Bizi ve bölgemizi ilgilendiren haberlerin çoğu artık yoğun siyasi çekişmelerin veya benzeri görülmemiş dezenformasyon kampanyalarının etkisi altında. ABD’de seçim yarışında olup bitenlerin yanı sıra İsrail'deki siyasi kampanyalarda olup bitenler konusunda çekişmeler var.
İsrail, Hamas, İran’ın yanı sıra Hizbullah tarafından Gazze'deki savaş veya İsrail'in Lübnan'daki operasyonları konusunda şiddetli bir dezenformasyon yürütülüyor. Buna bir de Husilerin özellikle sosyal medyadaki dezenformasyon kampanyaları ekleniyor.
Ancak şu anda bölgemizi ve bölgedeki tüm tarafları ilgilendiren husus, önümüzdeki kasım ayına, yani ABD başkanlık seçimlerine kadar serbest ve özgür olacak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya odaklanmaktır.
Peki, neden şimdi gözlerimiz Netanyahu'nun üzerinde olmalı? Tel Aviv'deki bir binayı hedef alan İHA saldırısına karşılık olarak, Hudeyde Limanı ve içindeki petrol depolarını adeta kül etmek isteyen şiddetli bir saldırı ile savaş uçaklarının Hudeyde’yi bombalanmasının ardından Netanyahu, Washington'u ziyaret etti ve Kongre'de bir konuşma yaptı.
Bu saldırıyı önemli veya dikkat çekici bir uluslararası tepki almadan yaptı ve ardından Gazze'de devam eden savaşa ve Lübnan cephesinde devam eden gerilime rağmen Washington'u ziyaret etti. Orada kararlı tutumlar yerine sadece seçim kaygıları kaynaklı bazı itirazlar ile karşılaşarak, alkışlar ile kesilen konuşmasını yaptı. Kongre ve yönetim ile temaslarda bulundu.
Tüm bunların ardından Netanyahu, Başkan Biden ve Başkan Yardımcısı, başkanlık adayı ve eski başkan Trump ile görüştü. Reuters, ABD'de bulunduğu sırada İsrail'in, Başkan Biden'ın sunduğu ve Gazze'de ateşkes sağlanmasını amaçlayan planda değişiklik yapmaya çalıştığını aktardı.
Bütün bunlar bize Netanyahu'nun uluslararası baskıya, özellikle de yapıldığı söylenen Amerikan baskısına karşı kayıtsız davrandığını gösteriyor. Benim kanaatim, Biden'ın ikinci dönem başkanlık için aday olmayacağını açıklamasının ardından Netanyahu'nun şu anda umursadığı son şey Washington veya Amerikan yönetimidir.
Binaenaleyh Netanyahu artık kasım ayına kadar açık bir yolda kendisine yeşil ışık yakılmış gibi davranıyor. Zira Amerika Birleşik Devletleri sadece "çılgın aşama" olarak bilinen başkanlık seçimi sezonuna girmekle kalmadı, aynı zamanda Kamala Harris'in Trump'ın rakibi olarak aday gösterilmesiyle durum daha da karmaşık hale geldi.
Netanyahu da bunu çok iyi anladı, tam bir sessizliğe bürünen İran ve aynı şekilde yangına Husileri itmeye karar vermiş görünen Hizbullah da. Husilerin ise saldırının dehşeti karşısında hâlâ şokta olduğu aşikar.
Dolayısıyla Netanyahu artık gerçek bir siyasi baskı olmadan özgürce hareket edebilecek hatta Amerikan seçimlerine hazırlık sırasında yaşanan gelişmelerle birlikte daha da özgür olabilir. Artık Netanyahu'yu Gazze'de sahada ya da dışarıda siyasi baskı anlamında kimse durduramaz.
Bütün bunlar, Gazze, Filistin devleti projesi ve aynı zamanda hem Lübnan'da hem de Suriye'de Hizbullah'ı hedef almayı bırakmayan İsrail ile fiilen savaş halinde olan Lübnan için bir tehlike oluşturuyor.
Kesin olan şu ki Netanyahu, kim olursa olsun bir sonraki Amerikan başkanıyla anlaşmak için zemin hazırlamaya çalışıyor. Şu anda herhangi bir taviz vermeye hazır değil, özellikle de Trump’ın kazanma şansının daha büyük olduğunu gözlemledikten sonra. Yani tavsiyemiz şu; şimdi gözünüz Netanyahu'nun üzerinde olsun