Hüseyin Şubukşi
TT

Aşı diplomasisi!

Genel olarak dünya çapında aşılama oranlarında sürekli bir artış olduğu ile ilgili haberler gelmeye devam ederken, her bir aşının etkinliğinin kıyaslanmasının yanı sıra ülkeler ve bu aşıları üreten şirketler için daha sonra üzerine inşa edecekleri ekonomik fırsatlar göz önüne alındığında aşıların getirileri hakkındaki konuşmalar gittikçe artıyor. İnsanlık tarihi için dönüm noktası olan bu anın bazı taraflarca siyasi olarak sömürüldüğü aşikar… Bu sömürme medya kuruluşları tarafından kibar, nazik ve hafifletilmiş bir şekilde “aşı diplomasisi” olarak nitelendiriliyor.
Pfizer, Moderna ve yakın zamanda aşısını duyuran ve görünüşe göre ABD’deki büyük ihtiyacı genel ve yoğun olarak karşılayacak olan Johnson & Johnson temsilciliğindeki ABD aşılarının dışında aşı diplomasisi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede resmen duyurulan ilk aşı olarak kabul edilen Sputnik V adlı aşısına güvenen Rusya’da yoğunlaşmış durumda. Rusya aşısını Asya ve Orta Doğu’nun yanı sıra Latin Amerika’da Arjantin, Bolivya, Paraguay, Venezuela ve Brezilya gibi dünyanın çeşitli bölgelerine göndermeyi başardı. Ancak dikkat çekenler Avrupa Birliği’ne (AB) üye olan ülkeler oldu. Rusya aşısı Avrupa Birliği İlaç Dairesi’nden (EMA) onay almamış olsa da üye ülkelerden aşıya rağbet var. Hatta Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya çoktan aşıyı aldı.
İki çeşidi ile erkenden dünya çapında dağıtılan Çin aşısı da (en etkili Sinopharm ve daha az etkili Sinovac) var. Aşılar Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Fas, Ürdün, Afrika’nın tümü, Brezilya, Karayip ülkeleri, Tayland, Malezya, Endonezya ve Kamboçya gibi Asya ülkeleri ve Türkiye’ye ulaştı. Bununla birlikte aynı zamanda İtalya, Macaristan, Sırbistan ve Bosna Hersek gibi Avrupa ülkelerine de gönderildi.
Ayrıca Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) olarak bilinen uluslararası bir aşı girişimi de bulunuyor. COVAX’ın aşı envanterinin çoğunluğunu AstraZeneca aşısı oluşturuyor. Aşılar başta Afrika ülkeleri olmak üzere Hindistan, Nijerya, Pakistan, Bangladeş, Tunus, Filistin, Endonezya ve Brezilya’ya gönderilecek. Bir de Küba’nın geliştirdiği Soberana 2 aşısı var. Soberana 2 ile Küba adasında bulunanların hepsi aşılanıyor. Aşı partileri İtalya, Afrika ve Küba’ya gönderildi. Küba daha önceden büyük tıbbi başarılara imza atmıştı. Küba Afrika’nın AIDS ve Ebola virüsleri ile mücadelesinde yanı sıra aşı diplomasisini iyi bir şekilde kullanması ile öne çıkmıştı. Zira Küba tıbbi personellerini görevlendirip ücretsiz olarak çeşitli sağlık malzemeleri göndermişti. Böylece Afrika kıtası halklarının gönlünü kazanmıştı. Bu adım o dönemde sosyalist Karayip adası için önemli ve etkili bir diplomatik zafer olarak kabul edilmişti.
Küba karşı konulamaz güneşi, kumu ve bir doz aşı alma karışımı ile sahillerine turistleri çekme fikrini ortaya atıyor. Aşıyı geliştiren ekibe liderlik eden bilim adamlarından Vicente Vérez, adayı ziyaret eden tüm yabancılara aşı verebileceklerini söyledi. Kaliforniya Üniversitesi’ndeki (San Diego) Kübalı uzman Richard E. Feinberg aşı meselesinin sadece tıbbi ve insani bir eğilimle alakası olmadığını ve Kübalıların virüsü kontrol altına aldıkları takdirde büyük bir ekonomik kazanç sağlayacaklarını söyledi. Feinberg bunun anlık bir kazanç olmaktan ziyade Küba’daki farmasötik biyoteknoloji sektörünün prestijini güçlendireceğine işaret etti. Bu da Küba’nın diğer tıbbi ürünlerini pazarlamalarına zemin hazırlayacak. Kübalı bilim adamları, hükümetin ilaç bağışında bulunarak ve yurtdışındaki halk sağlığı krizleri ile mücadele etmek için doktorlar görevlendirerek uluslararası ilişkilerini güçlendirmeye yönelik köklü uygulamaları doğrultusunda, büyük olasılıkla fakir ülkelere belli miktarda doz temin edeceği görüşünde.
Bununla birlikte göze çarpan ve en çok ilgi uyandıran şey Rus-Çin çatışması. İki ülke de Avrupa kıtasının derinliklerinde mümkün olan en büyük nüfuzu elde etmek ve sağlık alanında bir yer edinmek için mücadele veriyor. İki ülkenin düşüncesine göre bu durum kendileri için son derece önemli olan siyasi, diplomasi ve ahlaki bir zafer kazanmalarını sağlayacak.
Aşıların dünya çapında dağıtılıp yayılması ile birlikte, pandeminin, yıkıcı etkilerinin ve dünyanın çektiği sıkıntıların yakın zamanda sona ereceğine dair güven verici sinyaller artıyor. Dolayısıyla bu, ekonomik açılımın yakın olduğuna dair gittikçe artan bir rahatlamayı beraberinde getiriyor. Bunun da dünyanın çeşitli yerlerinde mali borsalara ve petrol başta olmak üzere çeşitli temel emtia fiyatlarındaki artış üzerinde olumlu bir yansıması oldu.
Aşı diplomasisi, şu anda mevcut çeşitli güçler arasında gittikçe kızışan soğuk ticaret savaşının insani yüzü olabilir. Bu konuda önemli olan şey dünyanın pandemiyi bir an önce atlatmasıdır.