Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Doğalgaz krizi

Küresel enerji ve özellikle doğalgaz krizi, pandemi sonrası bugün dünyanın karşı karşıya olduğu krizlerden biri. Hükümetlerin yardım paketleri sayesinde sanayi sektörü pandemi sonrası hızlı bir şekilde toparlanırken, bazı enerji sektörleri bu toparlanmaya ayak uyduramadı ve bugün sadece sektörü değil, bireylerin hayatlarını bile doğrudan etkileyebilecek küresel bir enerji krizine yol açtı.
Bu yıl boyunca, doğalgaz fiyatları yüzde 600'den fazla arttı. Bu ay İngiltere'de sadece bir günde doğalgaz fiyatı yüzde 37'den fazla artış kaydetti. Doğalgaz şirketlerinin çoğu iflas etti ve Avrupalılar bu kış kendilerini ısıtma konusunda garantisiz hale geldiler. Çin gibi ülkelerde endüstri sektörü enerji yetersizliğinden etkilendi, zira Çin hükümeti haftanın bazı günleri fabrikalarını kapatmak zorunda kaldı. Bu krizin nedenleri, endüstri sektöründeki hızlı toparlanmaya bazı enerji sektörlerinin ayak uyduramaması, doğalgazı geçiş aşaması olarak kullanarak temiz enerjiye geçiş konusunda aceleci görünen Avrupa kararları, ayrıca Rusya’nın Avrupa'nın en büyük doğalgaz tedarikçilerinden biri olması şeklinde özetlenebilir.
Avrupa ülkelerindeki durum iyimserliğe hiç yer bırakmıyor. Avrupa doğalgaz tüketiminde esas olarak Rusya ve Norveç'ten yapılan ithalata bağımlı. Avrupa’nın doğalgaz kaynaklarına gelince, tükenmeye başladılar, tükenmeyenler de yenilenebilir enerji ajandası lehine ya kapanmaları ya da genişlememeleri için muazzam bir siyasi baskıya maruz kaldılar. Bunun en yakın örneği, üretimdeki esnekliğiyle Avrupa'daki arz açığının kapatılmasında büyük rol oynayan Hollandalı Groningen Şirketi. Groningen kentinde yaşanan depremlere ek olarak maruz kaldığı siyasi baskılardan sonra şirket üretimini azaltmak zorunda kaldı. Öyle ki bugün üretimi 2018'deki üretiminin dörtte birinden daha az bir seviyeye geriledi. Kriz içindeki bir Avrupa ülkesinin canlı örneği İngiltere’ye gelince, en büyük doğalgaz depolarından birinin kapısına kilit vurmasından sonra Avrupa ülkeleri arasında en az doğalgaz stokuna sahip ülkelerden biri haline geldi. Geçmişte kendisine kışın yaklaşık 15 gün yetecek doğalgaz stoku, bugün 5 güne düştü.
Buna ek olarak, Asya'nın enerji talebi, Çin gibi Asya ekonomilerinin güçlü büyümesinin etkisiyle son yıllarda hızla arttı. Son 10 yılda, doğalgaz tüketimini üç katına çıkaran Çin'in öncülüğünde Asya ülkelerinin doğalgaz talebi yüzde 50 arttı. Avrupa ülkeleri, temiz enerjiye geçme yönündeki sürekli baskılarıyla Asya'nın doğalgaza geçişinde etkili bir rol oynadılar ve şimdi Asya, küresel doğalgaz tedariki sıkıntısıyla birlikte doğalgaz talebinde Avrupa'ya rakip olmuş görünüyor. Buna ek olarak, Çin kömürden doğalgaza güçlü bir geçiş yapmaya çalıştı, ancak bugün, geçmişte  en büyük kömür tedarikçilerinden biri olan Avustralya ile son zamanlardaki çekişmesinin ardından yaşadığı yoksunluk ve enerji açığını kapatmak için kömürü dahi kullanamıyor.
Pek çok kişi, Rusya'nın fosil enerjiden, doğalgazın ağırlıklı olarak kullanılacağı temiz enerjiye geçiş sürecindeki stratejik önemini Avrupa'ya hatırlatmak istediğini açıklayarak küresel enerji krizinde Rusya'nın rolüne işaret ediyor. Bazı Avrupalılar Rusya'yı üretimi artırarak Avrupa ülkelerini desteklememekle suçluyor. Uluslararası Enerji Ajansı Direktörü de Rusya'nın üretimi en az yüzde 15 artırabileceğini açıkça belirtti. Rusya’nın destekçileri ise, Rusya'nın ülke içindeki doğalgaz ihtiyacının son yıllarda çarpıcı bir şekilde arttığını, dolayısıyla Rusya’nın kış gelmeden yerel depolarını doldurmayı üretimi artırıp Avrupa’ya ihraç etmeye tercih ettiğini söyleyerek bu suçlamalara karşı çıkıyorlar. Her halükarda, sattığı fosil yakıtlardan vazgeçme niyetlerini açıkça dillendiren Avrupa ülkelerine Rusya'nın nezaket göstermesi için hiçbir neden yok. Bu sebeple de Rusya, Avrupa ülkelerine yatırım yapmaktansa, önümüzdeki yıllarda enerji ürünlerinden vazgeçme niyetinde olmayan pazarlara yatırım yapmayı tercih ediyor.
Mevcut enerji krizine taraflara bağlı olarak birden fazla perspektiften bakılabilir. Avrupa ülkeleri bu krize maruz kalmalarının temiz enerjiye geçiş ihtiyacını artırdığını, eğer bu yerel kaynaklara güvenselerdi, yükselen enerji fiyatlarının sonuçlarına katlanmak zorunda kalmayacaklarını düşünüyorlar. Avrupalı ​​olmayan perspektife göre de, Avrupalılar şimdi temiz enerjiye geçmekte acele etmelerinin bedelini ödüyorlar. Bu krizin bilhassa Avrupalıların temiz enerjiye geçiş aşamasında güvendikleri doğalgaz sektöründe yaşandığı göz önüne alınırsa, gelecekte de benzer şoklar yaşayabilirler.