Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Toprağı geri alan ilk kişi

Nebil Amr, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) Beyrut'taki son günlerini iki kahramana odaklanarak anlatıyor; Yaser Arafat ve Lübnan halkı. İsrail işgaline karşı savaşmaktan bitkin düşmüş, ama devam etmekte ısrar eden lider ile bombardıman ve kuşatmadan dolayı yorgun Lübnanlılar. Ebu Ammar moral vermek için şehirde geziyor ve karşısına çıkan Beyrutlular ona gerçeği açıklamaya cesaret edemiyorlar; senden şehrimizden çıkmanı talep etmek zorunda kalmaktan nefret ediyoruz ama artık devam edecek gücümüz kalmadı. Bize merhamet et.

Ebu Ammar Beyrut’tan ayrıldığında Yunanistan'a, ardından Sudan'a, ardından Tunus'a, ardından Oslo'ya, ardından da Ramallah’taki Filistin Otoritesi karargahına gitti. Bu yolculuk boyunca hayata döndürdüğü davayı sırtında taşıdı. Filistin yolunda iken İsrailliler ona Ariel Şaron'u gönderdiler, Araplar da ona hakaretler edip domates fırlattılar. O ise gülümsüyor ve zafer işareti yapıyordu. Zira bu evsiz mülteci daha dün geleneksel askeri ceketi ile Beyaz Saray'daydı, Bill Clinton'a sarılıyordu ve İzak Rabin ile el sıkışıyordu. Önünde de neredeyse kırık dökük ama yıkılmaya inatla direnen bir tekerlekli sandalyedeki Filistin'i itiyordu.

Sarılmalar, kahkahalar, savaşlar, geri adım atmalar ve metanetle, çöllere düşerek o evsiz insan Filistin'in üzerine çadır değil ev yapabileceği bir parçasını elde etti. “Mülteci” terimini kaldırıp yerine “yerinden edilmişler” ifadesini getirdi. Filistin devlet başkanı, bir “gözlemci üye” olarak değil, bir devlet başkanı olarak dünya krallarının ve başkanlarının yanında oturdu.

Filistin'in bağımsız karar alma mekanizmasını yeniden tesis etti. Bugün başbakan Fuad Sinyora, Filistin davasının başkenti Kudüs olacak devletini yeniden kurmadan önce Araplığını yeniden kazanması gerektiğini söylüyor.

Filistin cephesi Beyrut, Amman ya da Tunus'ta değil de Filistin'de ilk olurken Yaser Arafat'ın ve onun varlığının anılmaması tuhaf. Bugün Hamas'ın davanın kaderinde yaptığı değişiklikten bahseden hiç kimse, "Umumi Filistin Ofisi" adında eski püskü ve müzelik bir hale geldikten sonra davayı uluslararası alanda yeniden hayata döndüren adamdan bahsetmiyor.