Abdullah Utaybi
Suudi Arabistanlı yazar. İslami akımlar araştırmacısı
TT

Afganistan: Acele bir geri çekilme miydi?

İşler sonuçlarına göre değerlendirilir. NATO ile geniş bir uluslararası ittifakın 20 yıllık müdahalesini müteakip ABD'nin Afganistan'dan geri çekilişi, kötü sonuçlardandı. Yaşanan acelecilik için özür dilemek adına amaç ve hedefler Usame bin Ladin'in öldürülmesine ve Afganistan'ın terörizmin yeni bir üssü olmasının engellemesine indirgendi.
Bu doğru olsaydı, Başkan Obama döneminde Usame bin Ladin öldürülür öldürülmez Afganistan'dan çekilmek gerekirdi. Radikal örgütlerin Afganistan'a akmayacağı meselesine gelince, bu konuda bir şey söylemek acelecilik olur. Bu, Afganistan gerçeğini yöneten tüm felsefi, dini ve politik göstergelerin tam aksidir. Tarihi yeniden yazma ve yorumlama, hedefleri yeniden formüle etme girişimleridir. Zaman kazanmaya, baskıların üstesinden gelmeye, hatta krizi aşmaya yönelik fikri ve politik bir kelime oyunudur, mantıklı bir açıklama ve ikna edici bir rasyonel gerekçe değildir.
ABD'nin geri çekilmesi yıllardır bekleniyordu ve bu konuda iki partiyi de içeren bir Amerikan konsensüsü bulunuyordu. Bilinen ve deklare edilen bir şeydi. Dolayısıyla asıl eleştirilen, geri çekilmenin kendisi değil, utanç verici ve karışık yöntemidir. Bu nedenle Başkan Biden, yaptığı açıklamalarda Başkan Trump'ı suçlamanın arkasına sığınmakta ve çekilme kararının onun tarafından alındığını söylemekte ısrar ediyor. Ama Trump, geri çekilmenin tüm Amerikan vatandaşlarının ve iş birlikçilerinin, gelişmiş Amerikan mekanizmalarının ve silahlarının geri çekilmesini, askeri üslerin DEAŞ vb. herhangi bir terör örgütü tarafından kullanılmaması için yıkılmasını temin edecek iyi düşünülmüş bir plan dahilinde gerçekleşmesi gerektiğini açıkça ifade etti.
Tarihsel olarak, mağlup olanlar, yenilgilerini mağlubiyet olarak tanımlamazlar. Başarısızlar başarısızlıklarını bu şekilde adlandırmazlar. Bunun yerine, tüm bunlar belirli bağlamlar içinde gerçeğe zıt mesajlar vermek üzere değiştirilir. Araplar bunu iyi bilirler; 1967’deki yenilgiden sonra, birçok Arap kendisini bir yenilgi değil, bir gerileme olarak adlandırmaya devam etti.
ABD içindeki siyasi tartışma, bu aceleci geri çekilmeyi okumakta çok faydalı. Tüm Amerikan akımları geri çekilme üzerinde mutabık olmaları gibi, geri çekilmenin yöntemi ve yönetimini reddetmek ve sorgulamak konusunda da hemen hemen mutabıklar. Genellikle Biden yanlısı olan liberal sol medya bile bu konuda sessiz kalamadı ya da hataların boyutunu gizleyemedi.
Başkan Biden ve yönetiminin açıklamalarında Washington’un yaşadığı kafa karışıklığı açık ve net bir şekilde görülüyor. Geri çekilme henüz tamamlanmadı, ancak Taliban Hareketi Kabil'in kontrolünü ele geçirdi. Bunun üzerine ABD yönetimi, Afgan hükümetini suçlamaya, yolsuzluklarından bahsetmeye, Taliban'ın ilerleme hızı karşısındaki şaşkınlığını dillendirmeye, karar alımı sırasında ABD istihbarat raporlarındaki "tutarsızlıklardan" bahsetmeye başladı. Bu açıklamalar ve detaylı olarak incelenmemiş sonuçları, kararının ABD, bölge ve dünya üzerindeki etkilerinin bilincinde olan galip birinin değil.
ABD'nin geri çekilmesi henüz tamamlanmadı. Bununla birlikte, Taliban Hareketinden insan ve kadın haklarına saygı duyma, misilleme yapmama ve Afgan vatandaşlarının tahliyesine izin verme yönündeki Amerikan talepleri duyulmaya başladı. Bunlar, BM gibi uluslararası kuruluşlar veya Afganistan'da olanlarla hiçbir ilgisi olmayan ülkelerden gelebilecek talepler, Afganistan'ı 20 yıldır yöneten ABD yönetiminden gelmesi, gerçekten şaşırtıcı. En şaşırtıcı olan yanı da bizzat ABD’den gelmesi. Taliban’ın imajını bu aşamada ve yakın gelecekte belirleyecek olan nihayetinde iç ve dış politikalarıdır. Siyaset, ekonomi ile tarih, söylem ve ideoloji de unutulmamalı. Karmaşık sahneler, ayrıntılı kelime dağarcığına bölündüklerinde, nesnel ve tarafsız bir şekilde tartışıldıklarında anlaşılması ve ele alınması kolaylaşır.
Stratejik olarak, Çin’in uluslararası düzeyde siyasi ve ekonomik açıdan artan etkisinin ışığında şu sorgulanmalı; ABD’nin Afganistan'dan çekilmesi Çin için bir sorun mu yoksa bir kazanç mı? Çin'in son yıllarda güçlü ilişkiler kurduğu ülkelerden oluşan geniş bir alanda nüfuzunu genişletmesini ve ilişkiler kurmasını kolaylaştıracak mı yoksa zorlaştıracak mı? ABD’nin geri çekilmesiyle ilgili bunlar gibi sayısız soru var ve onlara hak ettikleri kadar sağlam, tutarlı ve bilinçli değil, aceleci cevaplar sunuluyor gibi.
Taliban Hareketinde meydana gelen değişiklikleri halen görmeyi bekliyoruz. Hareketten gelen açıklamalar genel olarak, önceki aşırılıkçılığın bir kısmını terk etmeyi seçtiği yönünde. Peki, Taliban gerçekten, hoşgörü, bir arada yaşama ve barış yönünde mi değişecek yoksa siyasi İslam gruplarının yeni bir yönetim modeline mi dönüşecek? Bu, hareketin ve liderlerinin tercihlerine bağlı. Afganistan'dan gelen haberler, gözlemcinin mevcut sahneyi ve geleceği daha iyi okumasını sağlayan birçok ayrıntı sağlıyor.
Taliban’ı başkalarının suçuyla yargılamak doğru değil. Bununla birlikte, herhangi bir gözlemci ve analist, dünyanın doğusundan batısına siyasi İslam grupları ve dini radikal tüm köktendinci hareketleri saran coşku konusunda bir konsensüsü andıran tepkileri okuyabilir. Sembollerinin, internet sitelerinin ve kendilerine sempati duyan haber kanalların bu coşkuyu dile getirdiklerini, hakkında açıklamalar, fetvalar ve tebrikler yayınladığı görülebilir. Bu tür yaygın pozisyonlar, dikkate alınması, izlenmesi ve analiz edilmesi gereken “tarih mantığının” bir parçasıdır, çünkü gelecekteki etkileri önemli ve etkindir.
ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi, tüm ölçütlerde tarihi bir andır. Tarih ve siyaset ilişkisi karmaşık ve heyecan vericidir, her birinin diğeri üzerindeki etkisi büyük ve geniştir. Ancak siyasi kararlar tek başına tarihi değiştirmez, hele de acil ve iyi düşünülmemişse? Siyasi kararlar, dünyadaki büyük bir imparatorluk tarafından verilmiş olsa bile, hala güçlü ve çelişkili olan uluslararası ve bölgesel çatışmaları ve eksenleri sona erdirmez. Bu nedenle, ülkelerin çıkarları hesabına hareket etmesi, sahnede meydana gelen değişiklikleri ve bunların gelecekteki büyük etkilerini yeniden okuması doğaldır.
ABD'nin geri çekilmesinin ahlaki boyutu önemli bir boyuttur. Kabil Havaalanından gelen görüntüler, kalkan uçakların tekerleklerine asılan ve düşen insanlar, bebelerini terk eden anneler, askeri uçaklarla dünyanın her yerine taşınan binlerce mülteci, herhangi bir siyasi hesaptan uzakta, insan vicdanı için acı görüntülerdir. Asil ilkeler, sınanıp denendiklerinde, sonuçlar tarihin uzun dönemleri boyunca insanların zihinlerinde sağlam bir şekilde kök salmış halde kalır.
Son olarak, bu olaylar, Afgan halkının önemli bir grubunun düşünme biçimini, korkularını ve özlemlerini gösteriyor. Nihai kararı tarih verecek, ama bu halkın eli kolu onlarca yıldır bağlı, sonu gelmeyen ve sonu gelecek gibi de görünmeyen savaşların içinde yaşıyor. İstikrarlı ve güvenli bir ülkede kurtuluş bulma umudu devam ediyor.