Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

Trump'ın gidişatı için belirleyici aylar

Bu yılın son iki ayı, eski ABD başkanı Donald Trump'ın 2024'te yapılacak başkanlık seçimlerinde aday olma umutlarını sona erdirmenin temellerini atmış olabilir. Geçen ay yapılan ara seçimlerde güçlü bir şekilde desteklediği adayların bir kısmının seçimleri kaybetmelerinden bu yana, Cumhuriyetçi Parti içinden bazı sesler onun partiye yük olduğunu ve bu kaybın sorumluluğunu taşıdığını dillendirmeye başladılar. Buna aynı zamanda Florida Valisi Ron DeSantis'i gelecek seçimlerde Cumhuriyetçi Parti’nin olası adayı olarak tanıtan kampanyalar eşlik etti. Başkanlık seçimlerine henüz zaman var ve siyaset dünyasında her şey mümkün olsa da, DeSantis, anketlerin popülaritesinin gerilediğini gösterdiği Trump'tan daha çekici bir aday olarak lanse ediliyor.
Bu hafta eski başkan, Beyaz Saray'a dönme emellerini etkileyebilecek bir darbe daha aldı. Kongre binasına yapılan saldırı hadisesini, başkanlık seçimlerini izleyen koşulları inceleyen Temsilciler Meclisi Özel Soruşturma Komitesi, kendisi ve bazı yardımcıları hakkında suç duyurusunda bulunulmasını tavsiye etti. Tavsiyenin temelinde, Trump ve bazı yardımcılarının başkanlık seçimlerinin sonuçlarını değiştirme girişimlerine katıldıkları, başarısız olduklarında da 6 Ocak 2021 tarihinde sonuçların onaylanmasını engellemeye çalıştıkları yer aldı. 6 Ocak 2021, Kongre binasına yapılan baskına ve ABD'yi sarsan, dünyayı hayrete düşüren sahnelere tanık olunan gündü.
Kurul'un 9 üyesinin oybirliğiyle kabul ettiği suçlamalar dört maddede özetlenebilir. İlki, soruşturmanın nihai raporunun, eski başkanın Kongre Binası'nı basan ‘kalabalığa bunun için çağrı yapmaktan ve onu kışkırtmaktan doğrudan sorumlu olduğunu’ ve şiddet eylemlerini televizyonda izlerken birkaç saat boyunca taraftarlarının saldırısını durdurmak için çok az şey yaptığını ortaya çıkarmasından sonra, Trump'ın ‘isyana tahrik ve yardım etmekle’ suçlanması tavsiyesiydi.
İkinci tavsiye, Trump'ın resmi bir mekanizmanın (başkanlık seçimlerinin sonuçlarını onaylama) tamamlanmasını engellemekten yargılanmasıydı. Komite, eski başkan ve bazı müttefiklerinin kimi eyaletlerdeki seçim yetkilileri ile Adalet Bakanlığı ve başkan yardımcısı Mike Pence'e yanlış beyanda bulunmaları veya seçim sonuçlarını değiştirmeleri ya da seçim sonuçlarının onaylanmasını engelleme girişimlerine yardımcı olmaları için uyguladığı baskıyı buna kanıt gösterdi.
Üçüncü tavsiye, yanlış beyanda bulunmak için komplo kurmaktan hakkında kovuşturma başlatılmasıydı. Komite bu tavsiyesinin gerekçesi olarak, seçim sonucunu Biden lehine belirleyen eyaletlerde Trump ve müttefiklerinin sahte seçmen listeleri sunma planını gösterdi.
Dördüncü tavsiyeye gelince, Amerikan devletine karşı komplo suçlamasıyla ilgiliydi.
Rapor, Temsilciler Meclisi Komitesi'nin 1 milyondan fazla belge topladığı ve yaklaşık 1000 görüşme yaptığı, Biden'ın seçimleri kazandığının açıklanmasını engellemek için federal yetkililere, eyalet hükümetlerine ve dönemin başkan yardımcısı Mike Pence'e uygulanan baskıdan bahseden Trump’ın birçok eski yardımcısının ifadelerini dinlediği 18 ay süren çalışmalarının sonunda yayınlandı.
Komiteyi, çalışmalarını ve raporunu çevreleyen koşullarda siyaset kesinlikle eksik değildi. Komite kurulduğundan bu yana Cumhuriyetçi Parti'deki Trump destekçileri tarafından ağır eleştirilere maruz kaldı, Kongre'deki Cumhuriyetçi üyelerin çoğu onunla iş birliği yapmadı ve kendisine sadece iki Cumhuriyetçi üye katıldı. Bunun da ötesinde, yeni Kongre'deki bazı Cumhuriyetçi Parti üyelerinin komitenin çalışma şekli ve soruşturmaları hakkında şüphe uyandırmaya çalışmaları da bekleniyor. Gerçekten de, Temsilciler Meclisi'nin bir sonraki sözcüsü olmaya çalışan Temsilciler Meclisi üyesi Kevin McCarthy, Komitenin çalışmalarını soruşturma sözü verdi.
Bu nedenle Komite’nin, çoğunluğun Cumhuriyetçi Parti'nin olacağı yeni Temsilciler Meclisi'nin göreve başlayacağı tarih olan 3 Ocak'tan önce çalışmalarını tamamlayıp raporunu yayınlaması şaşırtıcı olmadı. İronik olarak, rapor 9 komite üyesinden dördünün Kongre'deki son çalışmaları olabilir. Zira soruşturmayı yürüten komitenin başkan yardımcısı Liz Cheney, Trump'a sert muhalefeti ve ona yönelik soruşturmalara katılması nedeniyle Wyoming eyaletindeki ön seçimde mağlup oldu. Aynı şekilde geçen ay yapılan ara seçimlerde Komitenin Demokrat üyesi Elaine Luria da yenildi. Diğer yandan komitenin diğer iki üyesi Adam Kinzinger (Cumhuriyetçi) ve Stephanie Murphy (Demokrat) Kongre'ye yeniden seçilmek için aday olmak istemediklerini açıkladılar. Peki bundan sonra ne olacak?
Temsilciler Meclisi Komitesi tarafından yapılan tavsiyeler bağlayıcı değil ve nihayetinde Trump'ı veya yardımcılarını dava edip etmeme kararı Adalet Bakanlığı'na ait olacak. Her halükarda, Adalet Bakanlığı'nın şu anda Kongre baskını hadisesiyle ilgili yürütmekte olduğu kendi soruşturması var. Temsilciler Meclisi Komitesi raporu müfettişler için ek bilgi sağlayabilir, ancak bakanlığın Trump’a suçlamalarda bulunup bulunmama konusunda vereceği herhangi bir kararda ana faktör olmayacak.
Rapor, Adalet Bakanlığı'nın eski başkana suçlamada bulunmaya yönelmesine katkıda bulunup bulunmayacağı bir yana, olası cezai kovuşturmalarla karşı karşıya olduğu bir dönemde Trump’ı siyasi olarak yaraladı. Adalet Bakanlığı, Trump'ın Beyaz Saray'dan Florida'daki evine beraberinde götürdüğü gizli belgeler konusunu da araştırıyor. Ayrıca, kendilerine vergi kaçırma suçlamasının yöneltildiği şirketlerinin faaliyetleriyle ilgili olarak New York'ta da hakkında bir soruşturma başlatıldı ve dava açıldı.
Buna ek olarak, başka bir meclis komitesi önceki gün vergi kayıtlarının incelenmesi lehine oy kullandı. Bu komitenin kararı, geçen ay Kongre'nin vergi kayıtlarını inceleme hakkına sahip olduğuna karar veren Yüksek Mahkeme'ye de uzanan uzun bir savaşın ardından geldi. Vergi kayıtlarının yayınlanmasının eski başkan üzerindeki baskıyı artırması bekleniyor. Çünkü yıllardır federal vergi ödemediğini bir kez daha ortaya koyacak, buna ilaveten dış borçlar dahil olmak üzere üzerine düşen her türlü borcu veya mali yükümlülüğü netleştirecek.
Ancak etrafını saran sorunlar ve suçlamalar sarmalına rağmen, Trump’ın kolay kolay pes etmesi beklenmiyor çünkü bu, yenilgiyi kabul etmeyi reddeden ve her ne pahasına olursa olsun kazanmak isteyen kişiliğinin bir parçası. Başkanlığa geri dönmenin kendisini sorunlarından koruyacağına da inanıyor ve Cumhuriyetçi Parti tabanlarında hala popüler olduğu, partinin Kongre üyelerinin bir kısmının desteğini aldığı sürece de kolay kolay pes etmeyecek. Ama bu konu uzun sürmeyebilir çünkü bazı parti liderleri Trump’ın siyasette ve seçimlerde bir yük haline geldiğini düşünmeye başladılar. Cumhuriyetçilerin Senato’daki grup lideri Senatör Mitch McConnell'in bu hafta Temsilciler Meclisi Komitesi raporunun yayınlanmasının ardından yaptığı kısa açıklama dikkat çekiciydi. Açıklamasında, Kongre binası baskını hadisesine atıfta bulunarak, "Bütün ülke o günden kimin sorumlu olduğunu biliyor" dedi.
Eski Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Tom Marino da Cumhuriyetçilere ara seçimleri kaybetmeye mal olduğunu söyleyerek partisine Trump'tan vazgeçme çağrısı yaptı.
Önümüzdeki birkaç ay, özellikle de hakkındaki birden fazla soruşturma ve suçlama onu mahkemelere sevk ederse, Trump'ın kariyeri ve hırsları açısından belirleyici olacak. Siyasi rekabet acımasız ve eski başkanın rakipleri çok.