Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Cenin Yahudiye ve Samarya’ya açılan bir kapı mı?

İsrail’in av tüfeği ve ilkel silahları olan bir avuç Filistinliyi öldürmek için Batı Şeria’daki Cenin adlı Filistin kentine açtığı savaşta yüzlerce tank ve zırhlı aracın yanı sıra hava ve radar desteği için bombardıman ve başka tip uçaklar kaldırmaya, sinyal karıştırıcı kullanmaya ve sadece yolları boşaltıp Cenin Mülteci Kampı’nda zaten bozuk olan altyapıyı tahrip etmek için üç binden fazla asker konuşlandırmaya gerek var mıydı? Bu büyük hareketliliğin, toprakların boşaltılmasının ve binlerce Filistinli sivilin zaten bitik durumda olan kampın dışına sürülmesinin sadece bir avuç sözde ‘silahlı militanı’ yakalamak için olduğunu sanmıyorum!

Cenin sadece bir Filistin şehridir. Batı Şeria’nın kuzeyinde, Kudüs’e 75 kilometre uzaklıkta bulunan bu şehir, Batı Şeria’daki en büyük beşinci Filistin şehridir. Ancak bazı Yahudiler Batı Şeria’yı kutsal ‘Yahudiye ve Samarya’ olarak adlandırıyor. Siyonist propaganda dünyayı antisemitizm yalanlarıyla doldurduktan sonra nefret söylemi, uydurulmuş bir kültür ve gasp edilmiş bir miras üzerinden konuşan radikallerin dini mirasında geçtiği gibi, Jericho (Eriha) şehrini lanetli sayıyorlar ve içinde herhangi bir şey inşa edeni lanetlenmiş görüyorlar. Aslında biz Araplar da Nuh’un oğlu Sam’ın soyundan geliyoruz. Bu nedenle bizler kardeşiz.

Ancak nefret söylemi ve cinayete teşvik kültürü, Şaron için “O harika bir çocuk” diyen Ben-Gurion’un zamanından beri var. İsrail’de Ben-Gurion, Şaron gibi adamları tarafından gerçekleştirilen her katliamdan sonra hep “Dünyanın bizim hakkımızda ne dediği önemli değil, önemli olan tek şey burada olmamızdır” derdi. Ben-Gurion’un sözleri, ‘harika bir çocuk’ olan ve günümüzde suçlu olarak görülen Şaron için bilgeceydi. Bu arada şunu söylemeden geçemeyeceğiz ki ‘bir insanın’ modern tarihte yaptığı en kötü iş için Razzie Ödülü alacak olsa Şaron’a rakip bulamayabiliriz.

Bazı İsrailliler, özellikle de içlerinde radikal olanlar, Ezra’nın yazdıklarına inanıyorlar. Öyle ki kovma, katletme ve tehcir siyasetine canı gönülden inanıyorlar:

“Ülkede yaşayanları kovmazsanız, orada bıraktığınız halk gözlerinizde kanca, böğürlerinizde diken olacak.”

İsrail’in en uzun süre başbakanlığını yapmış olan Binyamin Netanyahu, sert bir ideolojiye sahip. Kendisi ‘Büyük İsrai’i kurmanın peşinde. Yasalar ve Yüksek Mahkeme ile ilgili İsrail’deki mevcut iç çatışmadan, yan savaşlar uydurarak kaçmaya çalıştı ve Cenin bu yan savaşların sonuncusu olmayacak. Netanyahu tekrar tekrar yolsuzluk davaları ile karşı karşıya kalırken, nükleer silahlarla donanmış İsrail ordusu için en ufak bir tehlike arz etmeyecek silahlı kişilerle anlamsız savaşlara girerek İsrail kamuoyunu meşgul etmeye çalıştı.

Netanyahu, sadece Knesset’te yapılacak bir oylamayla Yüksek Mahkeme’nin kararlarını askıya alabilecek veya lağvedebilecek düzenlemelerle yargı organı ve Yüksek Mahkeme’den kurtulmak için bunu yaptı. Netanyahu’nun burada amacı, şu anda sahip olduğu başbakanlık dokunulmazlığı sona erdiğinde aleyhinde verilecek herhangi bir karara karşı kendisini sağlama almak. Obama’nın ‘A Promised Land’ (Vaadedilmiş Toprak) kitabında tanımladığı gibi, Netanyahu, iktidarda kalacaksa, hiçbir şeyi yapmaktan çekinmez. Hele de her üyesi İsrail ordusunda savaştığı için savaşçı olarak adlandırılan ailesinin itibarından hareketle kendisini Yahudi halkının ‘koruyucusu’ olarak görürken.

İsrail’deki sağcılar, İsrail’i diğer Yahudi mezheplerini göz ardı ederek yalnızca Haredi ve Aşkenaz Yahudileri perspektifinden tek tipe indirgemeye çalıştılar ve halen da çalışıyorlar. İsrail’deki nefret söylemi ve İsrail caddeleri ve işgal edilen Filistin topraklarında sağ kanadın iktidarda kalması için kan dökülmesinin kabul edilmesinden ötürü durum endişe verici olmaya devam edecek.