Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Edebiyat limanları

Yazarların ve şairlerin kurduğu birçok şehir bulunmaktadır. Tarihte filozoflar tarafından kurulmuş bir şehir vardır ki, o da Atina'dır. Burada aynı dönemde, aynı düşüncede, aynı ekolde, benzerleri görülmemiş bir üçlü buluşmuşlardır; Platon, Sokrates ve Aristoteles. Roma hatiplerin, Sezarların, düşünürlerin ve Senecaların inşa ettiği bir şehirdi. Kahire Taha Hüseyin, Ahmed Şevki ve Midak Sokağı’nın yazarı tarafından inşa edilmiş ve yeniden biçimlendirilmişti. İskenderiye, Konstantinos Kavafis ve İskenderiye Dörtlüsü'nün yazarı büyük romancı Lawrence Durrell gibi yabancı evlatları tarafından yükseltilmiştir. Lizbon’un başlığı ise şiirdi, hâlâ öyle ve öyle de kalacak. Çünkü onun yöntemiyle şiir yazma ve aynı şekilde nesir yazma, aşkı yaşama dönemi artık bitti.

Beyrut şarkısını iki yabancı Kabbani ve Derviş ile Asi ve Mansur kardeşler seslendirdi. Buenos Aires sadece Borges'i doğurdu. Paris ise edebiyata onlarca romancı, onlarca şair kazandıran şehirdir. Amerikan ve İngiliz yazarlar ünlüdür. Büyük anıtlarında “ölümsüzleşen” Lübnanlı yazarlar da öyledir.

Peki, şehrin sokakla ilişkisinde başkentlerin incisi ile neredeyse rekabet eden bir şehir tanıyor musunuz? Evet, o şehir Tanca’dır. George Orwell'dan Tennessee Williams'a kadar yazarlar ona gelirlerdi, o da onları büyüler ve onlar da oraya yerleşirlerdi. Josh Shoemaker, A Literary Guide For Travellers kitabında Tanca hakkında “göz kamaştırıcı bir şehir” demektedir.

O, Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney dünyaları arasında sıkışmış bir sınır şehridir. Kuzey Afrika'da, Avrupa'ya sadece 15 kilometre uzaklıkta, Akdeniz ve Atlas Okyanusu kıyısındaki bir şehirdir.

Kendisine Babil diyebilirsiniz ve güneşli bir günde Pasteur Caddesi'nde yürürken, ışıklar havada ve Körfez’in kıvrımlarında kırılırken, Tanca'nın çok uzun zaman önce cennete çok çok yakın olduğunu tahmin edebilirsiniz. Yüzyıllar boyunca, sakinleri birbirlerini anlamayı öğrendiler. Garson sizi Fransızca selamlar, ardından Arapça bir bağırış duyarsınız. Kafelerdeki televizyonların önünde maç için toplanmış erkekler İspanyolca bağırırlar. MÖ 5. yüzyılda kurulan Tanca, Kartacalılar, Fenikeliler, Romalılar, Araplar, İngilizler ve İspanyolların egemenliği altında bulundu ve her zaman kültürlerin kavşağı oldu.

Tanca'nın edebiyat tarihi dünyada eşsizdir. Kentin sakinleri için tarihsel olarak söylenebilecek her şey, edebiyatı için de söylenebilir; edebiyatı, kurallardan ve ödünçlemelerden, geleneklerden ve ahlak değerlerinden uzaktır.

Şehre gelen yazarların listesi uzundur: Bunlar arasında İbn Battuta, Samuel Pepys, Alexandre Dumas, Mark Twain, Edith Wharton, Walter Harris, Jean Genet, Paul ve Jane Bowles, William Burroughs, Brion Gysin, Alfred Chester ve Muhammed Şükri yer alır.