Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Trump Riyad'dan Suriye’ye iyi şans diledi

“Ortadoğu'nun parlak geleceği hakkında konuşmak için Riyad'a geldim.” İşte ABD Başkanı Donald Trump'ın sesi, her yerde onu ​​hem sevenlerin hem de nefret edenlerin arasında böyle yankılandı. Konuşmasını ABD'de sabah olan Riyad akşamında yapmayı tercih etti. Ne genel ne de Suudi Arabistan ile ilişkilere özel bir konuşma yapmadı, daha çok bölgenin önemli sorunlarına odaklandı.

Suudi Arabistan'daki ekonomik değişimleri övdü. Kimisi çölü tarlalara çevirirken, İran tarlalarını çöle çevirdi dedi. “Ben burada İran'ın geçmişte yaptıklarını kınamıyorum, ona yeni bir yol sunuyorum” diye ekledi.

Suriye ile yeniden ilişkiler kurmaya ve Şam’a uygulanan yaptırımları kaldırmaya dayanan yeni bir Amerikan sürecini duyurarak da herkesi şaşırttı. İki hafta önce ABD Dışişleri Bakanlığı kaynakları ve hatta Beyaz Saray'daki bazı danışmanlar, Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması çağrılarını reddediyordu. Bunlara yanıtları “yıl sonunu bekleyip, görelim!” oluyordu.

ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı dinlediğini ve sadece ambargoyu kaldırmakla kalmadığını, aynı zamanda 2012'den bu yana kesik olan Şam ile ABD diplomatik ilişkilerinin yeniden kurulması için inisiyatif aldığını söyledi.

İranlıları barış müzakerelerine katılmaya ve nükleer programlarından vazgeçmeye ikna etmeyi umarak onlara seslendi; “Tahran asla nükleer silaha sahip olmayacak ve ben dünyayı daha güvenli hale getirmek için onlarla bir anlaşma yapmak istiyorum.” Kendisini İran ile müzakereler yürüttüğü için eleştirenlere yanıt olarak, “Ben her zaman barış ve ortaklıktan yana olacağım. Sadece aptallar farklı düşünür.” dedi. ABD Başkanı, İran'ı tam bir değişime ikna edebileceğini düşünüyor ve ona bu fırsatı sunuyor.

Önemli olay, meşru Suriye ile ilişkilerin yeniden tesis edileceğini açık ve koşulsuz olarak deklare etmesiydi. Düne kadar Suriyeli diplomatların New York'ta dolaşması yasaktı ve şehrin sadece birkaç bloğunda yürümelerine ve dolaşmalarına izin veriliyordu. Hükümetin, memurların maaşlarını ödemek için ayda 15 milyon dolar dışında dış yardım almasına izin verilmiyordu.

Trump neden politikasını değiştirdi? Trump, eski rejime uygulanan yaptırımlar ile yeni rejimden hesap sormamanın, Suriye halkının “gelecekteki olasılıklar” için cezalandırılmamasının daha iyi olduğuna ikna oldu. Gerçek şu ki ambargo ve yaptırımların devam etmesi, Suriye'nin parçalanması anlamına gelecekti. Riyad'ın görüşü: “Onlara bir şans verin ki, Suriye'nin kaderi ve geleceği değişsin” yönündeydi. Trump da “Suriye’nin parlama zamanı geldi. Tüm yaptırımları kaldıracağız... İyi şanslar Suriye, bize çok özel bir şey göster” dedi.

Suudi Arabistan'a gelince, Veliaht Prens'e olan takdir ve hayranlığını yinelemeye önem veren Trump, sekiz yıl önceki ziyaretini ve gerçekleştirilen olumlu değişimleri hatırlattı. ABD Başkanı, “Veliaht konusunda haklıydım” dedi. “Suudi Arabistan ile ilişkilerimizi her zamankinden daha güçlü hale getirecek adımlar attık” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda ABD'nin kendisine ve ortaklarına yönelik her türlü tehdide “ezici ve yıkıcı bir güçle” karşılık vereceğini söyledi.

Ziyaret yoğun bir şekilde devam ediyor ve bugün Trump'ın Riyad'daki Körfez İşbirliği Konseyi zirvesine katılacağı ikinci günü.