Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

Bu savaş kimin savaşı?

Geçtiğimiz hafta 11 Eylül Saldırıları’nın yıldönümüydü. İşgalin yirminci yılında ABD, Afganistan’dan çekildi. Buna cevap olarak Taliban da Afganistan’da egemenliğini ilan etti.
11 Eylül Saldırıları’nın hemen akabinde dönemin ABD Başkanı Bush, tüm dünyayı ayağa kaldırarak, terör saldırılarının faili olduğunu söylediği El-Kaide’ye karşı topyekun operasyona başladı. Bu o kadar şiddetli bir cevap verme operasyonuydu ki, dünya tarihi yeni bir kırılmanın eşiğindeymiş gibi bir hava oluşturuldu. Gazeteciler, uluslararası ilişkiler teorisyenleri, savaş tüccarları, psikolog ve sosyologlar, ülkeler aklınıza kim ve ne gelirse hep bir ağızdan 21. yüzyılın en önemli olayının bu saldırılar olduğunu söyledi ve tüm dünya “teröre karşı savaş” sloganıyla harekete geçti. Alternatif bir alan da yoktu zira ABD’nin stratejisi “ya bizdensiniz ya onlardan” söylemi üzerine kurulmuştu.
Savaşın sonunda 2 bin 500 ABD askeri, 150 binden fazla Afgan hayatını kaybetti. Terör bitmedi, ABD kaybetti, Taliban Afganistan’da egemen oldu, Afganistan ekonomiden siyasete kadar her alanda derin krizlerin olduğu bir ülke olmaya devam ediyor… Bir de bunun üzerine DEAŞ gibi bir terör örgütü ortaya çıktı. Şüphesiz DEAŞ’ın ortaya çıkışındaki birçok nedenden biri de ABD işgallerinin oluşturduğu travmalardı. Diğer yandan İslam/Müslüman karşıtlığı artarak devam etti, Müslümanlar terörle ilişkilendirilip şeytanlaştırıldı, sırf sakalı, başörtüsü var diye insanlar uçaktan indirildi, terör şüphelisi ilan edildi, temel insan hakları rafa kaldırıldı…
ABD Afganistan’dan çekilirken beklendiği gibi bir DEAŞ saldırısı yaşandı ve 180’den fazla Afgan ve 13 ABD askeri hayatını kaybetti. Bu saldırıya cevap olarak ABD, insansız hava araçları ile DEAŞ üyesi olduklarını iddia ederek 2 yaşındaki bir kız çocuğu dahil aynı aileden 10 kişiyi öldürdü.
Ama mesele ABD’nin anlattığı gibi değildi…
New York Times’ın haberine göre (https://www.nytimes.com/2021/09/10/world/asia/us-air-strike-drone-kabul-afghanistan-isis.html ) ABD’nin hedef aldığı, 10 kişiden 7’sinin çocuk olduğu Ahmedi ailesi iddia edildiği gibi DEAŞ ile bağlantılı değildi hatta saldırıda öldürülen Zemari Ahmedi, ABD merkezli bir kuruluşta elektrik mühendisi olarak çalışıyordu. Daha dramatik olan ise ABD’nin bomba/patlayıcı olduğunu iddia ettiği şey Ahmedi’nin ailesine götürmek için bidonlara doldurduğu suydu. Ve daha da vahim olanı ABD’li yetkililer, şoförün kim olduğunu bilmedikleri halde, sırf o günkü davranışlarını şüpheli gördükleri için teyide gerek duymadan bir aileyi hedef alabilmişti.
DEAŞ’ın en tehlikeli kolu olduğu söylenen Horasan kolundan Abdurrahman el-Logari, Kabil havalimanındaki terör saldırısını gerçekleştiren kişiydi. Bu teröristin, Hindistan tarafından Afganistan’a sınır dışı edildiği, Afganistan’da hapishanedeyken Taliban yönetimi tarafından serbest bırakıldığı da söylendi.
Şimdi şu tabloya, şu çaresizliğe bakıp kahrolmamak, “bu savaş kimin savaşı!” dememek mümkün mü?
 11 Eylül 2001’de ABD’de bir terör saldırısı yaşanıyor, tüm dünya teröristleri hedef aldığını iddia ederek ABD öncülüğünde Afganistan’a giriyor, akabinde Irak işgal ediliyor, zaten DEAŞ terör örgütünün psikolojik temelleri bu işgaller sırasında atılıyor, işgallerin yirminci yılında ABD’nin güya savaştığını iddia ettiği, İngiliz istihbaratının kuvvetli bilgilere rağmen önlem almadığı havalimanında, DEAŞ 200’den fazla insanı öldürüyor, saldırının failinin Taliban tarafından hapisten salındığı söyleniyor. Bunca ahmaklık, bunca beceriksizlik, bunca başarısızlık sonrasında ABD bu kez DEAŞ’a darbe vurmaya çalışırken, bir yanda Taliban’dan ABD’ye kaçmaya çalışan, ABD’li bir şirkette mühendis olarak çalışan bir babayı yeterli delil olmadığı halde ailesi ile birlikte katletmekte bir beis görmüyor. Ama günün sonunda ABD saldırıları da, Taliban kırbaçları da, DEAŞ canlı bombaları da Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda Müslümanları hedef alırken terörist olan, şiddet perest olan, zalim olan yine Müslümanlar oluyor, öyle mi?
Siz aklınızı mı kaçırdınız?
Ortada bir savaş var, ABD ve Batılı koalisyon güya DEAŞ’la savaşıyor ama bu savaş DEAŞ’ı değil masum sivillerden oluşan Ahmedi ailesini hedef alıyor.
Ortada bir savaş var, ABD terörü bitirmek istiyor ama bu savaş teröristleri değil Afganistan’da ABD için çevirmenlik yapan sivilleri hedef alıyor.
Ortada bir savaş var, ABD güya Taliban’ın Afganistan’ı yönetmesinden rahatsız, Cumhuriyetçiler Taliban’ı terör listesine almaya çalışıyor ve ABD ezeli düşmanı İran’ı sınırlamak istiyor ama Taliban ve İran arasındaki yakınlaşma hem Taliban’a hem İran’a can suyu verirken savaş bunları değil, Afganistan’da eğitim almak isteyen masum, sivil kadınları hedef alıyor.
Ortada bir savaş var, ABD, Batılı koalisyon güya DEAŞ’a, Taliban’a, nükleer silahlara, teröre karşı savaş veriyor ama Taliban güçleniyor, İran nükleer programından vazgeçmiyor, Taliban ile birlikte etkinliğini arttırma yolu arıyor, DEAŞ üyelerini Taliban serbest bırakıyor… farkında mıyız, ortada bir savaş var ve savaşın sahipleri sürekli kazanıyor ama bu savaş kendilerinin olmayan herkes kaybediyor; Ahmedi ailesinden geride sadece ABD’ye gitmek için başvuru yapmış ama şimdilerde elinde ailesinden 10 kişinin mezar taşından başka bir şey kalmamış olan Afgan Emal Ahmedi kaybediyor, islamofobik ve İslam karşıtı nefret söylemlerinin muhatabı olan Müslümanlar kaybediyor, masum siviller kaybediyor.
Hiç düşündünüz mü, sizin olmayan bir savaşta neden kaybettiğinizi ya da sormak aklınıza geldi mi sürekli sizi hedef alan ama sizin olmayan bu savaşın kimin savaşı olduğunu?