Nedim Kuteyş
Lübnanlı gazeteci
TT

Jeopolitik bir an olarak DeepSeek

Adı çok duyulmamış ve yeni kurulmuş bir Çinli şirketin piyasaya sürdüğü DeepSeek uygulamasının yol açtığı deprem, Silikon Vadisi, Wall Street ve Washington'da dinmiyor. Mesele ne uygulamanın piyasaya sürülmesinden sonraki birkaç gün içinde finans piyasalarının 1 trilyon dolar kaybetmesi, ne de ABD ile Çin arasındaki teknolojik rekabetin sıcaklığı ve Çin'in yapay zeka savaşında ABD ile arasındaki açığı kapatmaya yaklaşması ile sınırlı değil.

Yaşananlar sadece teknolojik bir atılım değil, aynı zamanda Çin'in Batı hegemonyasından uzakta teknolojik egemenliğe ulaşma çabasını yansıtan belirleyici bir jeopolitik andır. Pekin için bu teknoloji sadece bir endüstri değil, aynı zamanda ulusal güvenliği güçlendirmede ve dijital alanda Amerikan nüfuzuyla rekabet etme becerisini geliştirmede önemli bir araçtır.

ABD, yapay zeka alanında yıllardır liderliğini sürdürüyor. OpenAI, Google DeepMind ve Meta gibi şirketler bu alanda küresel standartları belirliyorlardı ancak şimdi onların üstünlüğü tehdit altında.

Silikon Vadisi'nin önde gelen yapay zeka ürünlerine rakip olan ve çok daha düşük maliyetle geliştirilen Çinli uygulamanın verdiği mesaj şu; Çin artık yapay zeka yarışında sadece bir takipçi değil, aksine, yenilik yapabilen ve geleneksel kuralları yıkan bir rakip haline geldi. Bu durum Amerikan şirketlerini üstünlüklerini sürdürebilmek için stratejilerini ve yatırımlarını yeniden gözden geçirmeye yöneltti.

Bu bağlamda OpenAI CEO'su Sam Altman, şirketin rekabetten korunmak ve bilgi güvenliği endişesi nedeniyle ChatGPT uygulamasına ilişkin kodun ayrıntılarını gizleyen bir tekel modeli benimseyerek hata yapmış olabileceğini kabul etti. Altman’ın bu değerlendirmeyi yapmasının sebebi, açık kaynaklı DeepSeek uygulamasının teorik olarak geliştiricileri ücretli veya daha pahalı alternatiflerden uzaklaştırabilme kapasitesine sahip olması.

Ne var ki yapay zeka sadece teknolojik bir araç değil, istihbarat, siber savaş ve askeri teknolojide, konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan silahlarla ilgili muharebe kararları almada oyunun kurallarını değiştirebilecek çok amaçlı stratejik bir silahtır. Geliştirme bağlamları arasında, Çinli uygulamanın piyasaya sürülmesinden sonra incelenmeye başlandığı gibi karmaşık güvenlik operasyonları da yer alıyor. Çin, Amerikan teknolojisini izinsiz mi kullandı ve ürününü benzer Amerikan modellerinden çalınan verilerle mi eğitti? Eğer öyleyse, Çin, yapay zeka alanındaki ilerlemesini engellemek için tasarlanan ABD yaptırımlarına ve yarı iletken kısıtlamalarına bir darbe mi indirmiş oldu?

Bütün bunlar mümkün. ABD'nin 2022'de Çin'in yapay zeka gelişimini yavaşlatmak için başlattığı yasaktan önce DeepSeek'i geliştiren şirketin Nvidia'dan 10 bin işlemci birimi temin ettiği biliniyor. Muhtemelen, karaborsadan çip satın almak veya ABD ile müttefik ülkelerden bilim insanlarını işe almak gibi konumunu güçlendirecek başka çözümler de buldu.

Her halükarda Washington, yapay zeka yarışının artık sadece en iyi çipleri elde etmekle ilgili olmadığını, aynı zamanda bunların nasıl daha etkili kullanılacağı ve nasıl çalıştırılacağı, yapay zekaya ilişkin küresel standartların ABD'nin kontrolünde kalmasıyla ilgili olduğunu kabul ediyor. Burada, Çin'in stratejik seçenekleri ve örneğin askeri yapay zeka alanındaki verimliliğini artırmak, küresel ittifakları ve rekabeti yeniden şekillendirecek şekilde sadece müşterileri değil, müttefikleri de cezbederek cazibesini artırmak için zihinsel, finansal yeteneklerinden faydalanmaya karar verip vermeyeceği ile ilgili ABD’nin en büyük endişesi öne çıkıyor.

Şu ana kadar ülke olarak İtalya veri gizliliğiyle ilgili endişeler nedeniyle DeepSeek'i yasakladı. Amerikan eyaletleri veya kuruluşları da güvenlik ve ahlaki nedenlerle aynısını yaptı. İrlanda ve Belçika'nın da benzer soruşturmalar açması, Batı'nın bu alanda denetiminin genişleyebileceği ihtimalini ortaya koyuyor.

Dolayısıyla DeepSeek, ABD öncülüğündeki kamp ile Çin'in Rusya, İran ve bazı gelişmekte olan ülkeler gibi ülkelerle iş birliği yaparak konsolide etmeye çalıştığı diğer kamp arasındaki küresel dijital bölünmenin hızlandığını yansıtıyor. Bu modelin, Batı yaptırımlarına tabi olan veya sadece Amerikan yapay zeka modellerine güvenmekten kaçınmak isteyen ülkelere fayda sağlayacak alternatif bir yapay zeka sisteminin parçası olmasını engelleyen hiçbir şey yok. Bu da ekonomik ve teknolojik ittifaklar haritasının yeniden çizilmesinin kapısını aralıyor.

Buna ek olarak Çinli uygulama, yapay zeka ekonomisini büyük yatırımlar ve karmaşık altyapılar temelinde kuran Amerikan şirketlerinin piyasa değeri konusunda da alarm zilini çaldı. Düşük maliyetli DeepSeek modelinin ortaya çıkışı, büyük şirketlerin değerinin azalmasına ve yüksek maliyetli Amerikan yaklaşımının sürdürülebilirliğinin sorgulanmasına kapıyı araladı.

Tarihsel olarak, pek çok sektör benzer büyük dönüşümler yaşadı; daha ucuz ve aynı derecede verimli alternatifler ortaya çıktı, pazarlar yeniden şekillendi ve geleneksel şirketler zayıflatıldı. Otomotiv, telekomünikasyon ve yazılım sektörlerinde yaşanan bu durum, bu sektörlerin devlerini iş modellerini yeniden yapılandırmaya, bir kısmını da pazardan tamamen çekilmeye zorladı.

DeepSeek'in başardığı şey sadece yeni bir şirketin başarısı değil, aynı zamanda Çin'in yapay zeka alanında hızla ilerlediği, keza yapay zekanın jeopolitik rekabetin ana arenası haline gelmesiyle birlikte, kontrol politikalarının yetersizliği konusunda ABD'ye stratejik bir uyarıdır. Batı'nın bu teknoloji üzerindeki tekelini kırarak ve yeni bir dijital egemenlik modeli dayatarak, küresel yapay zeka sahnesini yeniden şekillendirmeye doğru atılmış bir adımdır.