Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Hindistan, İngiltere'yi solladı

Hindistan, İngiltere'yi sollayarak dünyanın en büyük beşinci ekonomisi olmasını kutladı. İngiltere, Hindistan’ın yükselmesiyle birlikte altıncı sıraya geriledi. Bu kutlamanın değeri, Hindistan'ın İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasının 75’inci yıl dönümüne denk gelmesinden kaynaklanıyor. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, bu başarıdan gurur duyduğunu yüksek sesle dile getirerek ülkesinin  75 yıl içinde, yaklaşık 250 yıl boyunca Hindistan alt kıtasına çöken sömürgeci düzenden kurtulmayı başardığını hatırlattı.
Peki, dünyanın ekonomik krizler ve jeopolitik çatışmalarla boğuştuğu bir dönemde Hindistan, İngiltere’nin ekonomisini geçmeyi nasıl başardı?
Son iki yılda, dünya çeşitli faktörlerden dolayı zarar gördü. Hindistan öyle ya da böyle bunların üstesinden gelmeyi ya da olumsuz etkilerini azaltmayı başardı. Bu faktörlerden ilki enflasyon. Uzmanlara göre Hindistan’da geçen nisan ayında zirveye ulaşan enflasyon oranı düşüşe geçti. Haziran ayında kaydedilen yüzde 7 seviyesinden gerileyerek temmuz ayında yüzde 6,7'ye indi. Bu düşüş, Hindistan'ın salgın sonrası yardım paketlerinde izlediği politikaya dayandırılıyor. Zira birçok hükümet, pandeminin vatandaşlar üzerindeki etkilerini azaltmak için ülkelerine likidite pompalarken Hindistan, milli hasılasının yaklaşık yüzde 3'ünü pompalayarak şirketleri ve yerel ekonomiyi beslemeye odaklandı. Hindistan ayrıca pandemi sonrası dönemde komşusu Çin'i de solladı. Bunun nedeni Çin ekonomisini alt üst eden, fabrikalarının durmasına neden olan ve birçok bölgede karantina uygulamalarını sürdüren ‘sıfır Kovid-19’ politikasıdır.
Hindistan aynı şekilde, Rusya-Ukrayna krizinde tarafsızlığı seçerek beklendiği gibi Batı'nın yanında yer almadı. Bu yüzden Rusya'yı boykot etmedi ve Rus petrol ithalatını durdurmaya çalışmadı. Aksine, varil başına yaklaşık 30 dolarlık indirimli fiyattan yararlanarak Rus petrol ithalatını dört katına çıkardı. Çin de benzer bir yaklaşım izlese de birçok fabrikasının kapanması düşük fiyatlı petrolden elde ettiği faydayı azalttı. Hindistan’ın bu tarafsızlığı, ülkedeki enflasyon oranını önemli ölçüde düşürdü ve Avrupa ile ABD’de olduğu gibi bir enerji krizine girmesini engelledi.
Hindistan ekonomisi, ülkeye çok fazla sermayenin yatırılmasının yanı sıra gayrimenkul sektörünün faaliyetlerindeki artış ve milli hasılanın yüzde 55'i olarak tahmin edilen iç tüketimdeki artış gibi nedenlerle son dönemde büyümeyi başardı. Uluslararası Para Fonu (IMF), Hindistan ekonomisinin bu yıl yüzde 7,4 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Önümüzdeki beş yılda büyümenin yüzde 7 bandında devam etmesi bekleniyor. Hindistan 2027'de Almanya'yı geçerek dünyada dördüncü, 2029'da da Japonya'yı geçerek üçüncü sıraya yükselmeyi umuyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), Hindistan'ın bu yüzyılın ortalarında ABD’yi geride bırakarak dünyada ikinci sıraya yükselip Çin'in hemen arkasında olacağı görüşünde!
Hindistan ekonomisinin İngiltere ekonomisine göre büyük olmasının her halükarda birinin diğerine üstün olmasını sağlamadığını belirtmekte fayda var. Hindistan ekonomisi 3,5 trilyon dolar değerindeyken İngiliz ekonomisi 3,2 trilyon dolar değerinde. Ancak Hindistan'ın nüfusu İngiltere’nin 20 katına (1,4 milyar Hinte karşılık 68 milyon İngiliz) tekabül ediyor. Bu durum İngiliz halkının refahına yansıyor. Zira İngiltere'de kişi başına düşen gelir 47 bin dolar iken, Hindistan'da bu sadece 2 bin 500 dolar. Ancak bu başarı, 2014 yılında dünyanın onuncu ekonomisinden 10 yıldan kısa bir süre içinde beşinci ekonomisine geçen Hindistan için halen önemini koruyor. Bu, Hindistan’a adımları sabit olmasa da doğru yolda olduğunu gösteriyor.
Hindistan şu an dünyanın önde gelen ekonomilerinden biri gibi görünüyor. Bu yıl beklenen ikinci çeyrek için ekonomik büyüme oranı (yüzde 7,4) ile bu yıl en hızlı ekonomik büyümeye sahip (yüzde 7,5 büyüme) Suudi Arabistan'ın ardından ikinci sırada geliyor. Batı, kendi ekonomik değerlerinin bazılarını taşımasının yanı sıra Çin ekonomisine karşı koyabilecek bir ekonomik güç olarak Hindistan üzerine uzun süredir bahse girmesine rağmen Hindistan ekonomisinin üstünlüğü Batı'nın onaylamadığı bir şekilde geldi. Bunun sebebi Hindistan’ın Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşına tepki göstermemesi ve birçok Batılı demokratik değeri ihlal etmesinden kaynaklanıyor. Manevi anlamlar taşıyan bu başarı, Hindistan'a her zaman çabaladığı ve kuşkusuz potansiyeline sahip olduğu ekonomik üstünlük için bir umut ışığı verdi.