1940'lı yıllarda Lübnanlı düşünür Antun Sadi, Suriye, Lübnan, Filistin, Irak ve Kıbrıs'ı kapsayan “Büyük Suriye”nin birleşmesi çağrısında bulunan “Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi”ni kurdu. Amerikalı bilim adamı James Henry Breasted de toprağı ve suyu ile bu bölgeye “Bereketli Hilal” adını verdi. Terim bölgenin edebiyatında, siyasetinde ve tarihinde benimsendi. Fikri çatışma Arap milliyetçiliği ve Suriye milliyetçiliği şeklinde iki ana harekete bölündü. Antun Sadi'nin idam cezası 1949'da Lübnan'da infaz edildi ve adını taşıyan partisi Suriye'de yasaklandı. Ancak Bereketli Hilal fikri bölge aydınlarının büyük bir kısmını cezbetmeye devam etti.
Suriyeli bir genç kızın elit bir toplantıda Bereketli Hilal ülkelerine bir “lanet”in musallat olduğunu ve bu ülkelerin asla rahat yüzü görmeyeceğini hissettiğini söylemesi beni hayrete düşürdü. Genç kız, uluslararası ve bölgesel çatışmaların burayı “Zor Hilal” haline getirdiğini söyledi. 1948'den bu yana ülkelerinden birinin kargaşa yaşamadığı tek bir aşamanın geçmediğini, ama şimdi Kıbrıs dahil (ve burada güldü) tüm ülkelerinin tehlike ve endişe içinde olduklarını belirtti. Yıkım ve kargaşa görüntülerinin en etkileyici sahnesi, İsrail'in kuzeyindeki yerleşimciler için açık bir intikam eylemi olan cehennemi bombardımanı altında tamamı Beyrut'a doğru göç eden Güney Lübnan'ın görüntüsüydü. Kuzeydeki yerleşimciler Netanyahu tarafından tüm ağırlığıyla bir Lübnan savaşına dönüşen Gazze savaşının bu bölümünün başlığı yapıldı. Buna karşılık Bereketli Hilal'in ana vatanı olan Suriye'de gizemli bir sükunet hakim. Cepheler veya Hizbullah liderinin başlangıçta adlandırdığı şekliyle arenalar tutuşurken, Şam'da Cumhurbaşkanı Beşşar Esed, sanki savaş başka topraklardaymış gibi bir dizi normal kararlar ve kararnameler yayınladı. Düne kadar burada siyasi ve askeri karar vericinin kendisi olduğu izlenimini uyandıran Rusya da böyle davranıyor. Son dönemde Rusya'nın Ukrayna'daki hesapları ve İsrail'in bu hesaplardaki etkisi, Suriye'ye olan ilgisini, hatta orada biriktirdiği nüfuzdan duyduğu gururu geride bırakmış görünüyor. Bu yeni dengesizlik bölgedeki genel tabloya daha fazla gerilim şeklinde yansıyacak; ABD her zamanki yerinde, Rusya neredeyse yok ve Çin tüm kalbiyle umut ediyor...