Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Husiler Yemenli olduğunu hatırlıyor mu?

Husilerin Yemeninin İran rejiminin işgali ve kontrolü altında olduğu söylersek yeni bir şey söylemiş olmayız.
Husiler kültür ve söylem olarak İran projesine çok fazla daldılar. Zeydiyye fırkasıyla birlikte gitgide Humeynici Şii kucağına doğru kaydılar. Ancak tüm bu karanlık yolculuğa rağmen Yemen Zeydi coğrafyasında, yok olması zor olan Yemen tohumları hala varlığını sürdürüyor.
Bağımsızlık ve şahsı ile gurur duyma tohumları fikirsel açıdan eski Alevi liderliğindeki Zeydi yöntemi ile besleniyor. El-Kasım er-Ressi ve 'hakikati gösteren' lakabı ile bilinen torunu İmam Yahya'dan beri Zeydiyye imamları hakikati ve doğru mesajı taşıdıklarını düşünüyorlar. Kendilerini ve akımlarını böyle görüyorlardı.
Zeydiyye fırkası ve onunla birlikte İsmailiyye fırkası tarih boyunca kültürel ve siyasi olarak Şii’ydi, İsnâ Aşerî Câferî mezhebi değildi. Zira bütün Şii devletleri kronolojik olarak Safevi devletinden sonra  ya Zeydiyye ya da İsmailiyye fırkasına mensuptu.
Uzak tarihin konuşmasını burada kesip şu anki yaşayan tarihe bakalım. Birkaç gün önce Husi-İran anlaşmazlığına ilişkin haberler çoğaldı. Bu anlaşmazlık İran Büyükelçisi, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) subayı ve Yemen işgalinin üst düzey temsilcisi Hasan İrlu’nun Yemen'den ayrılmasıyla ortaya çıktı. Olayın detaylarına gelirsek, Fransız haber ajansına (AFP) demeç veren Suudi bir yetkili, İran’ın Yemen Büyükelçisi’nin bir Irak uçağı ile ülkeden ayrıldığını ve şu anda Bağdat’ta olabileceğini ve Riyad’ın büyükelçinin gitmesine Irak ve Umman’ın arabuluculuk yapmasının ardından izin verdiğini söyledi.
ABD merkezli The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, yayınladığı bir haberinde Husilerin Suudi Arabistan’dan İran Büyükelçisi Hasan İrlu’nun ülkeyi terk etmesine izin vermesini ‘talep etmesinin’ Husi grubu ile Tahran arasında ‘gizli bir ihtilafın’ olduğunun göstergesi olduğunu ifade etti.
Bölgesel yetkililere göre İran Büyükelçisi Husilerin omuzlarındaki yükü artıran siyasi bir sorun haline geldi ve Yemen'deki nüfuzu, Husilerin Tahran'a yanıt verdiğine dair olumsuz bir algıyı güçlendirdi.
Görünen o ki bu sebep gerçeklerden uzak değil ve bir süredir bekleniyordu. Bu sebebin doğru olduğunu düşünmeye iten şey İran’ın, Kuran'da adı geçen tarihi Yemen krallıklarının başındaki kralların oğulları ve torunlarının ve Yemenli eski kabile şeflerinin yaşadığı topraklardan Hasan İrlu’nun ayrılmasına ilişkin gülünç bahanesi olabilir. Nitekim İran Dışişleri Bakanlığı büyükelçisinin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalandığı için Yemen dışında tedavi görmesi gerektiğini söyledi. Sanki İran’a gitmek şifa topraklarına gitmek de (!) Yeri gelmişken İrlu bölgedeki yıkıcı eylemlerinin eskiden Kasım Süleymani tarafından yönetildiği Kudüs Gücü’nün bir subayı ve ABD yaptırım listesinde yer alıyor.
Yakın bir zamanda Husilerin kalplerinde Yemen-Arap milliyetçiliği uyanır mı? Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın daha önce bir televizyon kanalına verdiği röportajda ​​spikerin kendisine Husiler ve Yemen hakkında soru yönelttiğinde dikkat çektiği nokta doğru mu? Prens Selman söz konusu röportajında “En nihayetinde Yemenli Husilerin bir Arap eğilimi var ve biz bunun yeniden uyanmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Evet, Husilerdeki bu saf Yemen eğilimi duygusunun uyanmasını temenni ediyoruz. Yemen’in şehirlerinin ve köylerinin ayrı kalmasının üzerinden geçen gündüz ve geceler eğer bu hissiyatı Husilerde uyandırmıyorsa o zaman Husilerin cenaze duasını okuyabilirsiniz.