Geçtiğimiz Şubat ayında Almanya'da düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'ndan bu yana, Avrupalı liderler çıkış yolu bulamadıkları bir kafa karışıklığı içindeler. Kafa karışıklığının nedeni, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in konuşması sırasında kulaklarına inanamadan duydukları ifadelerdi. O konferans sırasında, Avrupalılar aniden artık Amerikan müttefikleriyle aynı zemini paylaşmadıklarını ve onları iki yüz yıldan uzun süredir bir arada tutan ortak değerlerin hemen şimdi yeniden tanımlanması gerektiğini keşfettiler.
O konferans sırasında, ABD Başkan Yardımcısı Avrupa'yı ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere en temel değerlerinden geri çekilmekle itham etti. Bunu içeriden gelen bir tehdit olarak değerlendirdi ve Avrupa'da aşırı sağ olarak sınıflandırılan hareketlere, partilere ve akımlara getirilen kısıtlamalara ve engellere işaret etti.
Münih Güvenlik Konferansı, Washington ile Avrupa arasındaki ilişkide bir dönüm noktasıydı. En önemli ve belirgin özelliği, o zamandan beri iki tarafın karşılıklı ihanet suçlamalarında bulunmaya başlamasıydı. Peki kim kime ihanet etti?
Mevcut anlaşmazlıkta üç hassas ve son derece önemli konu öne çıkıyor. Birçok düğümü ile Ukrayna'daki savaşla ilgili pozisyon. Başta Avrupa mallarına ve emtialarına uygulanan yeni ABD tarifeleri olmak üzere ekonomi. Kollarıyla birlikte güvenlik.
Avrupalı analistler, Avrupa'nın sorununun, Başkan Trump ile yapılan görüşmelerde iki taraf arasındaki yakın görüşmelerde bu üç konuyu birbirinden ayırmaya ikna edememesi olduğunu söylüyor. Bunun nedeni, ABD Başkanı Trump'ın yukarıda belirtilen üç konuyu aynı sepete koymaya meyilli olması. Diğer bir deyişle, bunlardan birinde Avrupa’dan istediği tavizleri elde edememesi, diğer ikisinde onun taleplerinin çıtasını yükseltmesini sağlayacak.
Avrupa, ABD'nin Ukrayna'ya desteğini geri çekmesinden ve Avrupa ülkelerinin Kiev hükümetine ABD yapımı herhangi bir silah temin etmesini engelleme yoluna gitmesinden açıkça korkuyor. Washington'un Avrupa ülkelerinden güçlerini çekip koruma şemsiyesini kaldırmasından da korkuyor. ABD'nin kendisini bütçesinin yüzde 5'ini savunmaya ayırmaya zorlaması konusunda da Avrupa’nın şüpheleri var, çünkü buna tahsis edeceği para kaçınılmaz olarak Amerikan silah fabrikalarının kasalarına gidecek.
Bu ay iki önemli etkinlik düzenlenecek. İlki Kanada'daki G7 Zirvesi, ikincisi de Hollanda'daki NATO konferansı. Bunları Brüksel'de Avrupa Birliği liderlerinin bir araya gelmesi izleyecek. Farklı olsalar da medya haberleri, Kanada ve Hollanda'daki toplantıların sonuçları hakkında iyimser ifadeler kullanmıyorlar. Haberlere göre Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Avrupa'nın kendi savunmasına güvenmesi çağrısı birçok Avrupa lideri arasında kabul görmeye başladı.
Avrupa'nın karşı karşıya olduğu sorun, birleşik bir cephe oluşturamaması. Liberal ve popülist ülkeler arasında bölünmüş durumda ve popülist ülkeler giderek Washington ile yakınlaşırken, Brüksel'den uzaklaşıyorlar. Bu bağlamdaki son gelişme, sağcı popülist Hukuk ve Adalet Partisi’nin adayının liberal adaya karşı az bir fark ile zafer kazanmasıyla sonuçlanan son Polonya cumhurbaşkanlığı seçimleriydi. Seçim kampanyası sırasında Washington, Hukuk ve Adalet Partisi adayını Beyaz Saray'da Başkan Trump ile görüşmeye davet etti. Bunu, İç Güvenlik Bakanı'nın Polonya'yı ziyaret etmesi, adayla birlikte görünmesi ve başkanlığı kazanamazsa ABD birliklerini Polonya'dan çekmekle tehdit etmesi izledi! Haberlere göre Polonya'daki ABD birliklerinin sayısının 10 bine ulaştığı bilgisini de verelim.
Batılı yorumcular, Washington ve Brüksel'in karşılıklı ortak değerlere ihanet suçlamalarında bulunmalarının, her iki tarafı da acilen bu değerleri yeniden tanımlamaya zorladığı görüşünde. Bunun nedeni, her iki tarafın da bunları farklı şekilde tanımlaması ve buna göre hareket etmesi. Bu kapsamda geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “Avrupa'da Medeni Müttefiklere İhtiyaç” başlıklı bir metne işaret ediyorlar; bu metin, Avrupa'da yaşanan demokratik gerilemeye açıkça atıfta bulunuyor ve bunun Amerikan güvenliği üzerindeki olumsuz etkisi konusunda uyarıyor!