“Herkes isyanımı soruyor, kimse isyan ettirene niye zalimsin demiyor!”(Malcolm X)
Gazze’de başlatılan direniş hareketinin ilk gününden itibaren birçok kişi ve uzman olarak lanse edilenler tarafından “neden şimdi?” diye sorulmaktadır. Hamas veya oradaki direnişçiler neden böyle bir harekete kalkıştılar? Bazı kişiler de peşinen hüküm verip “Bunları bu işe yönlendiren birileri var.” diyerek işi kökten çözmektedir. Bunların doğruluk derecesini zaman gösterecek. Çünkü hiç kimsenin elinde kesin bir kanıt yok. Bizim üzerinde durmak istediğimiz husus bu değil. Asıl üzerinde durmak istediğimiz şey, ölümü bile bile göze alarak o insanları böyle bir mücadeleye girişmeye sevk eden etkenlerin ne olduğudur.
Bir toplum hayal edin ki çocukları doğar doğmaz zulme ve işgale maruz kalmakta ve bu ortam içerisinde büyüyerek yaşamını sürdürmektedir. Huzurdan ve özgürlükten uzak, sürekli tehdit, işgal ve yurdundan olma korkusu içerisinde. Düşman ise hiç durmamakta ve sürekli olarak yayılmacı ve işgalci politikasını an be an uygulamakta. Şimdi kendi kendimize şu soruyu soralım: Biz bu şartlar altında yaşıyor olsaydık ne yapardık? Her şeyi kabullenir hayatımıza devam mı ederdik yoksa elimize her imkân geçtiğinde huzurumuzu ve özgürlüğümüzü elde etmek için kıyam mı ederdik?
Huzuru elde etmenin yolu mutlaka özgürlükten geçiyorsa ki öyledir de zaten! O zaman ölmek pahasına da olsa mücadele etmekten başka bir yol kalmamaktadır. Zira Malcolm X’in ifadesiyle; “Huzuru özgürlükten ayıramazsınız çünkü hiç kimse özgürlüğüne sahip olmadan huzur içinde olamaz.” İşte tam da bu nokta- da huzuru ve özgürlüğü için mücadele edene “Neden isyan ettin? Neden ölüme gideceğini bile bile böyle bir işe giriştin?” deme yerine “Zalimin hangi zulmü seni böyle bir harekete sevk etti?” diye sormak kanaatimce daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Filistin’de yaşayanlar için zalim İsrail rejimlerinin onlarca sebep oluşturduğunu söylemeye bile gerek olmadığını düşünüyorum.
1946 yılından beri öldüren İsrail ölen Filistinliler, işgal eden İsrail işgale maruz kalan Filistin, topraklarını genişleten İsrail topraklarını kaybeden Filistin, her fırsatta bombalayan İsrail bombardımana maruz kalan Filistin halkı, lüks ve refah içerisinde yaşan İsrail, mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakılan Filistinliler, işlediği zulümler ayyuka çıktığı halde hiçbir yaptırıma maruz kalmayan, yaptırım kararı çıksa bile buna uymayan İsrail ama her türlü ambargo ve yaptırıma maruz kalan Filistin halkı… Durum böyle olmasına rağmen Filistin halkına neden İsrail’i hedef alıyorsunuz diye sormak veya eleştirmek sağduyuya ve izana ne kadar uyar bunun kararını siz verin!
Normal şartlarda Allah Teâlâ çirkin, kırıcı sözlerin konuşulmasını, açıkça söylenmesini sevmediğini ifade etmektedir. Ancak uğradığı zulüm ve haksızlıktan canı yananların, zâlimlere karşı feryat ile bedduâ etmeleri, hatta aynen karşılıkta bulunmalarını mazur görmektedir. Şimdi aynı durumu özelde Gazze genelde bütün Filistin halkı için bir düşünün. Yıllarca haksızlığa, zulme, işgale maruz kalan ve sabah akşam adeta iliklerine kadar bunu hissederek hayatını devam ettiren bu insanların neden böyle bir işe kalkıştıklarını yeniden bir değerlendirmeye tabi tutun. İşte o zaman o insanların neden böyle işlere giriştiklerini daha iyi anlayacak ve Malcolm X’in neden “Herkes isyanımı soruyor, kimse isyan ettirene niye zalimsin demiyor!” diye feryat ettiğini yüreklerinizde hissedeceksiniz. Zira atalar güzel ifade etmişler: “Rüzgâr eken fırtına biçer.” Siz insanlara yıllarca olmadık muameleler ve zulümler yapacaksınız sonra bir kısmı size geri dönünce neden böyle davranıyorlar diye sormaya hakkınız yoktur. Hele zalimlerin, teröristlerin ve onların arkasında duran ağababalarınınsa hiç…