Nedim Kuteyş
Lübnanlı gazeteci
TT

Gazze’nin kurtuluşu

İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Yakın zamanda, hükümetinin Gazze Şeridi sahillerinde bir doğalgaz sahası geliştirilmesine izin vermeye hazır olduğunu duyurmasından sonra bölgenin toplum, siyaset ve güvenlik açısından huzursuz sahnesinde nadir bir umut ışığı belirdi. Netanyahu’nun hayatını iyi bilenler, çok iyimser olmalı. Özellikle de bu hazır olma durumu, kaçınılmaz olarak güvenlik garantileri talebiyle birleştiği için. Bu güvenlik garantilerinin, detaylarında akla gelebilecek tüm şeytanlıkları barındırdığını daha önceden biliyoruz.

Bu haber, gerek Gazze Şeridi’nin stratejik coğrafi konumunun getirileri gerekse Filistin topraklarının (beklentilerin aksine) büyük bir yetenekler ve faydalanılmamış doğal kaynaklar topluluğu sayılması bakımından, Gazze’de ve Filistin ulusal projesinin genelinde kaçırılan fırsatların büyüklüğüne dair zorunlu bir hatırlatma da içeriyor. Askerî olmayan mücadele alternatifleri bulma konusunda acizlik gösterilmeseydi ve Filistin ulusal projesinin geleceği farklı şekilde tanımlanıp da Filistin ve İsrail şeklindeki iki devlet projesi, biri Batı Şeria diğeri Gazze Şeridi’nde iki devlet projesine dönüşmeseydi hiçbir şey Gazze’nin, Singapur ya da Hong Kong’da hayata geçirilenlerin büyük bir kısmını hayata geçirmesini engelleyemezdi.

Haber, İsrail tarafında bizzat barış düşüncesinin çarpıtıldığına da bir işarettir. Aynı zamanda her iki taraftaki barış kamplarına, bugün bizi kâğıt üstünde anlaşma imzalamak için değil de ortak ekonomik, mali ve çevresel çıkarlara dayalı bir barış anlaşması imzalamak için uğraşan eski İsrail Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in vizyonundan ayıran mesafe konusunda bir hatırlatmadır.  

Lee Kuan Yew, 1959 yılında ilk Singapur Başbakanı olduğunda yoğun bir işsizlik ve konut sıkıntısı çeken bir balıkçı kasabasını devraldı. Ancak stratejik planlama ve ekonomik basiret sayesinde Singapur’u uluslararası planda tanınan mali ve yenilikçi bir güç merkezine dönüştürdü. Bu onu gelişmiş bir teknoloji sektörü ve dünyanın en işlek limanlarından biri tarafından yönetilen inanılmaz bir ekonomiye sahip hale getirdi. Eğitime yatırım yaparak, siyasi istikrarı güçlendirerek ve yabancı yatırımlar için cazip bir ortam oluşturarak gerçekleştirilen bu şey (Gazze açısından) bölgenin geleceğinin yalnızca mevcut koşulları ya da çalkantılı geçmişi tarafından değil, aynı zamanda daha müreffeh bir gelecek tasavvur edip bunun için çabalama yoluyla da belirlendiğine dair keskin bir hatırlatma sayılır.

British Gas şirketi tarafından 1999’da gaz sahasının keşfedilmesi ve ardından 20 yıl boyunca barış müzakereleri için yaşanan gelgitler, Filistin-İsrail ve Filistin-Filistin çatışması döngüleri nedeniyle heder edilen zaman ve ekonomi servetinin boyutuna işaret eder.  

Buna ek olarak Gazze’deki insan kaynakları da faydalanılmayan önemli varlıklardan biri kabul ediliyor. Gazze Şeridi, özellikle teknoloji sektöründe genç yeteneklerle dolu. Gazze’yi İsrail’deki teknoloji sektörüne hizmet eden yoksul ve yetenekli bir iş gücü deposuna dönüştürmek yerine, bütünleşmiş bir teknoloji sanayiinin başlangıcı bu gençler etrafında inşa edilebilir. Bu bağlamda örneğin kendisi de teknoloji sektöründen gelen eski İsrail Başbakanı Naftali Benet’in girişimlerinin yanı sıra İsrail teknoloji sektörünün Filistinli yetenekleri eğitmeye dönük programları öne çıkıyor. Bu eğitim programları İsrail’in, Silikon Vadisi’ne göç eden İsrailli yeteneklerden doğan boşluk ve hem sivil hem de askerî düzeyde siber hizmet sektöründeki yetenekleri artırmaya ve yenilikçiliğin kapsamını genişletmeye yönelik büyüyen ihtiyaç karşısında kendi teknoloji sanayiini geliştirmek için bu Filistinli yeteneklerden istifade etme çabasının önemli bir yönünü ortaya koyuyor.

Hiç şüphe yok ki İsrail’in güvenlik gerekçesiyle Gazze’ye uyguladığı ağır kısıtlamalar, ekonomik kalkınma ve gelişme fırsatlarını ciddi şekilde engelledi. Özellikle sektör içinde ve dışında insan, mal ve kaynak hareketini sınırlandıran politikalar, işsizlik oranlarını olağanüstü seviyelere yükseltti, yoksulluğu artırdı ve yerel ticari faaliyetlerin büyümesini engelledi. Buna ek olarak altyapının geliştirilmesi ve hayati malzemelerin ithal edilmesine yönelik sınırlamalar, sektörü gelişmiş ve sürdürülebilir bir ekonomi inşa etmek için gerekli asgari nesnel koşullardan mahrum bırakan su temini, içme suyu ve elektrik sorunları da dahil olmak üzere yaşam koşullarında büyük bir gerilemeye sebep oldu.

Diğer yandan başta Hamas olmak üzere silahlı grupların Gazze’deki sefaletin artmasında ve İsrail’in 2005 yılında çekildiği Gazze Şeridi’nin, Filistin iç barışı ve Filistinlilerin ekonomik kalkınma önceliği aleyhine olarak İran’ın askerî bir üssüne dönüştürülmesindeki sorumlulukları hiç de az değil.

Bununla birlikte sorumlulukları dağıtma oyunu, bir kısır döngüdür ve bu döngü ancak daha iyi bir gelecek hayal etmek ve bunun için elverişli koşulları dürüstçe sağlamaya çalışmak yoluyla aşılabilir.

Japonya, İkinci Dünya Savaşı’nın küllerinden yeniden doğdu, yenilgiyi kabullenme erdemini yeni bir ulusal Japon bilinci inşa etmek için seferber etti ve bu da ona, küresel bir ekonomik güç olmanın yolunu açtı. Bu, Filistinlileri kendi aleyhlerine olan güç dengesizliğini kabullenmemenin sonuçlarına sürekli maruz bırakmak yerine, Filistin ulusal projesinin sorumluluğunu üstlenenlerin akıllarından çıkarmamaları gereken bir derstir.  

Denebilir ki yenilgiyi kabullenmek, Filistinlileri bir sefaletten diğerine sürükleyen boş zafer kuruntularıyla kıyaslanamayacak kadar asil ve daha iyi bir gelecek için ilk adımdır. Elverişli coğrafi konumu, dev insan kaynakları ve el değmemiş doğal kaynakları ile Gazze’nin savaşla parçalanmış bir bölge olmaktan çıkıp her şeyden önce bir Filistin vizyonu çerçevesinde ve bir Körfez-Mısır ortaklığıyla Singapur ya da Hong Kong benzeri bir ekonomi merkezine dönüşmesine engel hiçbir şey yok.

Gazze Şeridi sahillerinde (hacminden bağımsız olarak) gaz sahaları hakkında yapılan son açıklama, daha iyi bir geleceğe giden yol ve Filistin ulusal onuru için daha yeni bir başlık olarak insani kalkınma ve ekonomik büyümeye odaklanan ulusal Filistin politikalarını düşünmeye dönük bir çağrıdır.

Bu, Filistinlinin, davasını savaş çizgisi dışında tanımlama becerisine yönelik bir sınavdır.