Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

Çin girişiminden alınacak dersler

Çin hükümeti geçtiğimiz ağustos ayının sonunda “çocukların fiziksel ve zihinsel sağlıklarını korumak” için 18 yaşından küçüklerin cuma, cumartesi, pazar ve tatil günleri dışında bir saatten fazla (8 ila 8 saat arası) çevrimiçi video oyunları oynamasına izin verilmeyeceğini duyurmuştu. Söz konusu karar büyük bir ilgi çekmiş ve beğenenler olduğu kadar beğenmeyenler de olmuştu.
Çin hükümeti hiç şüphesiz bu kararının, yıllık yaklaşık 44 milyar dolara ulaşan satış oranıyla dünyanın en büyük endüstrilerinden sayılan video oyunları endüstrisinde büyük kayıplara yol açacağını biliyordu. Ancak gençliği de “asrın afyonu” olarak tanımladığı şeyden korumanın elzem olduğunu düşünüyordu.
Bu karar, Çin hükümetinin temel okul derslerinde özel dersleri kısıtlamaya yönelik aldığı karardan birkaç hafta sonra gelmişti. Hükümetin geçtiğimiz temmuz ayında açıkladığı yeni kaidelere göre, okul müfredatı dahilinde özel ders veren kurumlar, kâr amacı gütmeyen kurumlar olarak kayıt yaptırmak zorunda kalacak. Ayrıca hükümet, hızla büyüyerek yaklaşık 120 milyar dolarlık bir hacme ulaşan bir endüstride hiçbir yeni eğitim kurumuna çalışma izni vermeyeceğini söyledi.
Diğer ülkelerde olduğu gibi Çin’de de özel dersler, eğitimdeki rekabet çerçevesinde erkek ve kız öğrencilere uyguladığı baskı ve ailelere getirdiği maddi yüklerle birlikte, hayat şartlarının zorlaştığı bir dönemde sorun haline geldi. Bu yüzden Çin hükümeti, yaşlıların oranının gittikçe arttığı toplumda yüksek konut maliyetleri ve maliyetli sağlık hizmetleri ile boğuşan aileler üzerindeki mali yükü hafifletmek için bu tedbirlerin alınmasını uygun gördü.
Eğitim sisteminde reform yapma arayışına giren Çin, bununla da kalmadı ve çocukların geç saatlere kadar uykusuz kalmasına sebep olan ödevleri kaldırdı, öğretmenlerin internet üzerinden yaptıkları yayınların saatlerini düşürdü ve üniversitelerde daha fazla kontenjan açacağını duyurdu. Hükümet ailelerin, büyük oranda test ve sonuç odaklı olan rekabetçi eğitim sisteminin istekleri ile çocuklarının sağlık ve mutluluğu arasında denge tutturma problemiyle karşı karşıya olduklarını belirtti.
Kamu eğitiminde reform, özel eğitimi kontrol etme ve sınıf farklılıklarının yanı sıra gençlerin sorunları, elektronik oyunlar ve sosyal medya araçları ile ilişkileri ve bu gençlerin ve ergenlerin siber uzayda geçirdikleri vakit; bütün bunlar sadece Çin’in değil bütün dünya ülkelerinin hatta gelişmiş batılı ülkelerin -Arap ülkelerimizi saymıyorum bile- muzdarip olduğu küresel sorunlardır. Bu yüzden özellikle bu girişimlerin birçoğu 21. yüzyıla hükmetmek isteyen bir ülke tarafından yapıldığından ve uygulanan planlar, girişimler ve adımlar Çin'in uluslararası sistemde birinci olarak yarışma gücünü artırmayı hedeflediğinden Çin’in bu girişimi öğrenme, ilham alma ve geliştirme için fikir verebilir. Eğitime ve özellikle gençlere odaklanmak doğru bir yaklaşımı yansıtıyor. Zira bu kesim olmadan geleceğe hazırlanmak zorluklarla ve sıkıntılarla dolu olur.
Çin'in elbette uyguladığı bazı reformlarda kendine göre hedefleri var. Gençlere odaklandığında  onları batının etkilerinden korumak ve zihinlerine Çin değerlerini aşılamak istiyor. Aynı zamanda demografik dengesizliği, zaten var olan fazla nüfus sorunu ve yaşlı nüfusun artmasından muzdarip bir ülkede Çin, bu demografik dengesizliği de düzeltmek istiyor. Bu yüzden 2016 yılında ailelerin birden fazla çocuğu olmasını engelleyen politikasını değiştirerek iki çocuk yapmalarına izin vermiş ve bu yıl da çiftlerin üç çocuğu olmasına müsaade ettiğini duyurmuştu.
Bu ve diğer adımlar, Çin hükümetinin aileler üzerinde gittikçe artan baskıyı hafifletmek ve yeni zenginler ile işçi ve çiftçi sınıfından oluşan fakirler arasındaki uçurumun genişlediği bir ülkede sosyal dengeyi sağlamak için yaptığı geniş kapsamlı reformlar kapsamında da yer alıyor. Nitekim bu ayın başlarında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ortak refah olarak tanımladığı şeyi umuma açmaya ve Çin’in küresel ekonominin liderliği için ABD ile rekabet etmesini sağlayan muazzam ekonomik büyümenin faydalarını yaymada eşitlik sağlamaya yönelik devlet planlarını açıkladı.
Dünya Bankası’nın verilerine göre Çin, gelir ve servet dağılımındaki eşitsizlik açısından dünya sıralamasında ABD'den sonra ikinci sırada geliyor. Bu, 1978'de eski Çin Devlet Başkanı Deng Şiaoping'in Mao Zedong'un politikalarından büyük oranda ayrılarak başlattığı ekonomik anlamda dünyaya açılma politikası çerçevesinde Çin’in tanık olduğu büyük ekonomik sıçramanın bir sonucu olarak gerçekleşti.
Çin liderliği, açılımın faydalarını birkaç kişinin eline bırakan Rus modelinden de sıyrılmak istiyor. Pekin, yeni milyarderleri hedef alan bir girişim başlatarak bazı şirketlere, özellikle de teknoloji devlerine, aşırı genişlemelerini ve rekabeti ortadan kaldırmalarını önlemek için ciddi kısıtlamalar getirdi ve kârlarının bir kısmını toplumsal programlara yönlendirerek “ortak refah” kampanyasına katkıda bulunmalarını zorunlu kıldı. Hükümet, başta ünlüler ve zenginler olmak üzere vergi kaçıranları kontrol altına alacağına dair taahhütte bulundu. Ayrıca Yargıtay kararıyla özel sektördeki birçok şirketin çalışma sisteminin, çalışanların 72 saat çalışmasını gerektirdiği için yasa dışı olduğunu duyurdu.
Hükümetin girişimi, milyarderleri ve şirketlerini hiç vakit kaybetmeden ticari kazançlarının bir kısmını kırsal alanlardaki sosyal refah ve ekonomik kalkınma programlarına tahsis edeceklerini duyurmaya itti. Hatta bu yılki hayır taahhütleri toplamda yaklaşık 100 milyar Yuan’a (yaklaşık 15 milyar dolar) ulaştı.
Çin Komünist Partisi’nin ve devletin toplum üzerindeki egemenliğini güçlendiren bu değişikliklerde, 1960’lı yıllarda Mao Zedong’un liderlik ettiği ve ülkede büyük bir sarsıntıya yol açan Kültür Devrimi'nin özelliklerinden emareler görenler var. Ancak Çin eski Çin değil. Zira bugün, kendisini ABD ile rekabet eden ve dünya sahnesinde dikkate alınması gereken bir güç haline getiren ekonomik açılımının faydalarından yararlanıyor. Bu yüzden, Çin Komünist Partisi’nin liderliği, yeni zenginlere ne kadar kısıtlamalar getirirse getirsin veya toplumsal değişimleri kontrol etmeye çalışırsa çalışsın yeni iktidar araçlarını, özellikle de ekonomi alanında gereksiz yere harcamayacaktır. Pekin ekonomik pastanın büyüklüğünü artırmaya devam etmek istiyor ancak aynı zamanda bu pastayı sosyal dengeyi koruyacak ve fakirler ile zenginler arasında oluşan büyük uçurumu azaltacak şekilde bölmek istiyor.
Başkan Şi’nin bizzat kendisi Mao’nun liderlik ettiği Kültür Devrimi döneminin bir hayranı değil. Nitekim bazı konuşmalarında bu dönemin Çin ekonomisini çöküşün eşiğine getirdiğini söyleyerek sert eleştirilerde bulunmuştu. Gelecek yıl başkanlık seçimlerine üçüncü kez beş yıl sürecek bir dönem için aday olmayı hedefleyen Şi’nin istediği şey; ülke içindeki birliği güçlendirmek, ekonomiyi desteklemek ve zenginliği artırmak. Ancak Şi bunu içeride daha fazla disiplin sağlayarak yapmayı düşünüyor.
Çin’in girişiminde var olan tüm eksiklere rağmen bence bu girişimden özellikle gençleri internetin, sosyal medyanın ve elektronik oyunların aşırı kullanımının zararlarından koruma konusunda yararlanılabilir ve belki de bu geliştirilebilir. Ayrıca eğitim sisteminin belirli aralıklarla değerlendirmeye tabi tutulmasından ve ticari kaygıların fırsat eşitliği ilkesine baskın gelmesinin önlenmesinden istifade edilebilir. Gençleri korumak ve eğitmek, özellikle internetin ve sosyal medya araçlarının pek çok değişikliğe yol açtığı ve insanların hatırı sayılır bir miktarda zamanlarını çaldığı Arap dünyasında en önemli görevlerden ve en büyük zorluklardan biri olmaya devam ediyor.