Tahran’daki yönetim, koronavirüs salgınının neden olduğu yıkım, ekonomik gerileme, hiper enflasyon, yolsuzluğun yaygınlaşması gibi ciddi sorunlardan dikkati başka yöne çekmek için cumhurbaşkanlığı seçim sezonunu erkenden açma kararı aldı.
Seçimlerin önümüzdeki 2021 Haziran’ında yapılması bekleniyor. Öte taraftan resmi medyaya, bu seçimlerin ‘uzun zamandır İslam Cumhuriyeti'ne sahte demokrasi görüntüsü veren’ reformcular ile muhafazakarlar arasındaki son yüzleşme olacağı konusu hakim oldu. Gündemde olan bir diğer konusu ise Yüce Rehber’in bir askeri cumhurbaşkanının yardımını isteyeceği yönündeki söylentilerdir. Nitekim şimdiye kadar bin kadar mevcut ve emekli generallerden ikisi ringe adım attı.
Yüce Rehber’in, yaşlanan İslam Cumhuriyeti'ndeki neredeyse tüm üst düzey pozisyonları 70 yaş ve üstü kişilerin oluşturduğu bir zamanda, bu kuşakta bir değişiklik yapmak istediği yönündeki üçüncü bir fikre bizi ikna etmeye çalışanlar da var.
Cumhurbaşkanlığına aday olmak isteyenler için getirilen katı yeni koşullara bakılırsa, Yüce Rehber’in belirlediği kriterlere uygun aday bulmak imkansız olmasa da zor olabilir. Çünkü geçen hafta yayınlanan şartlar kimin rekabet edebileceğinden ziyade kimin rekabet edemeyeceğini netleştirmek için tasarlanmış gibi görünüyor.
Burada amaç gerekli ehliyetin ve liyakatin açıklanması değil, bizatihi dışlamadır. Bu dışlama esas olarak nüfusun yaklaşık yüzde 52'sini oluşturan İranlı kadınlarla ilgilidir. Bunun ikinci adımında nüfusun yüzde 2 ila yüzde 4'ünü oluşturan Müslüman olmayan İranlılar vardır. Bu dışlama çemberinin içinde, nüfusun yüzde 12'sini oluşturan Şii Müslümanlar olmayan İranlılar da yer almaktadır. Ayrıca Müslüman, Şii ve erkek olmak cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmaya hak kazanmak için yeterli değildir. Şii olsanız bile aday olmaya hak kazanmak için 12 İmamcı Şia’dan olmanız gerekiyor. Ancak mesele bununla da sınırlı değil. Müslüman, 12 İmamcı Şii, ve erkek olmanızın yanı sıra ‘köktendinci’ de olmalısınız. Peki bu şartlar sağlanınca aday olunacağını mı sanıyorsunuz? Hayır!
Erkek, Müslüman, 12 İmamcı Şii ve köktendinci olmanız da yetmiyor. Mollalar tarafından icat edilen ve kendisine inanılmadığı takdirde sahih bir İslami inancın olamayacağı Velayet-i Fakih teorisine de inanmanız gerekmekte.
Yalnızca buna iman etmeniz de yetmez. Nitekim Velayet-i Fakih’e tek meşru yönetim biçimi olarak inanmanız gerekmektedir. Peki bununla bitiyor mu? Hayır, Velayet-i Fakih’e inanmak da yetmiyor. Buna mutlak surette inanmalısınız. Nihayetinde tüm koşulları sağladığınızda geriye tek bir şey kalıyor: Yüce Rehber Ayetullah Ali Hüseyni Hamaney'e mutlak sadakat!
Cumhurbaşkanlığı pozisyonuna adaylığa hak kazanmak için yerine getirilmesi gereken bu koşullara ek olarak yaşınızın 30’un üstünde -bu nüfusun yüzde 50'den fazlasını devre dışı bırakıyor- ve 70’in altında -bu da nüfusun yüzde 5’ini dışarıda bırakıyor- olması gerekiyor. Ayrıca ülke dışındaki tahmini 8 milyon İranlının cumhurbaşkanlığına aday olması yasak. Aynı zamanda yeni bir şart olarak üniversite diploması ya da dini enstitülerden veya askeri okullardan alınan muadil bir belgeye sahip olmanız gerekiyor. Fakat bu göründüğü kadar kolay değil. Parlamento’nun 2018 yılında yayınladığı bir rapor, hükümette yüksek mevkilere gelenler arasında binlerce sahte doktora derecesi bulunduğunu ortaya koydu. İranlılar Seyyid, Ayetullah veya en azından Hüccetü'l-İslam unvanını alamadıklarında, unvanlara yoğun ilgileri sebebiyle ‘doktor’ veya ‘mühendis’ olarak anılmayı seviyorlar. Elbette ihtişamın zirvesini temsil eden ve bir dizi lakabı taşıyan Büyük Ayetullah Seyyid Dr. Muhammed Beheşti bunun en güzel örneğidir. Kendisi 1979 yılında Humeyni'nin iktidarı kabzasına almasında yardımcı olan ilklerden biriydi.
Devrim Muhafızları’ndaki neredeyse tüm üst düzey liderlerin, mevcut ve mevcut olmayan üniversiteler tarafından verilen gerçek ya da sahte doktora derecelerine dayanarak ‘doktor’ unvanını kullanmaları şaşırtıcı değildir. Sahte üniversite adresleri arasında Karayip’te bir ada olan Saba’daki bir üniversitenin adı bile var. Bu üniversite İranlı yetkililere 25 bin dolar karşılığında 500'den fazla doktora derecesi sattı. Bununla birlikte ülke içerisindeki dini ehliyet de şüpheler ve spekülasyonlarla karşı karşıyadır. Meşhed ve Kum’daki geleneksel dini kurumlar maaşlarını devletten alan mollaların liderliğinde rejim tarafından kurulan üniversiteleri tanımıyor. Buna karşılık devlet tarafından finanse edilen dini kurumlar, geleneksel medreselerin içtihatlarını tanımıyor.
Belirlenen şartların tespit edilmesi zor olan başka nitelikleri gerektirmesi meseleyi daha da karmaşık bir hale getiriyor. Mesela bir adamın dinin gerekliliğine samimi bir inancı, Batı'ya karşı saf düşmanlığı veya İslami devrime karşı ortaya çıkan tüm fitnelere olan muhalefeti nasıl kanıtlanabilir?
Ayrıca kanıtlanması zor olan koşullar arasında, rejimin çıkarlarını kişisel çıkarlara tercih etmek ve iç işleri, bölgesel siyaset ve uluslararası durumlar hakkında derin bir bilgiye sahip olmak da var. Cumhurbaşkanlığına aday olmak isteyenlerden sadece rejime ve politikalarına değil, bütün mevcut kurumlara bağlılıklarını kanıtlamaları istendiğinde işler daha da karmaşık hale geliyor. Anayasa Koruma Konseyi’nin dağıtılması veya Devrim Muhafızları’nın orduya entegrasyonu bir yana reformun hayalini kuranlar bile aday olamazlar.
Öte taraftan çift uyruklu olan veya yabancı bir ülkede daimi ikamet izni olanların cumhurbaşkanlığı için aday olması da yasaktır. Bu, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye yakın olan ‘New York Gençleri’ grubunu dışarıda bırakmak için tasarlanmış olabilir. Ayrıca yabancı ülkede doğan ve ebeveynleri, çocuklarından biri veya birinci dereceden akrabalarından herhangi biri yabancı bir ülkede ikamet edenler de seçimlere adaylığını koyamıyor. İslamî Şûra Meclisi 2018 yılında yayınladığı bir raporla, 1500'den fazla üst düzey yetkilinin çift uyruklu olduğunu iddia etti. Bunlar arasında isimleri açıklanmayan bakanlar kurulu üyesi ve valiler de var.
İslamî Şûra Meclisi, Anayasa Koruma Konseyi’ne geçtiğimiz hafta aday olmak isteyen herhangi birinin adaylığını ‘geçersiz kılma’ yetkisi verdi. Yani tüm bu koşulları yerine getirseniz bile asla açıklanmayan nedenlerden ötürü başvurunuz reddedilebilir. Ancak Anayasa Koruma Konseyi’nin onayı da yetmiyor. Yüce Rehber de adaylığınızı ‘geçersiz kılma’ yetkisine sahiptir. Onun hatasız olduğuna inandığınız için kararına itiraz edemezsiniz. Yüce Rehber’in onayını alabilecek ve bütün bu şartları yerine getirebilecek tek bir kişi var, fakat sorun şu ki o da bu pozisyon için artık müsait değil: General Kasım Süleymani.
TT
Tahran'ın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki hokkabazlık: Adayları eleme oyunu
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة