Mustafa Fahs
TT

Genişleyen İsrail ve daralan Lübnan

İktidardaki İsrail sağı (Likud Partisi ve ideolojik sağ) 7 Ekim 2023 operasyonunu Filistin davasını tasfiye etmek için bir bahane olarak kullanıyor. Bu da onlar için siyasi olarak Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin geri kalan toprakları üzerinde başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasını mutlak bir şekilde reddetmekle başlıyor. Coğrafi ve ideolojik olarak bu gerçeğe ulaşmak için Batı Şeria'nın tamamının yeniden işgal edilmesi, yani Talmud’a göre Yahudiye ve Samiriye topraklarının İbrani devletine geri verilmesi ve demografik gerçekliğinin değiştirilmesi gerekiyor.
Bu nedenle İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyindeki mevcut askeri operasyonu sadece bir güvenlik operasyonu değil, aynı zamanda Batı Şeria'daki Filistinlilerin geleceği için daha tehlikeli bir stratejik boyuta sahip. Çünkü İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in, Başbakan Binyamin Netanyahu tarafından benimsenen ve uygulanan ‘çatışma çözümü’ olarak bilinen projesi bağlamında ortaya çıkan sonuca göre bu saldırıların amacı, Batı Şeria'yı tamamen ilhak edilene kadar kademeli olarak kontrol etmek. Buna, Yahudi nüfusu Filistinli nüfusuna paralel bir büyüklüğe ulaşana kadar yerleşimlerin sayısını arttırmak ve yerleşimi yoğunlaştırarak Batı Şeria'daki nüfusun demografik gerçekliğini değiştirmeye yönelik bir planın uygulanması da eşlik ediyor.
Siyasi düzeyde İsrail sağı bir Filistin devletinin kurulmasını reddetmekte ısrar ediyor. Sahada ise İsrail, Batı Şeria'nın coğrafyasını ve demografisini kemirerek şehirleri ve köyleri nüfus yoğunluğu yüksek dar alanlara, birbiriyle bağlantısı olmayan yerleşim birimlerine dönüştürüyor. Böylece İsrail, coğrafyayı parçalayıp yaşanmaz hale getirerek Filistinlileri göçe zorluyor. İsrail bu şekilde Filistin devletinin kurulmasını imkânsız hale getirmek için yıllardır çalışıyor. Uzmanlara göre çatışma çözümü projesi, Batı Şeria'nın kuzeyindeki nüfusun bir kısmını aşamalı olarak merkeze ve güneye kaydırmayı, daha fazla toprağı kontrol etmeyi, sayıları 169'a ulaşan rastgele yerleşimlerin hızını arttırmayı ve Batı Şeria'da Ürdün vatandaşı olan 750 binden fazla Filistinliyi hedef alarak onları Ürdün Nehri'nin doğu yakasına göç etmeye zorlamayı amaçlıyor.
Netanyahu'nun son basın toplantısında ortaya çıkan ve Batı Şeria'nın sınırlarının yer almadığı yeni İsrail haritası, aslında Oslo Anlaşmaları’nın siyasi sınırlarının İsrail tarafından resmi ölüm ilanıdır. Buna göre Batı Şeria'nın ilhakı, Gazze Şeridi'nin bölünmesi ve Güney Lübnan'ın büyük bölümünün nüfusundan arındırılması gerekiyor. Bu proje, genişletilmiş İsrail'in yeni haritası olarak adlandırılabilir. Bunun için ya güneyin yeniden işgal edilmesi ya da coğrafi olarak Birleşmiş Milletler'in (BM) 1701 sayılı kararındaki sınırlardan daha geniş bir sınırın ele geçirilmesi gereklidir. Bu ise ancak silahlı çatışma yoluyla gerçekleşebilir.
Genişleyen İsrail, öncelikle Filistinlilerin ve onların haklarının, ikinci olarak da Lübnanlıların zararına olacak gibi görünüyor. Bölünmüş Lübnan, Aksa Tufanı Operasyonu’nun yansımalarının kurbanlarından biri gibi görünüyor. Zira mezhepler arasında birikmiş iç ve dış meseleler üzerinden yaşanan dikey siyasi ve toplumsal bölünme bunun bir sonucudur. Bu bölünme, Hizbullah'ın destek savaşına girmesiyle daha da pekişti. Hizbullah'ın seçkinleri savaşın ertesi gününden bahsederek örgütün boyutları, rolü, anayasası ve silahları gibi konulara değindi. Bu da diğer mezheplerin seçkinleri nezdinde endişeye yol açtı. Bu yüzden diğer mezheplerin seçkinleri Lübnan'ın içinden çıkılmaz krizini çözmek için en uygun yol olarak gördükleri federalizm ve hatta ayrılma taleplerini tekrar gündeme getirdiler. Buna, tek bir ülkede bir arada yaşama fikrinin, yarı-paylaşılan bir ülkede her grup veya mezhep için tek veya bireysel bir arada yaşama lehine düşüşü eşlik etti. Bazı insanların halen asgari müştereklere tutunmaya devam etmesi de bu eksene dahildir.
Buna göre, Filistin'de iki devletli çözümün gerilemesinden Lübnan'da iki devletli çözümün ya da daha fazlasının ilerlemesine kadar, Tel Aviv demografik ve güvenlik alanlarını arttırmaya ve genişletilmiş bir İsrail'i dayatmaya çalışıyor. Bu esnada Lübnanlılar, bazılarının kendi boyutlarından daha az, bazılarının ise kendileri için çok küçük olduğunu düşündüğü Büyük Lübnan devletinin kurulmasından bu yana çelişkilerini yeniden dışa vuruyor.