de yakından bakmak gerek. Zira UMH’nin askeri çağrı yaptığı tek ülke Türkiye değil. Türkiye ile birlikte ABD, İngiltere, İtalya ve Cezayir de “güvenlik anlaşmaları sebebiyle üstlerine düşen koruma görevini yerine getirmeye” davet edilen devlet arasında bulunuyor.
Türk askerinin Libya’da görev yapma ihtimalinin duyulduğu ilk andan itibaren Trablus hükümetinin attığı adımlar, amacının farklı olduğunu gözler önüne seriyor. UMH, Türkiye’yi ortaya atarak ABD veya Avrupa Birliği gibi diğer büyük aktörleri sahada aktif görev alarak önce başkenti korumaya ardından da Hafter’i geriletmeye davet ediyor.
Bu noktada Türkiye’nin askeri desteği sadece Serrac’ın elindeki bir koz. Nitekim UMH yetkilileri de Türk askerinin Libya’da konuşlanmasını istemediklerini dile getiriyor. Sonuç olarak, UMH, Türkiye ile yaptığı askeri iş birliği anlaşmasıyla her anlamda karlı çıkmış gibi görünüyor.
TT
Türkiye-Libya ittifakında kazanan kim?
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة