Abdulmunim Said
Kahire’de Mısır Gazeteciler İdaresi Meclisi Başkanı ve Kahire Bölgesel Strateji Çalışma Merkezi Yönetim Müdürü
TT

Trumpist düşünce

Donald Trump'ın yükselişi, 2021'de Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra bile ülke için yeni bir siyasi tarihin habercisiydi, çünkü “Trumpizm” Amerikan toplumunda köklü bir yer edinmeye devam etti. Trump'ın önceki yenilgisi sorunun çözümü değil, üstesinden gelinmesi zor olan karmaşık sorunlara geçici bir çözümdü. Amerikan siyasi sistemi artık sosyal ve ekonomik konularda ayrılan, kimlik ve ABD'nin dünyadaki ve tarihteki mesajı konusunda fikir birliğinde buluşan iki siyasi partiye dayanmıyor. Bu fikir birliği sona erdi. Yenilgiye uğramasından sonra ve 6 Ocak 2021'deki ayaklanmanın ardından Trump'ı eleştiren muhafazakarların çoğu, partinin önceki formuna döneceğini, Trump'ın başkanlığının geçici bir dönem olacağını umuyordu. Cumhuriyetçi Parti, Trump'tan ve Trumpizm’den uzaklaşarak yeniden Demokratlarla azımsanmayacak uzlaşı alanlarına sahip bir parti haline gelecekti. Bu rüya çok geçmeden sona erdi; Trump'ın başkanlığı daha uzun, daha karanlık bir siyasi dramın ilk perdesiydi ve Cumhuriyetçi Parti daha aşırı hale geldi. Trump'ın Cumhuriyetçiler arasındaki popülaritesi devam etti ve ona sadık olanlar, ayaklanmadaki rolü nedeniyle yargılanması için oy veren Cumhuriyetçi vekillere karşı şiddetli kampanyalar düzenlediler. Sağcı medya kuruluşları daha fanatik hale geldi ve kamuoyu yoklamaları Cumhuriyetçi Parti seçmenlerinin Trump'ın seçimlerin çalındığı yalanını benimsediğini gösterdi. Donald Trump'ın Beyaz Saray'da dört yıl kalması, Amerikan siyasi yaşamının sınırlarında yaşayan ve onunla birlikte kalbi haline gelen bir grup Amerikan siyasi akım için kayıp değildi.  Dışarıya gelince, görev yaptığı dört yıl boyunca ABD'nin dünyaya müdahil olmaktan geri durması, onun “cömertliğinden” yararlanıp, kendilerini korumasını talep ederken savunma ve askeri güç harcamalarında cimri davranan müttefiklerine karşı da dikkatli olması gerektiğini vurgulamaya istekliydi. Trump, özellikle demokrasi, liberalizm ve insan hakları değerleri açısından ABD'nin dünyaya “liderlik etmesi” fikrine pek sıcak bakmıyordu. Bunu, Amerikan devletine kaçınılmaz olarak düşman olan gelişmemiş dünyayla karışmanın tehlikelerine karşı ABD'nin gözlerini kör eden bir şey olarak görüyordu. Trump, ilk insan göçünden ticaret hareketine ve onu ifade eden kurumlara kadar “küreselleşme karşıtı” hareketin ve sembollerinin belirli bir şekil aldığı bir zamanda geldi. Bir anlamda devletin ekonomi ve toplumdaki rolüne ilişkin sağcı fikirlerin küreselleşme fikirleriyle örtüşmesi artık mümkün değil. Tam aksine ulus-ötesi ittifaklar çerçevesinde bir araya gelenler de dahil olmak üzere ülkelerde büyük bir endişe ile birlikte “sağ” eğilimler, ulus-devlet kozası içine çekilmeye ve izolasyona yöneldiler. İngiltere’nin “Brexit” olarak bilinen Avrupa Birliği'nden çıkışı ile birlikte bu yeni eğilimlerin pratik biçimler almaya başlaması çok uzun sürmedi. Trump'ın seçilmesi ise sağcı bayrak altında yeni bir başkanın seçilmesinden ziyade “Amerexit” olarak tanımlanabilecek kapsamlı bir olguyu temsil etmeye başladı.

45. Başkan Donald Trump, başkanlığı sırasında, beyaz milliyetçilerin ideolojisi ile Evanjelik kiliselerin fikirlerinin karışımına dayanan ve “Trumpizm” olarak adlandırılan şeyin temellerini attı. Bu kiliselerin sloganları ve sembolleri sıklıkla yalnızca beyazlar ile siyahlar veya beyazlar ile Asyalılar ve Latinler arasında değil, aynı zamanda Hıristiyan mezhepleri arasında da ayrım yapmak için kullanılıyor. 6 Ocak 2021 tarihi, eski (ve yeni) Başkan Donald Trump'ın en ateşli ve şiddetli destekçileri de dahil olmak üzere siyasi bir hareket olarak Trumpizm’in saf unsurlarını ortaya çıkarmış olabilir. Bunlara İncil’i ve dilini bir örtü olarak kullanan Proud Boys, Keepers QAnon, 3 Percenters ve America Firsters gibi gruplar da dahil. Gözlemciler, haçların, bayrakların ve diğer sembollerin, Ku Klux Klan (KKK) da dahil olmak üzere tarih boyunca beyaz teröristlerin nasıl bunları delil olarak kullandıklarına, diğer ırkları ve etnik grupları kontrol etme yönündeki ilahi haklarını meşrulaştırmak için nasıl Hıristiyanlığa başvurduklarına dair örnekler olduğunu söylediler. 2024 seçimlerinin ön aşamasında, çeşitli olgularla karşılaştık; bunlardan ilki, hiçbir Cumhuriyetçi adayın, Trump'ın Cumhuriyetçiler arasında elde ettiği destek oranını aşamamasıdır. İkincisi, Başkan Trump'a ahlaki, hukuki ve seçimlerin sonucunu değiştirmeleri için eyaletlere (Georgia eyaleti) baskı yapma, Florida'daki konutu Mar-a- Lago’da başkanlık belgelerini alıkoyması ve yetkili makamlara teslim etmemesi konusundaki mesleki ihmali gibi anayasal 87 suçlama yöneltilmesinin destek oranını hiçbir şekilde etkilememesidir. Üçüncüsü, Trump'ın önceki seçim sonuçlarının hileli olduğunu vurgulaması ve bunun arkasında toplanan büyük kitlenin bu iddiaya bağlılığının değişmemesidir. Dördüncüsü, Trump'ın Kongre'ye yönelik saldırıya verdiği desteğin yanı sıra görevden ayrılırken sergilediği davranışlardır. Bunlar, görevi devretme durumunda Beyaz Saray'ın yeni başkana tesliminden yemin törenine katılmaya kadar, bilinen tüm Amerikan geleneklerine tamamen aykırıydı.