Hüda Huseyni
Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist
TT

Suriye ve duvarın yıkıldığı an

Esed ailesi Hafız Esed ile başlayan ardından oğlu Beşşar ile devam eden 54 yıl boyunca Suriye'yi yönetti. Devrimin zafere ulaşması yalnızca on gün sürdü ve bu sürede kimse öldürülmedi. 8 Aralık Pazar günü Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki isyancılar neredeyse hiçbir direnişle karşılaşmadan Suriye'nin başkenti Şam'ı ele geçirdi ve Beşşar Esed'i iktidardan kovdu.

HTŞ, Telegram kanalından kontrolü ele aldığını duyurdu ve birkaç saat sonra da Esed'in ülkeden ayrıldığını açıkladı. Suriye'nin artık “diktatörden kurtulduğunu” söyledi. Şam Meydanı'nda toplanan binlerce kişi bayraklar sallayıp “özgürlük” sloganları attı. Rus devlet medyası daha sonra Esed'in Moskova'ya ulaştığını ve burada kendisine insani gerekçelerle sığınma hakkı verildiğini duyurdu.

İlerleyişlerinin son aşamalarında isyancılar mahkumları serbest bıraktılar ve gözlem grupları tarafından yayınlanan videolar, Sednaya Hapishanesinden serbest bırakıldıktan sonra Şam sokaklarında nereye gideceklerini bilemeden yürüyen erkekleri gösteriyordu. HTŞ “Tutuklularımızın serbest bırakılması ve zincirlerinden kurtulmaları haberini Suriye halkıyla birlikte kutluyoruz” dedi.

Esed, 2011'de “Arap Baharı” devrimlerinin yaşandığı dönemde patlak veren isyanı büyük ölçüde bastırmıştı. Ancak çeşitli isyancı gruplar kuzeybatı Suriye'deki toprakların bir kısmında kuşatılmış bir şekilde varlıklarını sürdürdüler. Kuşatılmış oldukları için rejim açısından önemli bir tehdit oluşturmuyorlardı.

Yeni isyan, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasından bu yana sarsıcı değişikliklere sahne olan bir bölge için büyük soruları gündeme getiriyor. Bu soruların çoğu tek bir endişeyi içeriyor; Esed'in ardından ne gelecek?

Tüm devrimler belirsizlik getirir, ancak “bölgedeki en karmaşık coğrafya” olan Suriye'de belirsizlik çeşitli faktörlerden dolayı daha da artıyor.

Suriye, son yarım yüzyıldır Rusya ve İran'ın önemli müttefiki ve bölgede güçlü bir askeri oyuncu oldu. Çok sayıda milis gruba ev sahipliği yapmasının yanı sıra kuzeyde Kürt güçleriyle savaşan Türk birlikleri bulunuyor. Kuzeydoğu Suriye'de, Kürt kontrolündeki bölgede 900 Amerikan askeri konuşlanmış. Şimdi de ülke, Suriye'nin ikinci büyük şehri Halep'i ele geçirene kadar bölge dışında pek bilinmeyen devrimci bir grubun elinde.

HTŞ aslında 2012 yılında ittifak kuran on silahlı örgütten oluşuyor. Başlangıçta Irak'ta Amerikan kuvvetlerine karşı el-Kaide ile birlikte savaşan Suriyeli savaşçılardan oluşuyordu. O dönemde el-Nusra Cephesi olarak biliniyordu ve el-Kaide ile olan bağları, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yabancı terör örgütleri listesinde yer almasına neden olmuştu.

HTŞ, 2016 yılında el-Kaide ile bağlarını resmi olarak keserek radikal ideolojiden kurtuldu. Sonra Suriye'ye geldi ve sonunda DEAŞ ve el-Kaide'den tamamen koptu, aynı zamanda Suriye sınırları dışında bir İslam devleti kurma fikrinden de vazgeçerek HTŞ adını aldı.

HTŞ'nin lideri Ebu Muhammed el-Culani'nin, son beş ila on yılda İdlib şehrindeki HTŞ liderliği sırasında daha pragmatik bir yaklaşım benimsediği, daha önce örgütün benimsemiş olduğu İslamcılığın bazı aşırı unsurlarını yumuşatmaya çalışarak, onların radikal ideolojisini daha pragmatik bir ideolojiye dönüştürmeyi başardığı doğru.

HTŞ Suriye geneline yayıldıkça analistler örgütün hedefleri ve ideolojisine ilişkin değerlendirmelerinde ikiye bölündüler. HTŞ militanları hâlâ bir zamanlar el-Kaide'den ilham alan katı İslamcı militanlar mı? Yoksa bunlar gerçekten geçmişlerini bırakıp Suriye'ye iyi bir yönetim getirmeyi amaçlayan bir örgüte mi dönüştüler?

HTŞ’yi inceleyenlerden bazıları, değişip değişmediklerinin kanıtlarının önümüzdeki günlerde görüleceğini ancak cesaret verici işaretlerin de bulunduğunu söylüyorlar. HTŞ son yıllarda kendisini temelden dönüştürdü ve kuzeybatı Suriye'de DEAŞ ve el-Kaide'ye karşı faaliyet gösterdi. Enerjisini İslami radikalizmden Esed'i devirmek için etkili bir koalisyon kurmaya yönlendirdi. HTŞ hakkında akılları meşgul eden asıl soru şu: HTŞ’nin son birkaç yıldaki değişimi gerçek ve kalıcı mı? Gücünün artması onu eski haline dönmeye teşvik edecek mi?

HTŞ’nin bugün olduğu gibi halen kapsamlı bir şekilde hoş karşılanmaya devam edilip edilmeyeceği nihayetinde üç ya da altı ay sonra test edilecek.

HTŞ Şam'ı ele geçirmesini takip eden saatlerde şöyle konuştu: “Büyük Suriye devrimi, Esed rejimini devirme mücadelesi aşamasından, halkının fedakarlıklarına layık bir Suriye'yi hep birlikte inşa etme mücadelesi aşamasına geçti.”

Suriye'nin karmaşık coğrafyasına gelince halihazırda çarpıcı biçimde değişti; özellikle de Esed'in Hizbullah'ın yanı sıra önceki devrimleri bastırmasına yardımcı olan Rusya ve İran ile uzun süredir devam eden ittifakları açısından. Esed devrilmeden önce bu yardım hiç gelmedi, dahası İranlı askeri personel ve diplomatlar Suriye'yi tamamen terk etmeye başladı.

2015 yılında Rusya, Esed hükümetinin silahlı muhalif grupları durdurmasına yardımcı olmak için askeri müdahalede bulunmuştu.

Ama son zamanlarda her iki ülke de çöküşü kendileri için stratejik bir yenilgi ve İran'ın zayıflığının bir başka işareti olan Esed'in yardımına koşmakta zorluklarla karşı karşıya kaldı. Suriye'deki huzursuzluk, uzun süredir Esed'e karşı olan ancak bundan sonra ne olabileceğine dair endişe duyan ABD için de karmaşık.

Suriyeliler Berlin Duvarı'nın yıkıldığı ana benzer bir anla karşı karşıya gibi görünüyorlar. Acımasız bir rejimin aniden sona ermesine, Suriye halkının tanık olacağından şüphe duyduğu sahnelere tanık oldular. Nitekim içlerinden biri, Esed'in devrildiği haberini mucize olarak nitelendirerek, “Sonsuza kadar iktidarda kalacaklarını zihinlerimize kazımışlardı” dedi.