Mustafa Özcan
TT

Filistin'de Acem tiyatrosu!

Hizbullah'ın kuzeyden Hamas yararına bir cephe açması yerine Husiler devreye girdi ve beklentiler karşısında Hizbullah'ın açığını kapatmaya yeltendi.  Adeta dikkatleri dağıtmak için ortalığa sis bombası attı. Amerikan üslerine füze gönderdi. Hiç yoktan iyidir lakin esas meseleyi çözecek veya temel cepheyi etkileyecek düzeyde bir hamle değil. İsrail'e zarar vermez, sadece eziyet eder. Neden Hizbullah esip gürlüyor da ana hatta ve eksene ilişmiyor, bir katkı sunmuyor ya da dahil olmuyor? Planlı veya kazara bir kaç füze atmak çare değil. Buna rağmen hala tv kanallarında ‘uzmanlar arasında’ İran ekseninden medet umanlar var. Kaçıncı kez tökezledikleri halde ders çıkarmıyorlar! İran sonuçta sadece ayran kabartıyor.  İran’ın muhtemel korkularından birisi de Gazze’den sonra kuzeye ve Hizbullah mevzilerine yönelecek İsrail’in Beyrut Limanı gibi rezerv silah ve mühimmatını imha etmesidir.

Hizbullah yerine Husilerin devreye girmesi örneğinde oluğu gibi Iraklı milisler de Suriye yolunu tutarak, takip ederek İsrail sınırlarına ulaşmak yerine  Ürdün sınırına yığılıyorlar. Oradan İsrail sınırına ulaşırlarsa ne ala ulaşmazlarsa ellerine bir ülke daha geçirmiş olacaklardır! Bu yolla bir bölge ülkesinin daha sonunu getirebilirler.  600 km genişliğinde ve açık bulunan Suriye sınırını ve hattını kullanmak, denemek yerine neden 180 km'lik Ürdün hattında ısrar ediyorlar? Mana şairin karnında gizli!  Ali Hameney’in mahfuzatında pek çok Acem şiiri vardır.  Oradan bu şiirlere ve işlere aşinadır.  Bu iş sonuçta Acem oyununa girer.  Nitekim Hizbullah Kurucusu Suphi Tuifeyli  bizzat Hameney'e seslenerek: 'tiyatro oynama!'  diye seslenmiştir. Kısaca İsrail-Lübnan ile Irak-Ürdün sınırında tiyatro oynanıyor. Ürdün yönetimi izin verse bir türlü vermese başka türlü! İzin verse ülkeyi karıştıracaklar ve bedavadan bölgede bir ülkeyi daha zimmetlerine geçirecekler, adlarına kaydedeceklerdir! Bu izni vermese hain muamelesi görecek. Her iki halde de Şii milisler ve arkasındakiler artıya geçiyor. Kendi halkının sınıra ulaşmasına izin vermeyen Ürdün yönetimi kalkar da bindirilmiş kıtalar hükmündeki Şii milislere kapılarını açar mı?  Elbette açmaz.  Irak’ta bu çağrıların ardında  Mukteda Sadr bulunuyor. Belki de Şii milisler ve onların gerisindeki Irak yönetimi ve onun da gerisindeki İran yönetimi bu yolla Ürdün'ü karıştırmak ve halkını galeyana getirmek istiyor olabilirler.  Zira maalesef Filistin ve Ürdün'deki bazı kitleler arasında hatırı sayılır bir İran sempatisi ve etkisi bulunuyor. Bu safderun kitleler hala sapla samanı birbirinden ayırabilmiş değiller.  Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilirler.  

Geçmişte de temel cephe yerine türev cepheler üzerinden İsrail'in bekasına hizmet edilmiştir. Sözgelimi Nasır Yemen'e abanarak, asker yığarak, oradan güç devşirerek Filistin meselesini hizmet edeceğini varsaymış ya da böyle propaganda etmiştir!  Doğrudan İsrail ile yüzleşmek yerine kırk dereden su getirmiştir. Yarı yolda tıkanma pahasına işe en uzak menzilden koyulmuşlardır. Elbette ki Nasır ordusunu orada gereksiz bir çekişme içine sokmuştur.

Humeyni de Kudüs'e Necef veya Kerbela üzerinden ulaşmaya çalışarak yolu ve süreci uzatmıştır. Zayiatı katlamıştır. Saddam ve Irak yönetimiyle 8 yıl boyunca boğuşarak enerjisini boş yere tüketmiştir. Bir Baas (Irak) yönetimiyle savaşırken öbür Baas yönetimiyle (Suriye) ittifak kurmuştur! Humeyni ve halefleri budur! Taraflar milyonu geçen bir surette zayiat vermiştir. Bu suretle Filistin meselesi geri gitmiş, arpa boyu mesafe kat edememiştir. Saddam Hüseyin de Ürdün veya Suriye yolunu kullanarak Filistin'e ulaşmak yerine kendisini Kuveyt ile oyalamıştır. Lakin yine de bir süre füzeleriyle İsrail'i dövmüş ve rahatsız etmiştir. 

2011 yılında Beşşar Esat yönetiminin namluları halkının böğrüne dönmeden evvel sokak gösterilerinde halk 'ordu ve tanklar Kunaytra bölgesine' diye tempo tutmuştur. Kunaytra üzerinden Golan Tepeleri kurtarılamasa bile en azından halk ile bütünleşmek kolaylaşırdı. Rejim dava rejimi değil koltuk rejimi olduğundan halkın çağrılarına kulak asmamış, iltifat etmemiştir. Esat bu çağrılar karşısında ne yaptı? Aksine namluları Kunaytra bölgesine göndermek yerine halkın böğrüne, sinesine doğrulttu.  İsrail'e doğru bir saçma bile atmadı. Şimdi Gazze halkı veya Babtist Hastanesi için yas tutuyor ama İsrail'e yine de bir fiske çakmadan! Şaka gibi ama gerçek!  Gazze için yas tutarken ortaklarıyla birlikte İdlip'i bombalamaya devam ediyor!

Bu durum karşısında Züheyr Salim adlı X hesabı kullanıcısı şunları yazmaktadır:

Fark ettiniz mi? Baptist Hastanesi katliamını protesto etmek için Şam'da değil İdlib'de bir gösteri düzenlendi!!

Bir başkası Tahran'da değil, Ankara'da düzenlendi.

Sonuçta, İran hattı her zaman halt etmektedir. Hatları ve hesapları karıştırmaktadır. Uzmanlarına duyurulur!