İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

MAGA ve Gazze'ye destek yolu

Filistin davası, özellikle bağımsız bir Filistin devleti davasını desteklemek için BM’de düzenlenen konferansın ardından Suudi Arabistan ve Fransa'nın yayınladığı ortak bildiri ışığında, son birkaç günde gerçek bir ivme mi kazandı?

Kaderin, özellikle de son saatlerde, evlatları uzun süredir ezilen ve dünyanın dört bir yanına dağılan bir davanın adilliği lehine hızla değişen İngiltere ve Kanada’nın tutumları doğrultusunda bunun böyle olduğu açıktır.

Ne var ki asıl son derece dikkat çekici değişim Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanıyor ve bu durum gerçekten beklenmedik bir şekilde Trump yönetimi ve Beyaz Saray'ın başındaki kişi üzerinde giderek artan bir baskı yaratıyor.

Bahsetmekte olduğumuz değişim, ABD Başkanı Donald Trump'ı her düzeyde destekleyen ve arkasında duran MAGA hareketi içinde yaşanıyor. Bu desteğe rağmen, Gazze'deki açlık, kıtlık, yoksulluk, sefalet ve acı görüntülerinin, MAGA hareketi koridorlarında çekingen bir şekilde güçlenen tartışmaya yeni bir ivme kazandırdığı artık aşikar.

Etkili sesler, İsrail'e yönelik eleştirilerini giderek daha yüksek sesle dile getiriyorlar. Eski Kongre üyesi Matt Gaetz ve Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon, İsrail'in eylemlerini kınayanlar arasındaydı ve bu konunun Trump yönetimi ve halk tabanı için siyasi bir yük oluşturduğu konusunda uyardılar.

MAGA hareketi içinde yaşananlar, Amerikan politikasında köklü bir değişimin başlangıcı mı?

İsrail'in her zaman hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar olmak üzere iki büyük Amerikan partisinden geniş çaplı destek gördüğü kesin. Ancak, Trump döneminde MAGA hareketinin yükselişi, bu “özel ilişkinin” ideolojik temellerine meydan okuyor.

“ABD'yi Yeniden Harika Yap” hareketinin benimsediği reelpolitik anlayışın, ABD'nin dış savaşlara katılımını, kendisinin ve özellikle de Trump'ın tabanını oluşturan işçi veya orta sınıfın doğrudan çıkarlarını etkileyen savaşlarla sınırlamayı amaçladığı bir sır değil.

MAGA, ABD içinde siyasi yönelimini değiştiren tek hareket gibi görünmüyor; aksine, bu değişim diğer kurumlara da yayılıyor.

Örneğin, Trump yönetiminin fikir babası ve sözcüsü olan Kevin Roberts liderliğindeki Heritage Foundation, “İsrail ile ilişkilerinin özel bir ilişkiden eşit stratejik ortaklığa doğru yeniden yönlendirilmesi” çağrısında bulundu.

Gazze'deki benzeri görülmemiş dram nedeniyle MAGA'nın etkileri, Amerikan siyasi yelpazesinin en aşırı sağ taraflarına ve gruplarına kadar uzanıyor. Örneğin, Temsilciler Meclisi Üyesi Marjorie Taylor Greene, Kongre’de İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki eylemlerini “Gazze'de soykırım ve insani kriz” olarak nitelendiren ilk Cumhuriyetçi üye oldu. Orada yaşanan vahşeti en az 7 Ekim 2023 saldırıları kadar menfur buldu.

Bunun da ötesinde Taylor, füze savunma sistemi için ayrılan 500 milyon dolarlık finansmanın iptal edilmesi çağrısında bulundu. Belki de olayları dikkatli bir şekilde okuyanlar, onlarca yıldır temel bir gerçek ve temel bir fikir olarak kabul edilen İsrail'e koşulsuz desteğin şimdi, başta MAGA olmak üzere Trump'ın popülist tabanı tarafından nasıl sorgulandığını fark edecektir. “Özel ilişki” çağrıları artık duymazdan geliniyor.

MAGA, büyük ABD fikrini ve onu belirli anlarda gerçekten büyük kılan şeyleri derinlemesine bir yeniden okuma sürecinden geçiyor gibi görünüyor.

Amerikan tarihi, ideallerin ve rol modellerin, özgürlük ve güvenilirliğin, Vestfalya devletlerinin bağımsızlığına saygının ve dar görüşlü pragmatizme hapsolmadan insani yardım sunmanın, ABD'yi “gerçekten vazgeçilmez bir ulus” (indispensable) haline getiren unsurlar olduğunu gösteriyor.

Bugün ABD Başkanı, Binyamin Netanyahu ve hükümetine verdiği destek ile MAGA gençliği arasında, mazlum değil zalim olan İsrail'i desteklemenin mümkün olup olmadığı konusundaki şüphe dalgası arasında denge kurmak zorunda görünüyor. Bu nedenle Gazze'de kabul edilemez bir açlık durumu olduğunu itiraf etmekten kaçamadı.

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in bu yönetimin ideolojik itici gücü olduğu ve aynı zamanda Heritage Foundation'ın gözdesi olduğu bir gerçek. Geçen hafta Ohio'daki bir etkinlikte, Trump'ın açıklamalarının ötesine geçerek, açlıktan ölmek üzere olan küçük çocukların “yürek burkan” görüntülerine değindi ve İsrail'e daha fazla yardımın girişine izin vermesi çağrısı yaptı.

MAGA saflarında neler oluyor?

Bu soruya en makul cevabı veren kişi, “hiçbir medeni halk açlığı meşru bir savaş silahı olarak görmez” diyen siyaset bilimci ve eski ABD’li diplomat Michael Montgomery'dir.

MAGA, ABD'yi gerçekten değiştirebilir ve onu savaşla değil, insani yollarla gerçek büyüklüğüne kavuşturabilir mi?