Arap yarımadası sakinleri, deve kini hakkında birçok hikâye anlatır! Mesela onu azarlarsanız ya da ona vurursanız size uzun yıllar geçse bile unutamayacağınız acı bir darbeyle ders verirmiş. Bana daha güzel gelen bir adlandırmayla “rencide edilmişlik sendromuna” uğrayan diğer insanlar gibi, deve de öyle haklı olarak kin besliyor. Bundan dolayı Araplar, “filan kimse deveden daha kindar” derler. Kin, develerin tekelinde değildir; türlü türlü kin vardır: şahsi, kurumsal ve uluslararası. Pazar payı için yapılan rekabet ve mücadele dairesinde olup biten her şey kurumsal kine örnektir. Bir de bazı ülkeler var ki nimet içinde yaşayan halklar ve liderleri etrafında toplanan sadık bir halk görmek onları mutlu etmez.
Kin, en kötü kalp hastalığıdır ve iş çevrelerine sızdığında çirkinliğinin en uç noktası tezahür eder. Mesela müdür, idaresi altındakilere karşı bu duyguyu beslerse onlar için ayakta kalma imkânı yoktur. Kindar müdürün çifte sorunu vardır: ilki, kendisinin daha üst mevkide bulunması; ikincisi de asıl işinin, kendileriyle yükseldiği çalışanlarının parlama ve özveri yolunu elde tutmak olmasıdır. Zira iş dünyası, kin ateşlerinin alevlendiği bir rekabet alanıdır.
Kin, aşırı nefrettir; haset ise haset edilen kişiden nimetin kalkmasını istemektir. Bununla birlikte gıpta, kıskançlığın en güzel biçimidir, çünkü gıpta eden kişi nimetin yok olmasını temenni etmez. Kindarlar, intikam almanın mümkün olmadığı durumlarda “kin duyulan” için kötülük besler. Bundan dolayı kin, kör eder, haklılıkları örter, çekişmeleri şahsileştirir ve fitne ateşini körükler. Hz. Osman’ın (r. a.) dediği gibi, “Hiç kimse sır tutamaz, zira Cenab-ı Hakk o kişinin yüzünün kıvrımlarında ve dilinin sürçmelerinde bunu açığa çıkarır.”
Kin, intikam alamamaktan ya da kendini savunamamaktan doğar. En tehlikeli kin türü, otoriter bir yetkiliden kaynaklanan kindir. Görüş yokluğu ya da karşıt görüşler, etrafındakilerin kalplerinde nefreti körükler. Kin duygularına dair gaflet sebebiyle vahim olan akıbetlerinden daha ağır ceza ne olabilir ki… Kinin keşfedilmesi için altıncı hisse lüzum yoktur. Mark Twain, durumu şöyle tarif etmiştir: “İki şey sizin en ince ayrıntılarınızla ilgilenir: yoğun sevgi ve yoğun nefret.”
Kindarlarla başa çıkmanın yollarından biri ona görüşlerini sormak ve en iyisini almaya çalışmaktır. Bazen de onun istekleri doğrultusunda geri çekilebiliriz. Bununla beraber bazı kinler, bazılarının kalbine kök salmıştır ve bunları kökünden sökmek zordur.
Şimdi soru şu: Sorun, gelip geçici nahoş duygularsa ve söylendiği gibi “dıştan kınama, içten içe kin beslemekten daha iyiyse” insan neden kin biriktirir?
Velhasıl-ı kelam kin, gizli bir hastalıktır ve biraz da alçaklıktır. Bu yüzden Şair Antere bin Şeddad, “Rütbelerin yükselttiği kişi, kin taşımaz” demiştir. Jean-Jacques Rousseau’nun ifadesiyle de “kin, başarısızlığın en son aşamasıdır.”
TT
Kin: Deve Sendromu
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة