Abdurrahman Şalkam
TT

Derne inliyor

Doğanın yumruğu Libya'nın başına inmek, yüreğini sarsmak, gözlerine yaş doldurmak ve Libya’nın hüzünlü milli marşının birleştirdiği ağızlardan tüm ülkeye yayılan bir feryat yükseltmek istedi. Korkunç Daniel fırtınası soluğunu Akdeniz'e üfledi.  Libya aklının, yaratıcılığının, güzelliğinin, tarihinin ve kültürünün incisi üzerine bilerek ve isteyerek çöktü. Derne şehri Akdeniz’in Kurtubası’dır. Tarih boyunca Libya varlığının canlı bir kabı olmuş bir şehirdir. Ülkenin her yerinden insanlar buraya akın etmişlerdir. Topraklarında İtalyan sömürgeciliğine karşı savaşmış, sahabelerin yaptırdığı camilerinde Kur’an-ı Kerim ezberlemiş, fıkıh, şiir ve Arap dili dersleri almışlardır. Yaşamın, yaratıcılığın, düşüncenin, bilimin ve siyasetin bahçesidir. Görkemli ağacından şiir ve sanat tüm dallarıyla uzanmış, binlerce Libyalı onun gölgesine sığınmıştır.

Korkunç ‘Daniel’, avını seçen yırtıcı bir canavarın içinde yaşadığı bir sel gibiydi. Yaratıcılığın ve güzelliğin kokusunu yayan, mekânı ve insanları yaratıcı bir neşeli koroya dönüştüren canlıları avlayan bir canavar taşıyordu. Ölümcül hava canavarının pençelerini bu eşsiz inciden başka geçireceği bir şey yok muydu? Derne şehrine gecenin karanlığında azgın su akın etti. Evleri istila ederek insanları ve taşları ölüm denizine sürükledi. Aralarında kadın, erkek ve çocukların da bulunduğu aileler deniz tarafından yutuldu, ağır çamurla kaplandı ve ölüm en korkunç darbesini indirdi.

Hüznün ağır çamuru tüm Libya'ya yayıldı. Her tarafı ruhlarla ve canlarla dolu, cihat savaşlarında feda ettiği canları, bağımsız Libya devletinin inşası aşamasına öncülük eden şahsiyetleri olan Derne'ye üzülmeyeceğiz de kime üzüleceğiz? Bağımsız Libya devletinin anayasasını hazırlayan Altmışlar Komitesi kurulduğunda ve Prens İdris es-Senusi Sirenayka bölgesinden komitenin 20 üyesini seçtiğinde, bunların altısı Derne şehrindendi. 1952 yılında Libya devletinin kurulmasının ardından aralarında Derneli bir grubun da bulunduğu politikacılar, bakan, müsteşar ve büyükelçi olarak devlette önemli görevlerde bulundular. Ekonomi alanında, Libya dünyanın en yoksul ülkelerinden biriyken Derne eliti mali ve ekonomik işlerin yönetimini devraldı. Yeni doğan ekonomik varlığın dayanaklarının inşasına katkıda bulundu. Aynı şeyler eğitim, edebiyat, kültür ve diğer alanlarda da geçerli. Libya'nın incisi Derne şehrinin başına gelen korkunç felaket, özleri ve varlıklarıyla tüm Libyalıları etkiledi. Her yönden vicdanlarının nefesine ve ilham kaynağına doğru koştular. Ölüm haberi ülke geneline yayıldı ve medya da bunu dünyanın her köşesine yaydı ve haber aşıkların yüreklerine bir ateş gibi düştü…

Libyalılar, anavatanın incisi ve hayat bahçesinin gülü Derne’nin başına gelen şiddetli, dehşet verici yıkımın görüntülerini görüp duyduklarında daha önce yaşamadıkları korkunç bir dehşet yaşadılar.

1963 yılında şehirde meydana gelen Marj depremi Libya'yı bir uçtan bir uca sarsmıştı. Adımlar ve yürekler şehre yönelmiş, üzüntü ve acı ülke olarak Libya’nın tamamına yayılmıştı. O dönemde görsel medya yoktu, küresel medya ve muhabirlerini dünyanın her şehrine yaymış olan uydu kanalları doğmamıştı. Bugün sosyal medya insanlar arasında sıcak ağlar örüyor. Artık Libyalılar Derne'nin iniltileriyle yaşıyorlar, evlerinde onlarla birlikte yaşıyor ve bunu acı olarak yüreklerinde taşıyorlar. Ülkenin dört bir yanından gençler birbirlerine çağrıda bulunarak Derne'ye doğru yola çıkıyorlar. Toplayabildikleri yardımları kalp atışları ile birlikte vatanın simgesi Derne'ye taşıyorlar.

Derne, sömürgecilik ve İtalyan faşizmi döneminden beri acı aşamalardan geçti, kanlarını ve canlarını feda etti. Yoksulluk ve tutukluluğun acısını çekti. Son yıllarda ise terör, şiddet ve yıkım şehri ele geçirmeye çalıştı. Onu karanlığın bir platformu haline getirmek istedi ama aydınlık fikri donanımı buna güçlü bir şekilde direndi. Kutsal bilgisizlik, düşünce ve kültür, hanif İslam’ın doğruları ile eğitilmiş aklın ürettiği aydınlığa nüfuz etmeyi başaramadı.

Bugünün iniltileri sıcak, acı verici ve hüzünlü. Daniel seli bazı ailelerin tamamını kapıp götürdü. Bazılarını çamurun altına gömdü bazılarını da Akdeniz'in derinliklerine attı. Ancak trajedinin büyüklüğüne rağmen Derne geri dönecek ve zamanın felaketleriyle yüzleşme ve direnme gücüne sahip yaşamın yaratıcı ruhunun yaşadığı başını yeniden kaldıracak. Derne tarih boyunca sabrın sırrını bilen bir şehirdi. Ona indirilen tüm asalar kırıldı ve o ayağa kalkarak yaratıcılığının, fikrinin, sanatının ve biliminin ışıklarını yeniden yaktı. Acı büyük ve korkutucu. Doğusundan, batısına ve güneyine kadar Libya halkının içine yayılan üzüntü, gafilleri uyandıracak ulusal bir alarma dönüşecek. Libya milletinin topraklarında ve Akdeniz'in sularında binlerce sevdiklerini kaybettiği bu günlerde Derne, bölgesel ve kabilesel ‘ego’ ile saçma kişisel çıkarlar perdesinin örttükleri dahil olmak üzere, her Libyalının içinde canlı bir şekilde akan sese dönüştü.

Acılı şehrimize hepimizin bir borcu var. Onun bütün Libya halkının üzerinde bir hakkı var, zira o, sömürgeciliğe karşı cihada katılan bir el, bağımsız devletin inşasına güçlü bir şekilde katkıda bulunan siyasi bir liderliğin ve bilimin gücü.

Derne'de her şey hayattır ve dehşetine, ağırlığına ve trajedilerine rağmen ölüm gelip geçicidir. Vatanın güzel bahçesi eski haline dönecek, dağları, kıyıları ve çölleriyle Libya geneline yaratıcılığının kokusunu yeniden yayacak. Derne şehri ve çevresindeki acılı şehirler, bugün nasıl acının ve yanık inlemelerin halkası ise yarın umudun halkası olacaklar. Günler, aylar, hatta yıllar sonra bile Derne ve çevresindeki şehirlerin başına gelenlerin üzerini unutkanlığın çamurunun kaplaması bir aymazlık ve hayırsızlık olacaktır. Geçmiş boyunca tüm ülkenin fikri, kültürel ve sanatsal kaldıracı olan bu Libya şehrini yeniden canlandırmak için mali ve insani kaynakları, psikoloji de dahil olmak üzere tüm uzmanlık alanlarından tıbbi yetenekleri seferber etmek gerekiyor. Evet, Derne'nin inlemeleri son derece acı verici ama aynı zamanda tam bir uyandırıcı çağrı, bazı vicdanlarda ışığın söndüğü bir dönemdeki bir ışık kıvılcımıdır. Derne ve çevresindeki yaslı şehirlerin halkından her kurban, her Libyalıya bakan bir gözdür. Çamurlara gömülmeden, Akdeniz'in suları tarafından yutulmadan önce verdiği son nefesle anavatanın haritasına şunu yazmıştır: Ben sadece “Daniel” canavarının ya da patlayan iki barajın dalgalarının kurbanı değildim... Anlıyor musunuz?