Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Hamas, evini ve söylemini yeniden düzenleme ihtiyacı

Hamas'ın popülist söylemi ve silah dilini terk edip, özellikle 7 Ekim 2023 savaşından sonra evinin içini yeniden düzenlemesi, son iki yıldır sahneye hakim olan feci hatalardan ders çıkarması gerektiğine şüphe yok.

Savaş biter bitmez, Hamas'a bağlı silahlı unsurlar ortaya çıktı ve onlarca vatandaşı yargılamadan, gözleri bağlı bir şekilde meydanlarda infaz ettiler. Bu durum, küresel çapta bir öfkeye ve Hamas üyelerinin bu davranışının reddedilmesine yol açtı. Bunlar yeni zırhlı araçlarla, savaş ve enkazın tozunu taşımayan, yeni ve temiz kıyafetlerle birdenbire ortaya çıktılar. Bu da birçok soruyu gündeme getirdi; özellikle kıyafetlerinde ve araçlarında, ortaya çıkmalarından sadece birkaç saat önce sona eren savaşın tozundan ve izlerinden eser olmayan bütün bu insanlar neredeydi?

Bu eylemlere Trump’ın, Hamas'ın meydanlarda gerçekleştirdiği infazları da içeren silahlı saldırıları hakkında “beni pek rahatsız etmedi” şeklindeki şok edici açıklamaları eşlik etti. Trump’ın yaşananları “çete üyelerinin öldürülmesi” olarak nitelendirmesini gözlemciler, yargılamadan cezalandırma veya salt şüpheye dayanarak infazlar gerçekleştirilmemiş gibi, bu operasyonlara insan haklarını savunan bir ülkenin başkanının yaktığı yeşil ışık saydılar. Trump daha sonra geri adım atarak, “Hamas, Gazze'de insanları öldürmeye devam ederse ki bu anlaşmanın bir parçası değil, Gazze Şeridi’ne girip onları öldürmekten başka seçeneğimiz kalmayacak” dedi. Ancak olan olmuştu ve Hamas öldürmek istediklerini öldürmüştü.

Hamas'ın, İsrail'in ateşkes şartlarına göre birinci hattan çekildiği sabah gerçekleştirdiği aleni infazlar, İsrail ile iş birliği yapmakla suçlanan Filistinlilere yönelikti. Bu infazlar, adil ve şeffaf bir yargılama olmadan gerçekleşti ve kanıtlanamayan suçlamalarla muhalifleri tasfiye etme girişimi olarak değerlendirildiğinden, uluslararası toplum tarafından geniş ölçüde eleştirildi.

Hamas, Aksa Tufanı’ndan önce bile kendisine bağlı olmayan bazı aşiretler de dahil olmak üzere bazı muhaliflerinden kurtulmak için bu kaostan yararlandı. Bu aşiretler, Hamas'ın davranışlarından ve iktidarı tekelinde tutmasından memnun değildi.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki en büyük ve en güçlü aşiretlerden biri olan Doğmuş aşireti başta olmak üzere Gazzeli aşiretlere karşı savaş açtı. Uzun zamandır iyi silahlanmış olduğu bilinen bu aşiretin üyeleri Fetih ve Hamas da dahil olmak üzere çeşitli Filistinli silahlı örgütlere bağlılar. Bu da İsrail ile iş birliği veya vatana ihanet suçlamalarını çürütüyor. Liderleri Hamas'a düşman olduklarını açıkça ilan eden, daha ağır silahlı Hamas üyeleriyle eşitsiz bir çatışmaya giren Ebu Şebab aşiretini de unutmamak gerek. Bu çatışma onlarca üyesinin ölümüne ve tutuklanmasına yol açtı. Keza Gazze şehrindeki büyük bir aşiret olan Helles aşiretinin yanı sıra el-Mejayda aşireti ile de çatışma yaşandı.

Bu nedenle, Hamas’ın İsrail ile müzakereleri veya teması bile kesmemişken, tüm bu kişilerin “hain” ve İsrail iş birlikçisi olduğu yönündeki tek taraflı söylemi kabul edilemez.

Hamas genellikle bu icraatların iç güvenliği korumak, kontrolü yeniden sağlamak ve “işbirlikçiler” veya “sabotajcılar” ile mücadele etmek için gerekli olduğunu öne sürüyor. Ancak BM gibi uluslararası kuruluşlar, Hamas da dahil olmak üzere tüm tarafların işgal altındaki Filistin topraklarında işlenen ihlallerden sorumlu tutulmasını talep etti.

Hamas, böyle yaparak kendisini iç cephesini zayıflatan ve Gazze'deki toplumsal barışı tehdit eden bir iç sorunla karşı karşıya bırakıyor. Özellikle de Gazze Şeridi'nde uluslararası ve insani yardım kuruluşlarının raporlarıyla belgelendiği gibi, Filistinlilere karşı keyfi tutuklamalar, işkence, düşünce ve ifade özgürlüğünün bastırılması da dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri işlediği yönündeki tekrarlanan suçlamalarla karşı karşıya olduğu göz önüne alındığında.

Filistinliler için istikrar ve toplumsal barışı sağlamak amacıyla, suçların hesabının sorulmaması durumunun sona erdirilmesi ve Hamas, Filistin Ulusal Otoritesi ve ordu da dahil olmak üzere ihlallerden sorumlu olanların hesap vermesi zorunludur. Şiddet döngüsünün durdurulması ve hakların sağlanması için adalet ve hesap sorma esastır.

Hamas'ın evini düzeltmeye, milisler gibi davranmaktan vazgeçmeye ve Gazze'yi, hatta Filistin'i barut ve kurşunla değil, sandık yoluyla yönetebilecek bir siyasi partiye dönüşmeye ihtiyacı olduğuna inanıyorum.