İstemi Yılmaz
TT

Ankara-Riyad ilişkileri: İstikrar yolunda atılmış bir adım

Türkiye’nin son bir yıldır 1-2 aksaklık dışında dış politikasının merkezine oturttuğu “normalleşme diplomasisinin” Riyad ayağında önemli bir gelişme yaşandı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Ankara’yı ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaklaşık 2 saatlik bir görüşme gerçekleştirdi.
Enerji, iklim değişikliği ve ticaret konularında iş birliğini kuvvetlendirmeye odaklanan ziyaret sonrası yapılan açıklamada Suudi-Türk Koordinasyon Konseyi'nin çalışmalarının etkinleştirilmesi hususunda mutabakata varıldığı vurgulandı. Açıklamada özellikle Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu'na yapılan atıf kıymetli. Ekonomik gelişmelerin hangi perspektifte ilerleyeceği konusunda da ipucu veriyor. Fakat şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan-Prens Bin Selman zirvesini asıl değerli  kılan, meselenin diplomatik ayağı.
İki ülke bir süredir adı konmamış bir rekabet içerisinde ilişkileri sürdürüyordu. Riyad yönetimi isim vermese de en üst perdeden Türkiye’yi “İran’la iş birliği yapmak” ve terör örgütü kabul ettiği “Müslüman Kardeşleri desteklemekle” suçluyordu. Ankara açısından ise Arabistan’daki veliaht değişimi sonrası ülkenin bölge politikalarının değişmesi ve Türkiye’nin doğrudan hedef alındığı “gayr-ı resmi ekonomik boykot”, Katar’a yönelik ambargo gibi hamleler rahatsız ediciydi. Elbette ilişkilerdeki asıl dönüm noktası, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın trajik ölümüydü.
Gergin seyreden yılların ardından taraflar artık sorunları geride bırakarak etkin ortaklığa yönelmiş gibi gözüküyor. Bu noktada atılan adımların etkisi büyük. ABD’nin küresel önceliğini Ortadoğu’dan Pasifik ve Doğu Avrupa’ya kaydırdığı Joe Biden başkanlığı döneminde, Riyad-Ankara hattının güçlenmekten başka bir şansı yoktu. Kısacası bir anlamda uluslararası gelişmeler, iki ülkeyi barışa yöneltti. Türkiye’nin Dağlık Karabağ savaşında “Azerbaycan’a verdiği askeri desteğin İran’ı zayıf bir pozisyona sürüklemesi” ve Mısır’la ilişkilerini düzeltirken “topraklarında barınan Müslüman Kardeşler üyelerini sınırlarından uzaklaştırması” da göz ardı edilemeyecek etmenler.
Karşılığında Riyad yönetiminin de ilişkileri düzeltmek adına Ankara’ya yönelik sessiz boykotu sonlandırarak ekonomik yatırımlara hız verdiği görülüyor. Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın Türkiye, Ürdün ve Mısır’ı kapsayan bölge turu aslında Arabistan’ın yeni bölge politikalarının bir işareti. Riyad, Tahran’ın saldırgan siyaseti karşısında geri adım atmaya niyetli değil. İran destekli milislerle Irak ve Suriye gibi ülkelerde karşı karşıya gelen Türkiye, bu açıdan vazgeçilmez bir “stratejik ortak”.
Sonuç olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Arabistan ziyaretiyle başlayan ve Veliaht Prens Bin Selman’ın Ankara temaslarıyla devam eden değişimi rüzgarları, bölgede uzun süredir beklenen iş birliğinin ayak sesleri. Riyad-Ankara ortaklığı Ortadoğu’nun istikrarı açısından büyük öneme haiz. Bu ortaklık sarsılmaz dostluğa evrildiğinde bölgesel refah ve güvenliğin derecesinin de artıracağından kimsenin şüphesi olmasın.