Emel Musa
Tunuslu şair ve yazar
TT

Kadınlar ilerlemenin motorudur

Birleşmiş Milletler (BM) bu yıl Dünya Kadınlar Günü'nü şu sloganla kutlamayı seçti: ‘İlerleme için Kadınlara Yatırım’. Biz kendi başına ilerleme yaratmak ve bunu başarmaya başlamak için kadınlara yatırım yapmanın, ilerlemenin hızının artmasına yol açacağına inanıyoruz. Yani kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yapmakla ilerleme arasındaki ilişki sadece tempoyu hızlandırmakla değil, tempoyu yaratıp yaratmamakla da alakalı.

Genel olarak bugün, Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle düşünceye hâkim olması gereken mesaj, kadınların yaşamın her alanında temel, gerçek ve etkili bir rol olmadan sunulmaması gerektiğidir. Bu mesajın iyice anlaşılması önemlidir, çünkü, herkesin temel ve ilkeli haklara sahip olmasını gerektirir.

Arap ve İslam dünyasına gelince; bu mesajın, fikrin ve prensibin gereklerine bir ülkeden diğerine değişen tepkilere rağmen, söz konusu mesaj onlarca yıldır benimsenmiştir. Günümüzde ilerleme yaklaşımının küresel olduğu, ilerleme koşullarının belirlendiği, göstergelerin herkes için ortak hale geldiği, ülkelerimizde ilerlemeyi ölçmek için kullanıldığı ve daha iyi göstergeler için pozitif rekabetin olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Arap kadınlarına yönelik ilerleme ile yatırım arasında zihinsel ve politik olarak bir bağlantı kurulduğunu söyleyelim. Kültürel değişimin en şiddetli ve uzun süreli değişim savaşı olduğu gerçeğinden hareketle, temsillerin ve zihniyetlerin değişmesi için ek süre gerektiren kültürel mücadele devam ediyor. Peki, kadınlara yatırım yapmak ne anlama geliyor? Yatırım nasıl başarılı ve kârlı olabilir?

Kelimenin pratik anlamıyla kastedilen, eğitim ve çalışma alanlarında kesin hedeflere sahip, açıkça tanımlanmış bir planın uygulanmasıdır. Başlangıç ​​eğitim alanındadır, burada yatırım kurulum ve derinlikten sonra gelir. Ülkelerimizde kadınların okullaşma oranının yüzde 100 olması, okuma-yazma bilmeme oranının en azından ilk aşamada genç kadınlar arasında yüzde sıfır olması gibi çok iddialı hedefler koymamız önemli. Eğitim alanında da kadınların okulu bırakmasıyla mücadele için açık, koruyucu ve proaktif programların ve iyileştirici bir planın geliştirilmesi zorunludur. Eğitim yolunun devam ettirilmesi konusunun dikkatli, sorumlu ve uyanık bir şekilde takibi olmadan, eğitimin sağlanması hedefine ulaşmak yeterli değildir.

Fransız sosyolog Pierre Bourdieu'nun belirttiği gibi, ekonomilerin ve kalkınma yollarının kadınların çalışma konusundaki yeterliliklerinden, yeteneklerinden, enerjisinden, ayrımcılıktan ve ciddiyetinden faydalandığı ikinci alan çalışma sahasıdır. Bu nedenle kadınlara ve kız çocuklarına fırsatlar açmak ve onların becerilerini öne çıkarmalarını desteklemek, özellikle de çalışma yaklaşımı hâlâ biraz erkeksi olan ülkelerimizde herkesin yararına olacaktır. Kadınların yönetimdeki karar alma pozisyonlarına ve sorumluluklara katılımının artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması ve girişimciliği teşvik etmek için gerekli fonların sağlanması, kadın aklının öne çıkmasına, liderlik yapmasına ve inisiyatif almasına olanak sağlayan mekanizmalar arasında yer alıyor.

Aslında kadına yapılan yatırım, köklü bir inanç olduğunda ve açık bir toplumsal anlaşmaya dayandığında, ilerleme garanti altına alınır ve hızı da artar. Her iki cinsiyetin yeteneklerinin kullanılması, ekonomilerimizin akciğerlerle nefes almasını sağlayacaktır. Bu, tüm toplumsal bedene hayat ve oksijen pompalayan doğal ve başarılı bir nefes alma meselesidir.

Aslında Dünya Kadınlar Günü'nde kadınlara ve kız çocuklarına yapılan yatırımın kurumsal bir eylem ve ülkelerin mevzuatlarında da yankı bulan bir vizyon ve yaklaşımın sonucu olması önemli. Bu yaklaşım kapsamlı ve çok boyutlu olmalıdır. Çünkü kadınların yeteneklerine yatırım yapmak ve onları ulusların yararına kullanmak bir moda ya da vazgeçilebilecek bir program olmadığı kadar, toplumun ve ülkelerin bir projesi olup, bunu bir bütün olarak kalkınma projesine bağlamaktadır. Bir bütün olarak insan sermayesine yatırımın bir parçası olan kadına yatırım yaklaşımı ile kadının ister üretici bir güç ister lider olsun, temel ve vazgeçilmez bir aktör olarak ele alması gereken kalkınma yaklaşımını birleştirmek kaçınılmazdır.

Kadın konusuyla ilgilenen ve kadına yatırım yapan uluslararası ortaklık programlarının ve bağış kuruluşlarının, ülkelerin çabalarını destekleme biçimlerine yönelik değerlendirici bir yaklaşım geliştirdiklerini belirtmeden geçemeyiz. İnsan sermayesine yatırım sadece teknik desteğe dayalı değildir. Ancak eğer kız çocuklarına ve kadınlara gerçekten yatırım yapmak istiyorsak, finansal destekteki en büyük farkı yaratan da budur.