Ortadoğu'da strateji ve gelecek ilişkileri alanında çalışan bir araştırmacı olarak ve öğrenmek, keşfetmek adına yakın zamanda yapay zekanın geleceği, Blokchain (blok zincirleri) ve bunların toplumlara etkileri üzerine bir konferansı takip ettim. Tabii ki, matematik ve bilgisayar konusundaki önceki azıcık bilgim, beni şaşkınlığa uğramaktan ve daha fazlasını öğrenme konusunda dizginsiz bir meraka kapılmaktan kurtaramadı.
İletişim alanı, yapay zeka ve bilgi donanımını kontrol eden güçler, uygarlığı insan-sanal birlikteliğinin olduğu fırtınalı bir çağa sokmaya hazırlanıyor. Mevcut değişim, insanların teknoloji ve sanal dünyayla ilişkilerini yeniden şekillendiriyor ve her şeyden önce toplumlarıyla ilişkilerini kuruyor. Değerleri ve ilişkileri yapılandırıyor, ekonomik, politik ve stratejik öncelikleri düzenliyor.
Bu varsayımsal değil, güncel bir gerçeklik. Dünyamızda tanık olduğumuz çalkantılar ve yıkılmalar yapay zekanın karar alma, fikir, savaş, araştırma ve insan yaşamının her alanına nüfuz etmesinin yalnızca ön işaretleri gibi görünüyor.
Zira bilimsel beklentilere göre yapay zeka, üretim ve çalışma ilişkilerinin, toplum ve aile yapısının, ırkların ve genel olarak insan yaşamının yeniden formüle edilmesiyle sonuçlanacak. Bu dönüm noktasının gücü kaçınılmaz olarak tüm dünya coğrafyasına yayılacak.
Ama nasıl?
Yapay zeka, büyük miktarda bilginin bir bilgisayar işlemcisine enjekte edilmesi, onun tarafından yoğurulması ve ortaya yeni cevaplar veya programlar çıkarılması sürecinin ürünü değil. Bir bilgisayardan niteliksel olarak farklı! Yapay zekanın çalışma biçimi, bilgisayarın kendi hatalarından ders almasını, onları düşünmesini ve kendi kendini düzeltmesini, yeniden programlamasını sağlayan "sinir ağları" adı verilen sisteme dayanıyor.
Yapay zeka, her görevi çok küçük parçalara bölüyor ve her görevi parça parça tekrarlıyor, ta ki bunu başarmanın en iyi yollarını keşfedene kadar. Milyarlarca karmaşık işlemi gerçekleştirmek için en iyi genel yolları keşfedene kadar buna devam ediyor. Görevden göreve ve doğru ile yanlışın birikiminden öğrendikleriyle son derece karmaşık olan sanal yeteneklerine ulaşmak ve geliştirmek için genel bir yaratıcı yol çiziyor.
İnsanlar gibi yapay zeka da öğreniyor ve bilişsel deneyimi, hız ve kapsamlılık açısından onları geride bırakacak şekilde gelişiyor. Öyle ki, araştırmacıların, yapay zekanın nasıl olup da insanların yüzyıllardır çözemediği sorunlara “düşünce şemaları” programları ve şaşırtıcı çözümler ürettiğini anlaması imkansız hale geldi. Olağanüstü gücü, saniyede milyarlarca işlemi gerçekleştirebilme ve binlerce insanın binlerce yıl içinde bulabileceği en iyi çözümleri dakikalar içinde seçebilme, hatta onların aklına gelmeyen farklı yollar aracılığıyla çözümler yaratma temel avantajından kaynaklanıyor. Ama en önemlisi ve belki de en tehlikelisi, artık edindiği tecrübelere göre kendini yeniden programlamaya başlaması!
Konferansta ayrıca, insanların kavram üretmedeki kalıcı üstünlüğünü kesin olarak doğrulayan derin felsefi, hesaplamaya dayalı ve toplumsal bir tartışma da olduğu söylendi. Bu üstünlük, insanlıklarının temeli! Bu fikri belki daha sonra ele alırız.
Yüz binlerce araştırmacı, geliştirici ve girişimci bu büyük atılımı başlatmak için çabalıyor. Bunun Elon Musk ve Zuckerberg'in projeleriyle alakası yok, onlar buzdağının sadece görünen kısmı. Aksine, gerçek ve varsayım yeni ve gerçek bir dünya yaratmak için birleşiyor.
Bizim için bu bir video oyunu gibi görünebilir, ancak yapay zeka toplumlarımızı baş döndürücü bir hızla ele geçirecek. Bu entegrasyon, toplumların işleyişini, çerçevelerini ve çelişkilerini, dünya ekonomilerinin, siyasi sistemlerin, emek ve üretim ilişkilerinin işleyişini niteliksel bir biçimde ve derinden değiştirecek. Oyun içgüdüsü çalışma içgüdüsüyle birleşirken, yapay zeka hayatımızın merkezine entegre ettiği kişisel avatarlar sayesinde yeni kültür, sanat ve üretim kalıpları yaratıyor. Her birimizin zihninin derinliklerine, düşünce kalıplarımıza müdahale ederek servet, aidiyet, maddi ve sanal malların dolaşımı kavramlarını değiştiriyor.
Arap dünyamızda istatistikler başta Suudi Arabistan Krallığı, Mısır ve BAE olmak üzere yeni neslin yapay zeka çalışmalarına artan katılımını gösteriyor. 2021 Dünya Ekonomik Forumu'na göre bu ülkeler yapay zeka konusunda en hızlı büyüyen bölgelerden birini oluşturuyor ve yapay zeka girişimlerinin sayısı beş yılda yüzde 300 arttı. McKinsey’in 2022 raporu, 2030 yılına kadar Arap dünyasının yapay zeka alanında 1,8 milyon iş fırsatı yaratabileceğini, bunun da tahmini 1 trilyon dolara karşılık geleceğini vurguluyor. Dubai Gelecek Vakfı’nın 2023 raporu ise gençlerin yüzde 80'inin yapay zeka alanında çalışmakla ilgilendiğini tespit etti. Yeni nesil bu dünyaya akın ederken, bu akın alışkanlıkları, düşünce kalıplarını ve ilişkileri efsanevi bir hızla hiç tereddüt etmeden ve geri dönmemecesine yok ediyor.
Ülkemizde tüm geleneksel sektörlerin çöktüğü bir dönemde; karmaşık çevresel, teknik ve kültürel tehditler de yavaş yavaş ortaya çıkıyor. İşsizlik tehdidi, gençliğin azalan rolü ve iklim değişikliği karşısında yapay zeka alanı, gençlerin yaratıcı girişimleri, eğitim, sağlık hizmetleri, iletişim ve ulaşım araçlarının iyileştirilmesi için bir kurtuluş ve yeni bir sığınak haline geliyor. Arap ülkeleri ise bu teknolojilerin gereklilikleri konusunda hâlâ gerideler.
Mısır, Mısır’ın Büyük Meydan Okuması ve Yapay Zeka Akademisi gibi girişimler başlattı. BAE, dünyanın en akıllı şehri olmayı amaçlayan Şeyh Muhammed bin Raşid Akıllı Şehri’ni kurdu. Suudi Arabistan Krallığı, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi bağlamında karmaşık, birbirine bağlı ve Krallığı yapay zeka alanında küresel bir lider yapmayı hedefleyen projeler açıklıyor.
Bu, ilerleme ve büyüme için benzersiz fırsatlar sunarken aynı zamanda dikkatli yönetilmesi gereken zorlukları ve riskleri de beraberinde getiriyor.
İş fırsatları yeni nesle akarken, toplumda kişiler arasındaki beceri uçurumu gittikçe açılacak. İmalat, müşteri hizmetleri ve veri yönetimi sektörlerindeki geleneksel işlerin sahne dışında kalacağından ise bahsetmiyoruz bile. Bu da, işgücünün acilen yeniden eğitilmesine ve becerilerinin geliştirilmesine ihtiyacını ortaya çıkaracak.
Bu zeka aynı zamanda Arap ülkelerine ekonomik çeşitlilik sorununun üstesinden gelme gücü de sunacak. Çeşitlendirme için verimli bir temel sağlayacak, teknoloji ve bilginin büyümesini pekiştirerek yenilikçiliği ve girişimciliği teşvik edecek. Uzmanlar, hükümetlerin bu dönüşümlere finansal, rehberlik ve mevzuatla yanıt vermesi gerektiğine inanıyor. Özellikle kırsal kesimdeki dijital uçurumun hızla kapatılması gerekiyor. Ancak tüm bunların gerek ahlaki açıdan gerekse taraflılık ve siyasi fanatizmin tehlikeleri açısından olsun, toplumlarımızdaki yansımaları da aynı derecede dramatik olacak.
Bunun yansımaları sadece toplumlarla sınırlı kalmayacak, Ortadoğu'muzdaki gelişmiş ülkelerin dünyadaki yaratıcılık ve üretim zincirlerinde hayati bir halka haline gelme konumunu güçlendirecek. Devlet de bu konumu pekiştirecek ama geride kalacak ülkeler marjinalleşecek. Sanal dünyada bölge ile insanları entegre etme yönündeki küresel yarışta yeni bölgesel ve uluslararası ittifaklar doğacak.