Dr. Yasir Abdulaziz
TT

Haberler nasıl çarpıtılıyor?

Geçtiğimiz hafta benzersiz bir medya olayının 15. yıldönümü kutlandı. Bu olay, gürültülü, ilham verici ve parlak bir şekilde başlayıp sessiz, donuk ve fakir bir şekilde sona ermişti.

14 Aralık 2008 tarihinde eski ABD Başkanı George W. Bush, Irak'ı ziyaret ederek Irak'ın başkenti Bağdat'ta bir basın toplantısı düzenlemişti. Bu toplantıda daha sonra tüm dünyanın dikkatini çekecek bir olay yaşanmıştı.

Basın toplantısına katılan gazeteciler, Başkan’a sorular sormaya başladılar. Ancak bu gazetecilerden Muntazar ez-Zeydi adında biri, farklı bir katkıda bulunmaya karar verdi. Bush'a ayakkabısını fırlatarak, ona hakaret dolu sözler söyledi.

Arap halkı, bu olayla büyük bir coşkuyla etkileşime girdi. Olayı öven yüzlerce makale yazıldı ve birçok Arap ülkesinde onlarca televizyon tartışması düzenlendi. Ancak, olay çok uzun sürmedi ve unutuldu.

Bu olay, birçok medya profesyonelinin farklı medya ortamlarında takip edeceği medya pratiğinin bariz bir örneğidir. Bu uygulamada, gazeteci rolünü genişletir ve bir kaynak veya olayların yaratıcısı haline gelir. Bu, genellikle rolünün ve misyonunun kapsamının ötesine geçen yoğun bir çalışma yoluyla olacaktır.

Bu olay, 2020 yılının Ağustos ayında, yerel televizyon kanalında çalışan bir Lübnanlı sunucunun, ülkesindeki siyasi seçkinlerin Beyrut Limanı'ndaki patlamayla ilgili tutumlarını protesto olarak canlı yayında istifasını açıklamasını hatırlatacaktır. Sunucu istifasını, "Bir başka sondayız... Ben gidiyorum çünkü sizden tiksindim" şeklinde akıcı bir ifadeyle dile getirmişti.

Bu, 2015 yılında Macaristan'ın N1TV televizyon kanalında çalışan Petra Laszlo isimli muhabirinin canlı yayında yaptığı eylemden çok farklı değil. Laszlo, kucağında çocuğuyla bir polis memurundan kaçmaya çalışan bir göçmene çelme takmış, çocuk ve adam yere düşmüştü.

Her halükârda bu, 2011'de devrilip öldürülen Libya lideri Muammer Kaddafi'ye desteğini ifade etmek isteyen Libyalı sunucu Hala el-Misrati'nin yaptığından daha kötü değil. İzleyicilerin yüzüne silah doğrultmak, canlı yayın yapmak ve ‘liderin prestijini’ baltalamaya cesaret eden herkesi öldürmekle tehdit etmekten daha iyi bir yol bulamamıştı.

Ancak aynı yıl, Rus televizyon kanallarından birinde haber sunan Tatiana Limanova, bir haberde ABD eski Başkanı Barack Obama'nın adını duyunca, hemen siyasi tutumunu göstererek orta parmağını havaya kaldırmıştı. Bu hareket, herkesin anlayabileceği açık bir anlam taşıyordu.

Bu olaylar, gazetecilikte en önemli ve en tehlikeli önyargı türlerinden biri olan haber ile görüşün karıştırılmasının açık örnekleridir. Bu olaylar gazetecinin siyasi, ulusal veya dini roller üstlenmeye gönüllü olduğunda daha da kötüleşir. Gazeteci, bu rolleri üstlenmenin kendisine yakıştığını düşünür ve muhtemelen bundan büyük fayda da sağlar. Bu fayda, şöhret veya siyasi grubunu ve ideolojik duruşunu desteklemek şeklinde olabilir.

Dünyayı meşgul etmeye ve sinirlerini bozmaya devam eden Gazze savaşına paralel olarak buna benzer pek çok uygulama ortaya çıktı. Bunların arasında, bazı medya profesyonellerinin ‘duygularını’ kontrol altına alamamaları nedeniyle şiddetli ağlama krizlerine girdikleri veya bazı yayıncıların, Gazze şehitleriyle gereken dayanışmayı göstermedikleri gerekçesiyle Arap liderlere, yetkililere ve diğerlerine sözlü saldırıda bulunması da vardı.

Haberi izleyicisine ulaştırması gereken yayıncı, rolünü genişletmeye, fikir sahibi, ulusal güvenliğin savunucusu, ya da vicdanın uyanık sesi ve duyarlı bir kişi rolüne bürünmeye karar verdiğinde, rekor izlenmeler alır, popüler haberler haline gelir ve daha fazla ün kazanır. Ancak bu her zaman onun ekranlardaki varlığının nedeni olan birincil rolü ve misyonu pahasına gerçekleşir.

Dürüst olmak gerekirse, gazetecilerden özellikle de olayların alevlendiği zor zamanlarda kişisel görüşlerinden vazgeçmelerini ve ‘politik ve insani duruşlarından’ vazgeçmelerini istemenin zor olduğunu söylemek gerekir. Ancak bu, gazetecilerin çalışmalarını siyasi veya pazarlama hedeflerine ulaşmak için kullanmaları için bir gerekçe oluşturmaz.

Gazetecilikte iki alan vardır: Biri haberleri toplamak, iletmek ve açıklamakla ilgilidir, diğeri ise görüşler, değerlendirmeler ve tutumları ifade etmekle ilgilidir. Haberlerden sorumlu gazetecilerin, çalışmalarını kendi görüşleri veya kişisel konumlarıyla karıştırmamaya dikkat etmeleri gerekir. Bunu yapamıyorsalar, haberleri bırakıp yorumcular dünyasına geçebilirler. Bu alan, onları içerecek kadar geniş ve verimlidir.