Cehalet, akılsızlık, kültürsüzlük ve vahşet bataklığında debelenen toplumlar, sürekli olarak tapmış oldukları putları yüceltirler, onları anarlar, onların yüceliğini överler, kısacası kendilerini alçaltmak, putlarını yüceltmek için her türlü kurguyu yaparlar. Cahil toplumlar için putların doğumu, doğum öncesi, çocukluğu, hayatı, giyimi, yemesi, içmesi, kısacası her şeyi kutsaldır, mükemmeldir ve eksiksizdir.
Cahil toplumlar, putlara kayıtsız şartsız iman ederler. Akılsızlaşmış, düşünme yeteneğini kaybetmiş kişiler, kayıtsız şartsız inancın, bağımlılığın ve körleşmenin hayatlarına yön ve istikamet vereceğine inanma yanılgısı ve yanılsaması içindedirler. Hiçbir put, insan hayatına istikamet veremez. Kendi hayatına istikamet verecek olan, kişinin kendisidir. Aklını körelterek geçmişte veya günümüzde yaşamış herhangi bir putun kendileri için ideal model olduğunu vehmeden cahil toplumlar, insanlıklarını, akıllarını ve hayatlarını inkar etmektedirler.
Putların ahlakı, örnekliği, rehberliği, modeli ve manevi önderliği yoktur. Geçmişte veya günümüzde yaşamış bazı kişiler kutsallaştırılarak onlara rehberlik, örneklik, ahlaki model, manevi önder gibi sıfatlar ve pozisyonlar verilmektedir. İnsan, putlaştırdığı kişileri takip ettiğini söyleyerek ahlaklı ve manevi bir hayat yaşayamaz. En büyük akılsızlık ve ahlaksızlık, kişinin mükemmel, ideal ve kusursuz olarak put düzeyine çıkardığı kişilere, kimliklere ve yapılara bağımlı olmasıdır.
İnsanı canavarlaştıran, ahlaksızlaştıran ve köleleştiren şey, akıldan, ahlaktan ve adaletten uzaklaşmasıdır. Değişik sıfatlara sahip kişilere kutsallık atfedilerek onların putlaştırılması, insanı akıldan, ahlaktan ve adaletten uzaklaştırmakta, onları vahşi bir canavara dönüştürmektedir. Akılsızlık ve ahlaksızlık, putperest vahşiliğin sökülmesi en zor olan dişleridir.
Putlar, servete, şehvete ve hakimiyete doymazlar. Servet, şehvet ve hakimiyet ihtiraslarını tatmin etmek için putlar, insanlığı düşmanlıkla, nefretle ve cehaletle yozlaştırırlar. İnsanlar, putların bütün hareketlerinin arkasında servet, şehvet ve hakimiyet tutkusu olduğunu görmeyecek kadar onlara inanırlar ve akıllarını yitirirler. İnsanlar, putlaştırılan kişiye veya kimliğe hiçbir şekilde toz kondurmazlar.Servet, şehvet ve hakimiyet ihtirasları uğruna dünyayı ateşe veren putlar, insanlığa nefreti, düşmanliği ve vahşeti miras olarak bırakırlar. Hiçbir put, medeniyet, özgürlük ve barış için örnek olamaz.
Putlar anlaşılmaz olmalarına rağmen onları anladıklarını iddia eden takipçileri, ısrarla taptıkları putların doğru olduğunu iddia ettikleri yolunu insanlara empoze ederler ve kendi putçuluklarını hepimizin hayatına hakim kılmak için seferber olurlar.
Hiçbir putun hikayesi, insanlık için güzel örnek ve kurtuluş yolu olamaz. Her insan, kendi hayatını yaşamakla ve kendi yaşam stilini oluşturmakla sorumludur. Geçmişte veya günümüzdeki bir putun yaptıklarını taklit etmek, kişinin bireyselliğinden, özgünlüğünden, yaşam stilinden ve aklından vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Putları kendilerine örnek alanlar, putların yolunu kendilerine yol edinenler, asla kendilerini gerçekleştiremezler, geliştiremezler ve olgunlaştıramazlar.
Putlaştırılan kişlerin veya kurguların hiçbir özellikleri yoktur. Putların hikayelerinde, yaptıklarında ve söylediklerinde hiçbir kutsallık, özgünlük ve değer yoktur. Putların hikayelerinde hikmet aramak, tam bir sapkınlık hali ve hayatını israf etmek demektir. Putların istediği tek şey, bütün insanların kayıtsız şartsız onlara teslim olmaları ve onları övmeleridir. Putçuluğun olduğu yerde putlara övgü ve teslimiyet vardır. Putların olduğu yerde felsefe, bilim, sanat, eleştirel düşünce ve akıl yoktur. Putlar, kendi heva ve heveslerinden konuşan ahlaksız ve akılsız vbahşilerdir. Putların hikayeleri ve pratikleri, hiçbir şekilde insanlık için bir bilgi kaynağı ve referans olamaz.
Hiçbir kişi veya kimlik, günahsız, eksiksiz ve mükemmel değildir. Hiçbir kişinin, kimliğin ve grubun yapıp ettikleri kutsal değildir. Her insanın yapıp ettikleri, kendi zamanında ve mekanında kalmalıdır. Putlaştırılan kişilerin yapıp ettikllerinin zaman ve mekan üstü olduğunu iddia etmek, putları bütün zamanlara ve mekanlara taşımaya çalışmak, hayatı, insanı ve dünyayı küçük bir putun verimsiz ve kısır yaşadıklarına mahkum etmek anlamına gelmektedir. İnsan, istisnasız bir şekilde hiçbir puta mahkum olmamalı, onlardan özgürleşmelidir.
Putlarda insan kalitesi ve kıvamı yoktur. Aklın, bilimin, felsefenin, edebiyatın, müziğin ortaya koyduğu insan kalitesi ve nitelikleri, hiçbir şekilde onlarda bulunmamaktadır. Putlar, Tanrı vergisi olarak kendilerinde insanüstü en mükemmel, güzel ve doğru nitelikler bulunduğunu ve bundan dolayı insanlara onları kayıtsız şartsız taklit ve takip etmelerini dayatırlar. Putlar, insanlıktan çıkmış vahşilerdir. Vahşetten kurtulmanın yolu, bütün putlardan kurtulmaktır.
Putlar, insanlığa vahşet getiren vahşet insanlarıdır. Putlarda, hürriyet, hukuk, özgürlük, barış, umut ve sevgi adına hiçbir şey yoktur. Vahşet putlarının karanlık, kirli ve kanlı taraflarını kapatarak, karartarak ve kandırarak onlara medeniyetin öncüsü statüsü verilemez.
Putlar, evrensel nitelikte bir mesaja sahip olmadıkları gibi evrensel bir örnek de olamazlar. Putlar, içinde doğdukları kabileye, klana, kültüre ve gruba hitap etmişlerdir, onların gelenekleri etrafında bir din ve kimlik oluşturmuşlardır. Bütün putlar kabilevidir. Bir kabilenin mensuplarını aşamayan hiçbir putun mesajı, zaman ve mekan üstü nitelikte evrensel hale getirilemez ve sunulamaz. Evrensel olduğu iddia edilen bütün putlara ait söylenen her şey, yalandır, yanılgıdır ve yanılsamadır.
İnsanlar, putları için her türlü fedakarlığı yaparlar. Kişiler, putları uğruna hayatlarını, annelerini, babalarını, mallarını, çocuklarını kısacası herşeylerini feda ederler. Putlar uğruna her türlü fedakarlığı yapmanın en yüksek düzeyde erdem olduğu şeklinde insanları çılgınlaştıran bir yanılsama vardır. Herkes putlar için fedakarlıkta bulunmasına rağmen, putlar ise insanlığa yararlı olabilecek en ufak bir işi yapmazlar. Putlar, servetlerinden, şehvetlerinden ve hakimiyetlerinden hiçbir şekilde fedakarlıkta bulunmazlar.
Putlar, hiçbir zaman bir barış önderi olarak bir barış toplumu inşa etmemişlerdir. Putlar, etraflarına topladıkları fanatik güruhlarla kılıçla, şiddetle, yağmayla, talanla, yalanla, silahla tam bir vahşet önderi ve yol göstericisi olmuşlardır. Putlar, dünyaya şiddet, cehalet, zulüm, barbarlık, vahşet ve akılsızlıktan başka bir şey getirmemişlerdir. Putların yarattığı vahşet sarmalı, en yakınlarının birbirlerini öldürmelerine, sonu gelmez iç savaşlara, tecavüzlere ve yıkımlara neden olmuştur. Bütün putların hikayeleri, kanla ve kılıçla yazılmıştır. Barışın gerçekleşmesi, elinde kılıçla dünyayı ateşe veren vahşi putları takip etmekle mümkün değildir.
İnsanlar, putların kendilerine ruh huzuru vereceği yanılgısı içindedirler. Bütün putlar, huzursuz, mutsuz, kaprisli ve muhteris kişilerdir. Ömür boyu mutlu olmamış, mutluluğu ve hayatı değer olarak benimsememiş ve içselleştirmemiş bütün put adamlar, insanlık için mutsuzluk ve huzursuzluk kaynağı olmuşlardır. Kişi, ruh huzurunu putlarda bulamaz. Kişi, ruh huzurunu kendinde ve doğada bulmak için kendine özgü bir yaşam stili oluşturmalıdır.
Hayatımıza güneşin girmesi için içimizdeki putları, ancak biz devirebiliriz. İçimizdeki putları devirmek için dışarıdan bir İbrahim’in gelmesini beklemeye gerek yoktur. Bir putu devirirken, onun yerine başka putlar koyma aptallığına düşmemeliyiz. Bütün putları yıkmak için, putlarımızı sürekli olarak yoklamalıyız. Putları var etmek için, onları anmamalı, anlatmamalı ve anılaştırmamalıyız. Bütün putlar yok olmalıdır. Putların olduğu yerde, hayat yoktur. Duygularımız, tutkularımız, coşkularımız varolmalı, putlar yok olmalıdır. Putlardan kurtulmadıkça bize ait bir hayatımız olmayacaktır. Putların istediği hayatı yaşamak, aslında hayatı yaşamamaktır.