Tevfik Seyf
Suudi yazar ve düşünür
TT

Kolektif zihin ve sürü davranışı

Aşırı nemli bir akşamda boş park yeri bulamadım, ben de önü tamamen boş bir süpermarketin önüne park ettim. Market çalışanı bana doğru koştu ve üzerinde “park yeri müşteriler içindir” yazılı levhayı gösterdi. Ona gülümseyip markete girdim. Market yöneticisi kapının yakınındaki masadaydı. Kendisinden arabamı dükkanın önüne park etmek için izin istedim ve ayrıca nasihat vermek istediğimi söyledim. Bana kurnazca gülümsedi. Ona kolektif zihinden bahsettim. Özet olarak, komşu mağazaların müşterileri olsalar bile arabalarını marketin önüne park etmeleri için davet etmenin kendisinin çıkarına olacağını söyledim. Çünkü marketin önünde arabaları gören insanlar, burada satın almak için acele etmeye değer bir şey bulunduğunu düşünür ve birçoğu bu yanılsamanın arkasından gelir. Fakat boş bir park yeri gördüklerinde bunu fiyatların yüksek, malların eski veya oradan bir şey almamalarını gerektiren bir sebep olarak görürler.
İnsanların belirli şeyleri yapma eğiliminde olduklarını gösteren eski ve yeni yüzlerce deneyim var. Çünkü kendilerinden önce bunu yapan pek çok kişiyi görmüşlerdir. Bu nedenle, bir tüccar için otoparkı yoldan geçen herkese açık hale getirerek böyle bir imaj vermesi onun çıkarınadır.
Kolektif zihin ile ona yakın sürü davranışı arasında sık sık karışıklık olduğunu fark ettim. Bu iki kavram iki Fransız sosyoloğa, Gabriel de Tarde (1843-1904) ve Gustave Le Bon’a (1841-1931) atfedilir. Muhtemelen değerli okurlar arasından Le Bon’un “Kitleler Psikolojisi” kitabını okuyanlar vardır. Arap dilinde de defalarca basılan bu ünlü kitap, ilmi çevrelerdeki yerini büyük ölçüde kaybetmiştir.
Sürü davranışı kavramına gelince, bunu ilk olarak kimin formüle ettiğini bilmiyorum. Ancak benzer bir fikir, Fransız yazar ve piskopos Francois Rabelais’ın 1564’te yayınlanan romanında karşımıza çıkıyor. Yazar, bir geminin güvertesinde, romanın kahramanı ile bir koyun sürüsüyle seyahat eden öfkeli bir koyun tüccarı arasındaki tartışmayı anlatıyor. Kahraman Panurge koyun tüccarından yüksek fiyatla irice bir koyun satın alıyor, fakat bir öfke anında sürü önünde durup koyunu denize itiyor ve kenara çekiliyor. Birkaç dakika içinde diğer bir koyun geminin kenarına geliyor ve denize atlıyor. Üçüncü, dördüncü koyun derken tüm koyunlar aynı şeyi yapıyor. Üç yüzyıl sonra bilim adamları kalabalıkların kolektif davranışlarından bahsettiler. Çünkü insanlar, çabaya değecek bir hedef veya devam etmeden önce hesaplamaya değer bir risk olup olmadığını düşünmeden veya sorgulamadan birbirlerini takip ediyorlar.
Birçok insanın sürü davranışını, kolektif zihin veya Le Bon'un ifadesiyle grup aklı ile karıştırdığına dikkat çekmiştim. Sürünün davranışı bir tür mekanik harekettir, fiziksel çaba öne çıkarken zihinsel çaba zayıflar. İnsan, hareketinin ve yaşamının kontrolünü yeniden kazanmak için en ufak bir girişimde bulunmaksızın dalgalar tarafından savrulan bir tekne gibi olur. Ancak kolektif zihin durumunda genellikle grupla gönüllü bir özdeşleşme eylemine atıfta bulunuruz. Bu, kişinin yanlış, gereksiz veya mantıksız olduğunu düşündüğü eylemleri de içerir. Fakat yine de genel çizginin dışında sınıflandırılmamak için bunu yapar. Moda belki de bunun en belirgin örneğidir. Örneğin bir kişi beyaz elbise giymeye ya da agal takmaya ikna olmayabilir, ancak gruptan farklılaşmamak için bunları takmak zorunda hissedir. Açık olduğu için bu basit örneği seçtim. Bunun konuşma şeklimizden yemek yemeye, başkalarıyla ilişki kurma yollarına, kişisel görünümün detaylarına varıncaya kadar yüzlerce örneğinden bahsedebiliriz.