Hüda Huseyni
Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist
TT

İran'ın intikamı mümkün ama savaşı pek olası değil

Geleneksel kanı, İsrail ile Hamas arasında Gazze konusunda onuncu ayına giren mevcut savaşın, İsrail'in, üst düzey Hizbullah askeri komutanı Fuad Şükür'ün Beyrut yakınlarında hedef alınarak öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenmesinin ardından, çarpıcı biçimde yoğunlaşmak üzere olduğu yönünde.

Şükür'ün ölümünün ertesi günü, İran hükümetinin Tahran'daki misafirhanesinde meydana gelen patlamada, ülkeyi ziyarete gelen Hamas lideri İsmail Heniyye anında öldü. İsrail, Heniyye'nin öldürülmesi hakkında kamuoyuna yorum yapmayı reddederken, Mossad yetkilileri kısa bir süre sonra Amerikalı mevkidaşlarına sorumlunun İsrail olduğunu bildirdi.

İsrail'in böyle üst düzey isimlere suikastlar düzenleme becerisine şaşıran İran ve Hizbullah, intikam sözü verdi. Ancak intikam almak için her ikisinin de elindeki seçenekler sınırlı iken, zayıf yönleri ise çok.

İran'ın İsrail'e karşı saldırı yetenekleri öncelikle yerli üretim balistik füzeler ve insansız hava araçlarından oluşan cephaneliğiyle sınırlı. Kaldı ki, İsrail'in Demir Kubbe ve Davud Sapanı füzesavar sistemlerini de içeren son derece etkili hava savunma sistemlerine ek olarak, üstün eğitimli savaş pilotları sayesinde, geçen nisan ayında İsrail'e gönderdiği füze ve İHA’ların etkisi çok az olmuştu. İran'ın yeniden saldırması durumunda İsrail, ABD ve İngiliz hava ve deniz kuvvetlerinin yardımına da güvenebilir.

İsrail ayrıca İran'ın kuzeybatı sınırındaki Azerbaycan'da savaş uçakları için imtiyazlar da elde etti. İsrail Hava Kuvvetleri, yerli savaş uçaklarının menzilini genişleten havadan yakıt ikmal tankerleri sayesinde İran'daki askeri ve ekonomik hedeflere kolaylıkla ulaşabilir.

İran büyük bir saldırı düzenlemeye karar verirse, İsrail'in konvansiyonel ve nükleer füzelerle donatılmış denizaltıları İran kıyılarının hemen açıklarında, Umman Denizi sularına demirlemiş durumda.

Özetle; İsrail, tehlikeli bir biçimde İran'a karşı daha avantajlı ve bu durum Tahran'ın, İsrail ile doğrudan askeri çatışmaya girmeye karar vermesi halinde ihtiyatlı davranmasını gerektiriyor. Bu ihtiyatlılık, nisan ayında İsrail'in Şam'a düzenlediği hava saldırısında İran Devrim Muhafızları'ndan üst düzey bir generalin öldürülmesiyle açıkça görüldü.

Bir ülkenin diplomatik misyonunun bulunduğu kompleks egemen bölge olarak kabul edildiği için İran, İsrail’in saldırısına bir füze saldırısıyla karşılık verme zorunluluğu hissetti. Ancak saldırının ne zaman gerçekleşeceğini söyleyerek yumruğunu yumuşattı.

Saldırıda, balistik ve seyir füzelerinin yanı sıra, İsrail hava savunmasına ek olarak İsrail'in yardımına gelen Amerikan ve İngiliz kuvvetlerine yem olan, yavaş hareket eden yüzlerce insansız hava aracı da yer aldı.

Sonunda füzelerin biri hariç hepsi düşürüldü ve İran, konunun kapandığını düşündüğünü açıkça belirtti.

Bu yılın başlarında, İsrail savaş uçakları, Tel Aviv'i vuran ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan bir Husi füzesine karşılık olarak, yakıt ikmali tankerleri eşliğinde (gidiş-dönüş mesafesi yaklaşık 1900 mil), Yemen'de Husi kontrolündeki Hudeyde Limanı’nda bulunan petrol tesislerini vurdu. Daha sonra Husiler füzeleri için yeni bir rota kullanarak Akdeniz’den İsrail'e yaklaştı.

İsrail'in Hizbullah ile savaşı 1982'de başladı ve sayısız saldırının ardından Hizbullah, 2000 yılında İsraillileri Lübnan'dan kovdu. Dönemin İsrail başbakanı Ehud Barak'ın ordusuna verdiği geri çekilme emri, Hizbullah'ın güneyin tamamını kontrol etmesini kolaylaştırdı.

İsrail, 2006 yılında da Hizbullah ile bir savaşa girdi.

34 gün süren çatışmaların ardından savaş berabere sonuçlandı. Ancak İsrail'in Lübnan'a verdiği zarar çok büyüktü. İsrail savaş uçakları kasıtlı olarak Lübnan'daki sivil altyapıyı hedef alarak yolları, köprüleri, barajları, su ve enerji santrallerini tahrip etti. Pek çok Lübnanlı sivil, yaşadıkları zorluklardan dolayı Hizbullah'ı suçladıklarında, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah o meşhur sözünü söyledi; "Eğer bilseydim..."

Moskova'nın da İsrail’de bulunan Rus vatandaşlarının ölmesi korkusuyla İran'ı İsrail'e yönelik kapsamlı bir saldırı düzenlemeye karşı uyardığı söyleniyor. Keza ABD yönetimi Ortadoğulu arabulucular ve diplomatik kanallar aracılığıyla Tahran'a, Heniyye'nin İsrail'in hava saldırısında değil, Hamas liderinin uyuduğu misafir odasına İsraillilerin gizlice yerleştirdiği uzaktan kumandalı bir bombayla öldürüldüğünü bildirdi. Patlamada hiçbir İran vatandaşı ölmeyip, sadece Heniyye ve koruması öldüğü için de Tahran, İsrail'e askeri saldırı başlatma planını yeniden gözden geçirmeli.

İran'ı İsrail'e saldırmamaya ikna etme çabalarında ABD'li yetkililer, İran’ı, böyle bir saldırının, Tahran'ın yeni seçilmiş hükümetini ve ülkenin halihazırda sarsıntı içindeki ekonomisini istikrarsızlaştıracak yıkıcı bir İsrail yanıtına yol açacağı konusunda da uyardı.

Bu uyarı, İsrail'in ABD'ye İran'ın büyük bir saldırısına yanıt olarak petrol sahaları, rafineriler, boru hatları, limanlar ve tankerler dahil İran'ın petrol endüstrisi altyapısının yanı sıra, İran askeri endüstrisini hedef alacağını söylediğini güçlü bir şekilde akla getiriyor.