Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Üç boksör ve benzeri olmayan bir uçurum

Korkunç Ortadoğu'da benzersiz sahneler yaşanıyor. Sıcak sahnede üç büyük boksör, kan lekeleri ve moloz yığınları var. Bölge halkı bir sabah uyandı ve Amerikan bombardıman uçaklarının şafak vakti üç İran nükleer tesisine saldırdığını keşfetti. İsrailliler bir sabah uyandılar ve 1948'de devletlerinin kuruluşundan bu yana görmedikleri bir ölçekte şehirlerinin yıkıldığını gördüler. İranlılar bir sabah uyandılar ve İsrail savaş uçaklarının ülkelerinin hava sahasını ele geçirdiklerini, askeri üslere, radarlara ve platformlara füzeler yağdırarak generallerini ve nükleer bilim insanlarını avladıklarını gördüler.

Üç boksörün kararları bölgenin güvenliğini, istikrarını ve onu dünyaya bağlayan arterlerin güvenliğini etkileyecek. Hikâye Hürmüz'ün ötesine uzanıyor ve daha tehlikeli. Üçü de darbeler indirme yeteneğine sahip ancak çok ileri gittiklerinde geri çekilme yeteneğinden yoksunlar. Üç boksörün her biri ülkelerinin rolünü genişletmeyi veya kendisine büyüklüğünü geri kazandırmayı amaçlıyor.

Boksörlerin büyüğü 14 Haziran 1946'da doğdu. Ne tesadüftür ki, Ortadoğu'da rekor sayıda savaş doğuran ayda doğdu. Yine ne tesadüftür ki, İsrail'in İran'a düzenlediği hava saldırılarından bir gün sonra doğum gününü kutladı. Birkaç gün önce yetmişli yaşlarının son yılına girdi ve Beyaz Saray'da ikamet ederken seksenlerine girecek.

Vietnam'da veya başka bir yerde savaşmadı. İş yolundan gitti ve “anlaşma sanatını” öğrendi. En büyük takıntısı kazanmak ve yenilgiyi kabul etmeye meyilli değil. Ekranın bir büyüsü olduğunu anladı, Amerikalıların karşısına çıktı ve onlar da onun meşhur “kovuldun” ifadesini ezberlediler.

Emlak dünyasındaki başarısı, Beyaz Saray'ın anahtarlarını elde etme iştahını kabarttı. Partiler arasında gidip geldi ve sonunda Cumhuriyetçi Parti'ye katıldı. Daha sonra hem partiyi hem de Beyaz Saray'ı ele geçirmeyi başardı. Tek süper gücün dizginleri kurumun dışından birinin eline geçmişti.

Donald Trump, ilk döneminde mevcut durumla ilgili iki tehlikeli karar aldı; birincisi İran ile nükleer anlaşmadan çekilmek, ikincisi ise General Kasım Süleymani'yi Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında öldürmekti. Ancak ikinci döneminde, savaşları sona erdirmek, barışı sağlamak ve Nobel Ödülü yoluyla tarihe geçmek isteyen biri olarak kendini gösterdi. İran nükleer sorunuyla ilgili olarak müzakerelerde bulundu, son tarihler belirledi ve korkunç şeylerle tehdit etti. Dediği gibi de oldu ve ABD'nin nükleer tesislere hava saldırıları düzenlemesi ile zirveye ulaştı.

İkinci boksör 19 Nisan 1939'da doğdu. Şu anda seksenli yaşların ikinci yarısında. 4 Haziran 1989'da “İslam Devrimi'nin Dini Lideri” unvanını aldı. İran gibi bir ülkede birisine Humeyni'nin mirasının emanet edilmesi ve sınırsız yetkilere sahip olması hiç basit bir şey değil. Ali Hamaney, ülkenin anayasasında yer alan bir madde olan devrimi ihraç etme politikasını sürdürdü. İsrail'i ve bölgeyi füzeler ve “paralel ordular” ile kuşatmayı öngören Kasım Süleymani'nin programını himaye etti.

Hamaney döneminde İran, Saddam Hüseyin sonrası Irak'ta, Ali Abdullah Salih sonrası Yemen'de, Suriye'de ve Lübnan'da önemli atılımlar gerçekleştirdi. Ancak bu başarılar, Yahya Sinvar'ın başlattığı Tufan’dan sonra kasırga benzeri bir darbe aldı. Suriye halkası çöktü ve Beşşar Esed şimdi Rus sürgününden yangınları izlerken, Ahmed eş-Şara Suriye'yi alevlerden uzak tutmayı başardı.

Dini Lider için en az bunun kadar acı verici bir diğer sahne, Hasan Nasrallah’sız ve İran'ın kendisini desteklemek için  bile olsa İsrail ile yeni bir savaş başlatacak gücü olmayan bir Lübnan Hizbullah'ı görmek. Seksenli yaşların ikinci yarısında olan Hamaney için Nasrallah'ın katilinin darbelerinden korunmak için Süleymani'nin katiline büyük bir hediye sunmak zordu.

Son zamanlarda Dini Lider’in tanık olduğu benzeri görülmemiş sahneler çoğaldı. Hamas lideri İsmail Heniyye, bizzat Tahran'da öldürüldü. Nasrallah, Beyrut'ta bir dizi üst düzey lideriyle birlikte öldürüldü. Sinvar ve Hamas liderleri Gazze'de öldürüldü. Şara, Suriye'nin İran döneminden elini ayağını çekerken, el sıkmalar ve yardım vaatleri kazandı. Sonra Trump geldi, İran'a Suriye ve “vekilleri”nin olmadığı, giderek daha fazla ihtiyaç duyduğu “sigorta poliçesi”nin olmadığı, yani nükleer bombaya sahip veya üretmenin eşiğinde olmadığı bir hayat teklif etti. Hamaney, diğer boksörlerin ülkesine karşı komplo kurmasını engelleyemedi.

Üçüncü boksör, 21 Ekim 1949'da Tel Aviv'de doğdu. Şu anda yetmişli yaşlarının ikinci yarısına yelken açıyor. Bölgeyi tüketen bir dizi rekor kırdı. Başbakanlık ofisinde şimdiye kadar 17 yıl geçirdi ve bu süre ile tüm seleflerini geride bıraktı. Ayrıca Filistinlileri ve liderlerini öldürme rekoruna da sahip ve aynı şey Lübnan Hizbullahı liderleri için de geçerli.

Uzun yıllardır savaşı “gerçek arenasına”, yani İran ile doğrudan bir çatışmaya taşımayı hayal etti. Nükleer programını “varoluşsal bir tehdit” olarak gördü ve defalarca Beyaz Saray'ın kapılarını çalarak, ona karşı başlatacağı kasırga gibi savaşa ABD’nin de katılmasını sağlamaya çabaladı. Binyamin Netanyahu'nun Trump'ın zihnine, hesaplarına ve dolambaçlı yollarına sızmayı başardığı açık.

Bölgenin geleceği artık ileride tarihteki imajlarıyla ilgilenen üç boksörün kararlarına bağlı. Oyun kritik ve tehlikeli. İranlı boksör doğrudan Amerikalı boksöre yanıt verirse, bu büyüklükteki bir savaş rejimin temellerini sarsabilir. Amerikan müdahalesiyle karşılaşmadan İsrailli boksörle yumruklaşmayı uzatabileceğini düşünmekse zor.

Kasım Süleymani bir gün küçük bir gruba, Amerikan ipliğinin Ortadoğu'daki “haksız dengeleri” koruduğunu ve “bu ipliğin kesilmesi gerektiğini ve bunun mümkün olduğunu” söylemişti. Ayrıca, İsrail bir Amerikan uçak gemisiyse, uçak gemilerinin açılan büyük bir delik ve halklarının ordularına ve hükümetlerine olan güvenlerini kaybetmeleri durumunda batacağını da söylemişti.

İsrailli ve Amerikalı boksörler, İran nükleer programını yok etme ve Tahran'ı vekil arenalara bağlayan ipi koparma konusunda anlaştı mı? Üç büyük boksör ve benzeri görülmemiş sahneler, korkunç Ortadoğu'yu uçurumdan kim geri çekebilir?