Meşal Sudeyri
TT

Yıkımdan zevk alanlar

İster kabul edin ister etmeyin Mısır'daki antik Firavun uygarlığı, dünyadaki hiçbir kadim uygarlığa benzemez. Bunun sebebi sadece oyma, işleme, resim ve heykeltıraşlık gibi bütün türleri ile sanat ve mimari açısından beşerî bütün faaliyetleri ve hayal gücünü bünyesinde barındırması değil, aynı zamanda bilimde ve savaş, teknik ve çalışma yöntemlerinde bile uzun bir tecrübeye sahip olmasından kaynaklanıyor. Sizlere her biri farklı bir yöne ışık tutan iki papirüsten bahsedeceğim. İlkinden başlayalım:
Fransız Strasbourg Üniversitesi'nden öğretim görevlisi Korshi Dosoo başkanlığındaki uluslararası bir bilim ekibi, bin 300 yıllık bir papirüs üzerindeki çizimleri ve yazıları çözmeyi başardı. Bilim adamları yazı ve çizimin, bir kadın ve bir erkek arasında güçlü aşk bağı oluşturmak için kullanılan bir tılsım olduğunu keşfettiler. Papirüsün üzerinde birbirine aşkla bakan bir erkek ve bir kadını temsilen kuşa benzer iki yaratık çiziliydi.
Yukarı Mısır'daki Deyru’l Medine’de keşfedilen ikinci papirüs, 3 bin 200 yıl öncesine dayanmaktadır ve çalışmaya saygı ve bağlılıkla ilgilidir. Üzerinde antik Mısır'da işçilerin işe gidiş gelişi yazılmıştır ve içinde bazı işçilerin işe gelmemesinin nedenleriyle ilgili notlar da yer almaktadır:
1- Falancanın kızı yaralandı. 2- Falanca annesinin cesedini mumyalamaya gitti. 3- Falancanın gözü ağrıyor. 4- Falanca karısı tarafından ihanete uğradı. 5- Falanca şarap yapmakla meşgul. 6- Falanca akrep tarafından sokuldu. 7- Falanca bir sebep belirtmeksizin gelmedi.
Hepsi cezalandırıldı. “Anne bana acı” diye bir şey yok!
Bugünlerde, bir toprak parçasından hafriyat atığı taşırken tesadüfen yedi tane bronz firavun heykeli bulan bir işçinin tavrı çok hoşuma gitti. Apis köyü gençlerinden bazıları heykelleri polise teslim etmemesi için onu ikna etmeye çalıştı ancak başarısız oldular. Heykelleri ele geçirmek için kendisine yönelik saldırı girişimlerine de direnen işçi, heykelleri polise teslim etti.
Bu sıradan vatansever genç işçinin aksine, ‘Dream’ kanalında Mercan Salim el-Cevheri adlı bir şeyh çıkıp tıpkı Taliban’ın Afganistan'da Buda'nın heykelini yıkması ve ondan çok önce de Allah Resulü'nün Mekke'de tapılan putları yok etmesi gibi başta Büyük Gize Sfenksi olmak üzere Mısır'da tapılan tüm putların yok edilmesi çağrısında bulundu.
O alim şeyhe söylüyorum, Mısır'daki firavun heykellerine ne geçmişte ne de şimdi tapınıldı. Dahası siz Amr bin el-Âs ve bazı sahabelerden daha üstün de değilsiniz. Onlar Mısır'ı fethettiklerinde, bu heykelleri yıkmamışlardı. Çünkü tapılanla tapılmayanı ayırt edebilecek akılları vardı.
O ve onun gibi şeyhler, akıllarına hurafeler sokulanlardır -burada şeytandan bahsetmiyorum-. Bu yüzden bu kişiler yıkıma yol açan her şeyden zevk alırlar.