Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Suriye ve histeri

Beşşar Esed kaçtığından bu yana Suriye'ye yönelik lehte ya da aleyhte bir histeri durumu hakim. Eleştiride, trollemede, tırmandırmada dikkat çekici bir çöküş noktasına ulaşan bir histeri olduğu gibi gözlemlere ve eleştiriye duyarlı hayranlık duyguları da var.

Bütün bunlar, bugün Esed'in Şam'dan Moskova'ya kaçmasının ve yeni Suriye yönetiminin iktidara gelmesinin üzerinden bir ay geçmesine rağmen yaşanıyor. Siyasette bir haftanın uzun bir süre olduğu doğru ama karşı karşıya olduğumuz şey bambaşka.

Bölgemizdeki siyasi durumlarda hiçbir benzerlik olmadığı kanaatindeyim ve bu kanaatimi koruyorum. Rejimlerin devrilmesi ve başkanlarının gidişiyle sonuçlanan Arap Baharı’ndan bu yana, zamanlamada tekrarlanan bazı hatalar ve hareketin ciddiyeti dışında, bölgedeki siyasi durumlar için tek bir “katalog” bulunmuyor.

Devriminin ciddiyetinden, çektiği acıların derinliğine, baba-oğul Esed'in yolsuzluğundan kaynaklanan kurumsal yıkımın boyutuna, sonra başına gelen yıkım ve tahribata, İran’ın müdahalesi nedeniyle son 14 yılda toplumsal dokunun sistematik olarak yok edilmesine kadar Suriye'nin kendisi farklı bir durum.

Bugün taleplerde, eleştirilerde, sistematik kışkırtmalarda, yanlış bilgilendirmelerde ve hatta yeni yönetime meydan okumalarda bir histeri hali hakim. Aynı şekilde yeni Suriye ve mevcut rejimiyle ilgili gerçeklerden ziyade hayallere daha yakın bir kutlama hali de var. Gerçek şu ki ne bu ne de diğerine değil; daha ziyade daha fazla akılcılığa, farkındalığa ve tevazuya ihtiyaç var.

Bugün yapılması gereken, Suriye'yi desteklemek, onun etrafında toplanmak ve herkesin sözlere değil eylemlere bakacağını açıkça duyurmaktır. Azınlıklar meselesine aldanmamalıyız çünkü en önemli şey anavatan, vatandaşlık ve bunu garanti eden kurumlardır.

Bugün en önemli husus, Suriye'nin halkının elinde olmasıdır ve İran'ın geri döneceği yanılsamasına kapılmadan veya durumu daha da alevlendirmeden herkesin Suriyelilerin kendileri için istediklerini kabul etmesi gerekir. Suriye'nin istikrarlı ve başarılı olması bölgenin ve uluslararası toplumun çıkarınadır.

Suriye'nin bölgesel ve ideolojik komplo ve hırsların yuvası değil, bir ortak olması herkesin çıkarınadır. Bazıları kendi ülkelerinde başaramadıklarını Suriyelilerden başarmalarını istememeliler. Bunun örnekleri de çok, mesela Suriye’nin mezhepçi kotaların, milislerin ürünü olmamasını istiyor ve Suriyelilere dersler veriyorlar. Bu kabul edilemez.

Aynı şekilde Ahmed el-Şara'dan her şeyi aynı anda başarması da talep edilemez ki Esed yönetimi boyunca hiçbirini yapmamıştı, dahası tüm suçlarına rağmen onu haklı çıkaranlar vardı. Bugün, haksız ve kabul edilemez bir şekilde hedef almaktan daha etkili ve üstün olan yöntem, reform ve istikrar aracının harekete geçtiğinden emin olmak için katılımda bulunmak ve destek vermektir.

Suriye hikayesinde siyah ve beyaz yoktur ve siyasette de yoktur. Ancak şunu unutmamalıyız ki, bir rejim veya bir birey olarak Beşşar Esed dışındaki her şey iyidir. Esed'in kaçmasından ve suçlu rejiminin devrilmesinden sonra Suriye'nin çok daha iyi olduğundan eminim.

Bugün yapılması gereken Suriye'yi desteklemek ve Arap dünyası olarak onunla kapsamlı bir şekilde iletişim kurmaktır. Unutmayın ki yeni rejim, her ne olursa olsun, hem baba-oğul Esed'in geride bıraktıklarından hem de bölgenin koşullarından dolayı ciddi meydan okumalarla karşı karşıyadır. Dolayısıyla bugün gerekli olan, “hayalci” dürtülere kapılmadan, yanlış bir geri adım atmadan, akıl dilinin hakim olmasıdır.

Bu, “faydalı” Suriye'nin halkını, bölgenin istikrarını ve refahını destekleme anıdır.