Libya ekonomisinin on yıldan fazla süren zayıf yılların sonucunda bir durgunluk yaşaması şaşırtıcı değil. Zira Libya’da zaman ve onunla beraber her şey durdu. Ekonomiyi, hizmetleri ve herhangi bir başarıyı da kapsayan bu her şeyin yerini iktidar mücadelesi, bu mücadelenin Libyalıların servetlerini yağmalamak, onları uykusuz bırakmak, onlara acı yutturmak için kötüye kullanılması ve sayısız zenginliğin üzerinde yatan bir ülkede işlerin kötü yönetilmesi aldı.
Libya’da zaman duralı 12 sene oldu. İktidar için çekişenler, bu acı çeken ülkeye ve halkına yaptıklarından ötürü utanç duymuyorlar ve dünya ülkelerinin, çok dipsiz bir zamanda ilerleme ve yükselme sebeplerini alarak onları mağara sakinleri gibi bırakıp gittiklerini bilmek istemiyorlar!
Bu çekişenler, bu ülkeye yaptıklarının bir nevi kitle imha silahı olduğunu ne zaman fark edecekler?! Refah ve ilerleme yolunda yürüyen canlı ülkelere bakıp dururlarken bu ülkeyi cansız bırakmak için sistematik gibi görünen bu çalışma yetmez mi?
Libya, ranta dayalı petrol ekonomisine bağımlılık krizi yaşıyor. Bu ülke, büyük bir petrol rezervine sahip ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor, doğru ama bu onu rant temelli ekonomi dairesinden çıkarmıyor. Petrolün 1960 yılında keşfedilmesinden bugüne kadar geçen on yıllar boyunca Libya, ekonomik çeşitliliğin hiçbir türüne sahne olmadı. Nitekim gerek merhum Kral İdris es-Senusi’nin yaklaşık yirmi yıllık hükümdarlığı döneminde gerekse merhum lider Kaddafi’nin kırk yılı aşkın iktidarı döneminde peş peşe gelen hükümetlerin, rant ekonomisinden çeşitlendirilmiş bir ekonomiye geçiş konusunda ciddi politikaları yoktu. Kaddafi döneminde, 1970’li ve 1980’li yıllarda girişilen sanayi tecrübesi bile Yeşil Kitap’a (Üçüncü Dünya teorisi) göre Marksist sosyalizm ve sosyalizm, Kaddafi’nin tanımlamasına göre de halkın kapitalizmi, yani sosyalizm (‘ücretli işçiler değil, ortaklar’ ve ‘ev, içinde oturanlarındır’) ile Yeşil Kitap’ın Libya ekonomisini zincirleyip çeşitlenmesini engelleyen ekonomik kısmına dair teorisinin ilkeleri tarafından zaman zaman prangaya vurulan Libya ekonomisini değiştirme veya çeşitlendirme konusunda bir fayda veya etkinlik göstermedi. Ve 1970’lerde olduğu gibi sermaye sahiplerinin, mallarının müsadere edilmesinden korkarak kaçmasından sonra Libya ekonomisi, tek kaynağı petrol olan bir rant ekonomisi olarak kaldı.
Libya’nın, petrol tükenmeden ve yeşil hidrojen, kaya petrolü ve güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerin varlığında kullanımı azalmadan önce ülkeyi petrole dayalı rant ekonomisinden çeşitli ve açık ekonomi politikasına geçirecek stratejik bir plana ihtiyacı var. Sözü edilen alternatif enerjilerin hepsi Libya’da bol miktarda mevcut ve gelecekte kötüye kullanılmaları da mümkün. Ancak yine de rant temelli ekonomi politikasını sürdürmek, bugün ekonomisi yağmalanan ve yolsuzluk mafyasının Libya’nın neredeyse tüm döviz ve altın rezervlerini yağmaladığı Libya örneğinde her bakımdan bir felakettir.
Doğrudur: Kaddafi rejimi, rant ekonomisinden kurtulmak için nitelikli bir sıçrama gerçekleştirmedi. Ancak Kaddafi, Libya’yı Dünya Bankası’na veya bir başkasına borçlu hale de getirmedi. Aksine Libya, alacaklıydı (yani diğer ülkelerde alacakları ve mevduatları vardı). Ayrıca Kaddafi rejimi, Şubat 2011 olaylarından sonra bugün tamamı satılıp yağmalanan benzin istasyonları, oteller ve bazı çiftlikler gibi Libya dışındaki projelere sınırlı yatırımlar yaptı. Bugün Libya, rantçı ve serbest ekonomiden kurtulmaya ciddi anlamda muhtaç. Zira geride, üretmeyen ve bunun yerine bir hizmet veya bir iş yapmadan sadece hükümetten gelecek maaşı bekleyen bağımlı bir toplum ve nesiller, yani devlet hazinesiyle fonlanan bir işsizlik olgusu bıraktı. O kadar ki devletin idari personeli, çoğu yarıdan daha az bir verimle çalışan bazı görevler dışında, kayda değer bir hizmet olmaksızın devletin kamu hazinesinden maaş alan insanların yarıdan fazlasını oluşturuyor. Üreten, endüstriyel veya çeşitli bir ekonomiye geçiş, değişim aşamaları gerektiriyor. Gelgelelim bugün Libya’nın siyasi parçalanma yaşadığı ve ‘ganimet’ fetvası verilmesi ve kamu parasının mübah görülmesi gibi durumlar altında yolsuzluk mafyasının yayıldığı bir iklimde ekonomiyi iyileştirmek, bir bilimkurgu örneği haline geliyor.
Libya’nın bugün sözüyle eylemiyle vatanperver bir hükümete ihtiyacı var. Yoksa köle pazarında halkının ticaretini yapan ve Libya devletinin yabancı yatırımlar ve projelerle elde ettiği varlığını yağmalanmak üzere ucuz fiyatlara satan bir hükümete değil. BM Elçisi Gassan Selame de Libya’yı, her gün yağmalanan ve yeni bir milyonerin doğuşuna sahne olan bir devlet olarak nitelemişti. Sadece petrol varilleriyle mutlu olan gevşek bir ekonomiden mustarip Libya bugün, kleptokratlar (yağmacılar) tarafından yağmalanıyor.