Emel Abdulaziz Hezzani
Suudi yazar
TT

Gerçekçilik yeni dünyayı şekillendiriyor

Bugün dünyanın bütün ülkeleri ekonomik çıkarlarına ne siyasi ne de fikri ideolojilerle değil, gerçeklerin gözüyle bakıyor. Halen eski fikirlerine bağlı kalan seçkinlerden geriye kalanlar, uluslararası tutumları ve hatta toplumları şekillendirmekte artık önemli bir etkiye sahip değiller. Dünya gerçekten çıkarlara ve kârlı getirilere göre yeniden şekilleniyor. Bu yeni yol, dış politika yapıcıları kısıtlamalardan kurtarıyor, çünkü tehdit gerçek ve her alanda mevcut; enerji, iklim, gıda ve su güvenliği, teknoloji yarışı.
Çözüm maliyetli olduğu için Rusya-Ukrayna savaşı altı aydır devam ediyor. Avrupalıların, çatışmaya rağmen hala Avrupa pazarına akan Rus gazına ve petrolüne ihtiyacı var. Ne Ruslar Avrupa gibi büyük bir pazardan vazgeçebilir ne de Avrupalıların Rus gazından vazgeçmelerini ve devam eden savaştaki konumlarını güçlendirmelerini sağlayacak mevcut bir alternatifleri var. Savaş, taraflar eşitsiz olmasına rağmen uzadı. Rus kuvvetlerinin aylar önce başkent Kiev'e girmesi bekleniyordu. Amerikalılar savaşın Rus ekonomisini tüketeceğine ve ne kadar uzun sürerse, üzerindeki olumsuz etkisinin o kadar güçlü olacağına inanıyor.
Ana dava olan Filistin davasına gelince, İsrail içinde Batı Şeria, Gazze ve diğer yerleşim yerlerinden gelen ve inşaat, tarım ve sanayi alanında çalışan yaklaşık 120 bin Filistinli işçi var. Mevcut tarihi çatışmadan bağımsız olarak İsrail'de çalışmak her Filistinli için bir temenni. Filistinlilere bir hizmet sunduğunu iddia eden İsrail, aslında ucuz iş gücü ile kendisine hizmet ediyor. Parasının bir kısmını kendi içinde harcıyor ve böylece bu harcamalar yine İsrail ekonomi çemberine dahil oluyor. Keza 2010 yılında İsrail'in insani yardım yüklü gemisine saldırması olayı sebebiyle İsrail ile ihtilaf yaşayan Türkiye, Binyamin Netanyahu'nun özründen daha önemli olan Tel Aviv'den 20 milyon dolarlık tazminatı kabul etti. ABD büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması üzerine gerginleşen ilişkilerin ardından bugün İsrail ile normalleşmeye geri dönüyor. Normalleşmeye dönüşün amacı tamamen ekonomik çünkü büyükelçilik hala Kudüs'te. Son 10 yılda Ankara'nın keskin siyasi duruşları nedeniyle Türk ticaret dengesi bozuldu. Ancak bugün, kötüleşen ekonomik durumunu iyileştirme umuduyla tüm düşmanlarına ya da düşman yaptığı ülkelere karşı yumuşama eğiliminde olduğunu görüyoruz. Hatta Suriye'nin kuzeyindeki kuvvetlerinin savaşmadan ve askeri harcama yapmadan orada kalmasını sağlamak için Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile de bir pencere açtı. Kendi topraklarındaki 4 milyon Suriyeli sığınmacının varlığını ağır bir yük olarak görmeye ve Suriye'ye dönüşleri için işlemleri fiilen başlattığını söylemeye ise gerek yok. Oysa daha önce Suriye savaşının yükünü taşıyan ülke olmakla övünüyor, başta Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplumdan, sığınmacıları ne kavurucu sıcaktan ne de sert kış soğuğundan koruyamayan ilkel kamplarda barındırması karşılığında maddi tazminat talep ediyordu.
Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır gibi siyasi pozisyonları nedeniyle kendisini boykot eden Arap ülkelerine yeniden elini uzattı. Bu ülkelerin muhalefet liderlerini ülkesinde ağırlamak gibi önemli dosyalarda tutumunu değiştirerek, onlardan topraklarını terk etmelerini ya da herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadan sessiz kalmalarını istedi. Tüm bu dönüşüm, ekonomik koşullarını iyileştirmesine olanak tanıyacak daha iyi ilişkiler için.
ABD Başkanı Joe Biden bir ay önce Suudi Arabistan'ı ziyaret ettiğinde, Washington'ın tarihi müttefiki olan Riyad'ın pozisyonunu değiştireceği, alevlenen enerji fiyatlarını söndürmek ya da en azından dindirmek için Amerikan arzusuna göre petrol üretimini artıracağı yönündeki Rus korkularını dile getiren açıklamalar yayınlandı. Suudi Arabistan, “OPEC Plus”ın çizdiği çizgiye, yani örgütün kendisi ve üyelerinin çıkarları doğrultusunda bilinçli artırma politikasına bağlı kaldı. Devam eden savaşı etkileyen ekonomik bir faktör olmamak için tartışmayı kendi lehine çözerek üretim kapasitesine bir sınır çizdi. Aksi, Riyad'ın taraflardan birinin yanında yer alması anlamına geliyordu ki, bu da onun istemediği bir şey.
Avrupa, risklere rağmen ve yeterli gazın olmadığı soğuk bir kış korkusuyla belki de en açık ve net bir şekilde çıkarlarına öncelik veren taraf. Haydut olarak nitelendirdiği iki ülke olan İran ve Venezüella petrolünden yararlanma fırsatını teorik olarak yeniden değerlendiriyor. Avrupa, bunun bile ötesine geçerek, yatırım için güvenli bir liman olma ününü tehdit etse de savaşın ilk haftalarından itibaren Rus yatırımcıların ülkelerindeki milyarlarca parasına el koydu.
Dünyanın yeniden şekillendiği hakkında söylenenler, aslında risklerin ve faydaların yeniden değerlendirilmesi ve bu değerlendirmeye göre yeni ilişkiler kurulmasıdır. Çin, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyaretine bu nedenle, maliyetli ve sonuçsuz olduğu, bölgesinde ekonomik çıkarları bulunduğu, ayrıca izlediği kapitalist sistemin ve Batı pazarlarını tehdit eden bir dev haline gelene kadar genişlettiği ilişkiler ağının gölgesinde artık kendi içine kapanık bir Çin olmadığı için askeri olarak karşılık vermedi.
Yeni dünya, klasik veya yenilenebilir formatlarıyla enerjiye odaklanıyor, enerji kaynaklarına ve bunları üretme teknolojisine sahip olan herkesin bu dünya içinde bir yeri olacak. Savaşlar, diğer eskimiş değerlere bakılmaksızın sadece ekonomik faydalarına yönelik incelemelere dayalı olarak başlatılacak veya bitirilecek.