Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyareti, analiz etmeye ve anlamaya çalıştığınızda kafanızı karıştıran türden bir Amerikan politikasıdır. Nitekim bu ziyaret, dünyanın daha fazla krize ve gerilime en az ihtiyaç duyduğu bir dönemde gerçekleşti ve ciddi bir krizi beraberinde getirdi. Ukrayna’daki savaş dünyayı bu denli karıştırmış iken Tayvan'da bir savaş çıkmasını ve ABD ile Çin arasında ya da bir yanda Batı ve diğer yanda Çin ve Rusya arasında bir çatışmanın çıkmasını kim ister ki!
Pelosi'nin ziyareti zamanlaması, çıktıları ve sonuçları açısından kötü bir fikirdir. Batı'da birçok analist, bunu hem Tayvan hem de çok hızlı bir şekilde kötüleşen ABD-Çin ilişkileri için ‘on yıllardır yaşanan en tehlikeli gerilim anlarından’ biri olarak nitelendirdi. The New York Times, ziyaretin ABD ile Çin arasında bir çatışmayı ateşleyecek kıvılcım olup olmayacağını sorguladı. Londra merkezli Financial Times bunu kötü bir fikir olarak nitelendirirken, The Economist bu ziyaretin ABD’nin tutarsız stratejisini ve Biden yönetiminin politikalarındaki kaosu yansıttığını söyledi.
ABD’nin, Ukrayna savaşıyla meşgulken ve Rusya ile tehlikeli bir gerilimin ortasındayken Çin'i kışkırtmasının anlamı nedir? Pelosi, faydalarının tespiti zor ve risklerinin görülmesi kolay bir ziyaret için neden bu zamanı seçti?
Önümüzdeki Kasım ayında yapılacak Kongre ara seçimleri öncesinde gerçekleştirilen ziyaretin, seçim amaçlı olması pek olası değil. Çünkü ABD’li seçmenin kaygıları, Çin ve dış politikadan ziyade ekonomik durumlarla ilgilidir. Pelosi, çoğu analist gibi, bu seçimin Kongre'deki teraziyi Cumhuriyetçiler lehine çevirmesini ve Demokratların meclis başkanlığını kaybetmesine neden olacağını bekliyor olabilir. Öyleyse Pelosi’nin Tayvan'ı Temsilciler Meclisi Başkanı sıfatıyla ziyaret etmek istemesi, ziyaretinin büyük bir etki yaratmasını ve görev süresini şu ya da bu şekilde daha sonra bahsedilecek bir adımla tamamlamak istemesiyle ilgilidir.
Bu ziyaret, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Newt Gingrich'in 1997'de Tayvan'ı ziyaretinden bu yana bir ilki temsil ediyor. Gingrich'in ziyareti de benzer bir tartışmayı ve ilgiyi beraberinde getirmişti ki, bugün hala Tayvan’daki gerilimler tarihinde hatırlanıyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, seçim için politik hesaplar yapmakla ilgileniyor olabilir. Nitekim Komünist Parti'nin yıl sonunda yapılması planlanan 20. Ulusal Kongresi'nde yeniden aday olmak istiyor. Şi, halihazırda ekonomik bir durgunluk ve salgın nedeniyle uygulanan kısıtlamaların sonuçları gibi iç zorluklarla karşı karşıya. Şu anda isteyeceği son şey, ABD'nin Tayvan provokasyonu ve Çin'e meydan okuması karşısında tereddütlü görünmektir. Şi bu nedenle, ABD’nin ‘Birleşik Çin’ politikasını ihlal etmeye çalışmasını ateşle oynamak olarak nitelendirdi ve Halk Kurtuluş Ordusu’nun boş durmayacağı tehdidinde bulundu.
Ziyaret aynı zamanda, kendilerinin bir parçası olarak gördükleri Tayvan'a karşı giderek daha sert tavırlar benimseyen Çin liderliğine yönelik bir provokasyonu da temsil etmektedir. Birleşik Çin, Komünist Partisi’nin tarihi bir misyonu ve sarsılmaz taahhüdüdür. Ertelenmesi ve sonraki nesillere bırakılması mümkün değildir. Soru şu ki, Pelosi'nin ziyaretinin alevlendirdiği bu kriz karşısında Şi Cinping ne yapacak? Sembolik bir askeri yanıtla mı yetinecek? Yoksa krizi daha da büyütüp ABD ile olası bir çatışmaya yol açacak tehlikeli adımlar mı atacak?
1995 yılının ortalarında Pekin, Tayvan Devlet Başkanı Lee Teng-hui'nin ABD'ye yaptığı resmi olmayan ziyaretten duyduğu öfkeyi, adanın yakınında denize füze ateşleyerek dile getirdi. Fakat gerilim birkaç ay sürdü. Çin uzun soluklu bir politikayı tercih ederek sakinleşmeye karar verdi ve ekonomik gelişimine odaklandı. Ancak bu 27 yıl önceydi. Bugün Çin, dünden farklıdır. Çin’in ABD ile Tayvan hakkında herhangi bir çatışma veya kriz durumunda dünya, kelimenin tam anlamıyla gerçek bir felakete sürüklenecektir. Çin bugün daha güçlü ve kendinden emin. Bugün ABD ile yalnızca ekonomik liderlik ve askeri güç için rekabet etmiyor, bilakis nüfuzunu dünya geneline genişletiyor. Bu nedenle Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaretine büyük bir güç gösterisiyle yanıt verildi. Pekin, karadan, havadan ve denizden gerçek mühimmatla dört gün sürecek tatbikatlar ilan etti, Tayvan ile temas hattına ulaşan geniş bir alanı kapattı ve adayla olan mal ihracatını ve ithalatını durdurma tedbirleri alarak birleşik Çin politikasını teyit etti.
Biden yönetiminin ziyareti küçümsemeye çalışması ve krize dönüşmemesini istemesine rağmen Tayvan politikasının değişmediğini söylemesi tansiyonu düşürmedi. Çin, Pelosi'nin ziyaretinin Beyaz Saray'ı hiçe sayarak ve şayet gayri resmi de olsa herhangi bir koordinasyon olmaksızın gerçekleştiğine ikna olmuş görünmüyor. Pelosi'nin Biden yönetimini böyle bir duruma sokmak istemesini anlamak güçtür. 82 yaşındaki Meclis Başkanı'nın Çin'e yönelik tutumlarında şahinler kanadına mensup olduğu doğrudur. Aynı şekilde Biden da bu konuda güvercinler kanadından değildir. Washington için Çin, ABD, çıkarları ve dünyadaki lider konumu için en büyük tehdittir. Tüm bunlardan dolayı Çin, Pelosi ile Beyaz Saray’ın ziyarete ilişkin pozisyon farklılığını roller arası bir değiş tokuştan ibaret olarak gördü.
Bu bağlamda Pekin’in açıklamalarında, Pelosi'nin ziyareti öncesinde Washington'un daha fazla savaş gemisi ve uçak gönderip bölgedeki güçlerini alarma geçirdiğine işaret edildi. Tüm bunlar, Washington'un stratejik önceliklerini yeniden düzenlediği, dikkatini Çin ve Pasifik bölgesine odakladığı ve artan askeri varlığı ışığında gerçekleşiyor.
Burada Çin'in tepkisinin sınırlı olacağını düşünen taraflar da var. Çünkü Şi, ülke ekonomisinin hala pandeminin etkilerinden mustarip olduğu bu dönemde ekonomiyi daha fazla sarsacak riskli adımlar atmak istemiyor. Öyle de olsa bu, ziyaretin yol açtığı krizin ve Çin liderliğine yönelik provokasyonun hafife alınacağı anlamına gelmiyor. Çin'in bu seferki tepkisinin önceki krizlerde olduğundan daha uzun sürmesi muhtemeldir. Pelosi bu ziyaretiyle dikkatleri üzerine çekmiş ve Meclis Başkanı olarak bakiyesi için puan kazanmış olabilir. Ancak ziyaret, Tayvan'ın güvenliği garanti edilmeksizin Pekin'i kızdıran bir şov ve Biden yönetiminin dış politikasındaki sorunları ve kargaşayı ortaya çıkaran bir utanç olarak görülecektir. Yanlış hesaplar yanlış sonuçlara sebep olur. Dünya, mevcut gergin durumu göz önüne alındığında nükleer savaşa yol açacak felaketten bir adım uzakta görünüyor.
TT
Çin'i neden kışkırtıyorsunuz?
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة