Meşal Sudeyri
TT

Hoş geldin ‘yapay et’

ABD Başkanı Donald Trump, hükümetin kapalı olması ve çalışanlarının zorunlu izinde olması dolayısıyla, Beyaz Saray’da ağırladığı üniversite delegasyonu için dışarıdan hamburger ısmarlamak zorunda kaldı.
Yıllar önce hamburger etinin içindeki bileşenlerle ilgili bir araştırma yapmıştım. Sinir kasları, yağ ve içindeki diğer türevler nedeniyle, bu sandviçleri yememeyi tercih ediyordum. Çok zorunda kalırsam hafif bir salatayla yetinmem mümkündü. Dünyada son zamanlarda ‘yapay et’ üretimi yönünde yükselen bir eğilim var, bu konuda bilimsel çalışmalar yapılıyor. Büyükbaş ve kümes hayvanlarından alınan hücreler laboratuvar ortamında kimyasal yöntemlerle çoğaltılıyor. Böylelikle daha az karbon salınımı yapıldığı ve hastalıklardan arındırılmış etler üretildiği savunuluyor. Et tüketmek isteyenler hiçbir hayvanın canına kıymamış oluyor.
Dediklerine bakılırsa, ‘yapay et’ tat ve protein açısından normal etten farklı değil. Tek fark şu; ‘yapay ette’ kelle, paça, böbrek, ciğer, bağırsak, kuyruk vesaire bulunmuyor. Dolayısıyla kemik ya da kılçık da yok. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde yılda milyarlarca tavuk kesiliyor, 35 milyon küçük ya da büyükbaş hayvanın serüveni mezbahalarda son buluyor. ABD’deki sayılar bu ise varın dünyadaki sayıları siz düşünün. Sanırım yıllık kesilen hayvan sayısı, birinci ve ikinci dünya savaşlarında öldürülen insan sayısının onlarca katıdır.
Dünyanın en büyük hamburger şirketi McDonald's bile bu dönüşümü fark etti. Şirketin stratejisinden sorumlu başkan yardımcısı Lucy Brady, “Alternatif etin popülaritesi zamanla artacak gibi görünüyor, istesek ya da istemesek biz de zamanla çağa uygun hareket etmek zorunda kalacağız’’ dedi.
Bazı küresel sağlık örgütleri, ‘yapay etin’ yaygınlık kazanması durumunda birçok hastalık oranlarının düşeceğini vurgulamaktadır. Bu durumda kim kaybedecektir? Elbette hayvan besicileri ve tavuk çiftliği sahipleri. Ancak bu durumda hayvancıklar, tarihleri boyunca ilk defa barış içinde yaşama imkânı bulacaktır. Hak ve hukukta insanların gerçek kardeşleri konumuna yükselecekler. Beni gerçekten hüzünlendirecek olan şey ise, bıyıklarını burarak, konukları önünde övünebilecekleri ‘mefatih’ (kemikli kuzu eti ve pirinç pilavı) için yeterince kuzu bulamayacak olan Araplar olacaktır.