Yasir Abdulaziz
TT

Nesnellik suikastının en hızlı yolu

Bölgesel ve uluslararası iletişim ortamı tarih boyunca hiç olmadığı kadar gelişiyor. Ancak bu gelişme, kamuoyunun durumuna ve bilinç düzeyine yönelik bir tehlike habercisi taşıyor. Bu durum özellikle hız, etkileşim ve daha geniş özgürlük marjları açısından o ortamın getirdiği önemli avantajları kesinlikle sınırlamaktadır.
Medya, ilgi alanına giren yaşamsal olaylara ilişkin kamuoyu algısının şekillenmesinde en önemli rolü oynamaktadır. Buna paralel olarak, bölgede ve dünyada yaşanan keskin siyasi dönüşümlere, kamuoyunun etkisinin istikrarlı bir şekilde artması eşlik ediyor. Çoğu medya mesajlarına maruz kalınarak geliştirilen kamuoyunun görüşleri ve tutumları, siyasi gelişmelerin şekillenmesinde, karar vericiler üzerinde baskı kurulmasında veya desteklenmesinde etkili bir faktör haline geldi.
Geleneksel medyanın etkisi, yeni medyanın yarattığı etkiden ayrılamaz. Her ikisi de toplum üyelerinin kolektif bilinçlerini etkileme ortamında etkin olup içerik alışverişinde bulunurlar. Ayrıca eylem araçlarını paylaşırlar ve kavramları, inançları ve politikaları etkilerler. Kesinlikle ikisi birlikte şu anda bildiğimiz medya dünyasını oluşturuyorlar.
Bununla birlikte alımlamanın değişen doğası, araçların büyümesi ve ‘sosyal paylaşım’ sitelerinin çalışmasını çerçeveleyen belirleyicilerin ve kısıtlamaların azalması, ikincisinin (yeni medya) daha büyük bir etkiye ve daha belirleyici yeteneğe sahip olmasına yol açmıştır.
Bu konunun en ilginç yönlerinden biri de söz konusu mecrada yayınlananların doğruluk derecesidir. Güvenilir araştırma merkezleri ve kamuoyu yoklama mekanizmaları tarafından yürütülen önemli araştırmaların çoğu, dünyanın çeşitli ülkelerinde yanıt verenlerin en az yüzde 80'inin “sahte haberlerin tuzağına düştüklerini” ve “yanlış bilgi yaymanın ana platformunun sosyal medya olduğunu” kabul ettiğini bildirdi.
Sosyal medyaya maruz kalma oranları keskin bir şekilde artıyor. Bu, bugün bildiğimiz platformların popüler adlarıyla sınırlı değil. Zira istikrarlı bir şekilde ortaya çıkan yeni platformlar, iş modellerini, ayarları ve kullanım özelliklerini çeşitlendirerek ve geliştirerek hedef kitlenin segmentlerini hemen çekmeye başlıyor.
‘Sosyal paylaşım’ sitelerinin bu yükselen rolünün yerleşik bir gerçek haline geldiğine yaygın olarak inanılmaktadır. Zira kuruluşların, karar vericilerin, piyasanın performansını ve halkın geniş kesimlerinin algılarını belirleyici bir şekilde etkileme yeteneğini kanıtlamıştır.
Ancak bu rol çoğu durumda olumlu değildir ve zararlı etkilere neden olabilir. Bu da bizi bu etkileşimleri onlar aracılığıyla nasıl “rasyonelleştireceğimizi” ve kanıta dayalı olumlu etkilerini artıracak, kamu yararını destekleyecek ve zararlı, yapay ve şüpheli etkilerini içerecek şekilde nasıl akla uygun hale getireceğimizi düşünmeye çağırıyor.
‘Sosyal paylaşım’ dünyasının bize gösterdiği en büyük anormalliklerden biri, farklı toplumlarda gündem önceliklerinin taraflı düzenlenmesinde yatmaktadır. Bu sadece bu kusurla sınırlı değil. Çünkü bu siteler de öncelikler üretmek, bunları kamusal alana ihraç etmek, kamusal düşünce ve tartışma odakları haline getirmek için düzenli ve sürekli çaba gösteriyorlar. Dünya şu anda aşırı riskler ve tehlikeli dönüşümlerle meşgul olsa da sosyal medyanın düzenli olarak sunduğu öncelikler listelerinin dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi, kamu tutumlarını ciddi önceliklerden yapay veya sınırlı değer ve etkiye sahip konular lehine yönlendirmedeki büyük başarısını gösteriyor.
Ayrıca, mevcut iletişim ortamının dünyaya sunduğu birçok fırsat ve büyük avantajlara rağmen, önceliklerin belirlenmesindeki aşırı dengesizlik, hatırı sayılır bir prestij ve üne sahip yeni yıldızların yaratılmasına ve ‘geleneksel’ ve ‘yeni’ medyada nesnel bir temel olmaksızın önemli yerleri işgal etmesine de yol açtı.
Bu medyaların keskin ve çatışmacı tutumlara ve ifadelere odaklanması, bariz saldırgan yaklaşımları takdir etmesi, kaba ve müstehcen dili teşvik etmesi ve nesnel önerme karşılığında saçma tartışmacı önermeye odaklanmaları nedeniyle sorunlar ve yıldızlar daha önemli öncelikler ve olumlu değişiklik yapma becerisine sahip insanlar pahasına ön plana çıktı.
Mahremiyet, uzun zamandır çeşitli toplumlarda kabul edilen yasal ve sosyal korumadan yararlanan bir değer olmasına rağmen, yeni medya onu alınıp satılan ve maddi kazanç elde edilen bir meta haline getirmiştir. Ayrıca onu bir ün ve şöhret kazanma aracına dönüştürmüştür.
Mevcut iletişim ortamının birçok potansiyeline ağır gölge düşüren ve büyük avantajlarını gölgeleyen uygulamalara paralel olarak, bu medyada durmadan devam eden ‘nesnellik suikastı’, doğruluk, denge, kanıt ve rasyonel yaklaşım iddia ve önermelerini saf dışı bırakarak, kategorik yargılar ve keskin fikirlerden beslenen anlamsız tartışmalara yol açan sarsıcı görüşler lehine gelişti.