Gazze Şeridi ve Lübnan'daki savaşların sonucu İran-İsrail çatışmasını yeniden düzenleyecek. Nasıl mı?
İsrail Tahran'a fazla seçenek bırakmadı. Unutmayalım ki İsrail’in 1982 yılında Lübnan'ı işgali Filistinli El-Fetih'i silahlı bir mücadele hareketi olarak ortadan kaldırdı.
Son aylarda İsrail Hamas'ı adeta yok etti ve çatışmadan uzaklaştırdı. Aynı zamanda Hizbullah'ın kabiliyetlerinin, silahlarının ve liderliğinin çoğunu ortadan kaldırarak İran'ın İsrail'i yıllarca tehdit ettiği silahlı gücü sakat bıraktı. İran'ın yirmi yıllık dış silahlı sistem inşası, bölgenin en büyük askeri gücüyle karşılaşma bağlamında büyük ölçüde çöktü.
2006 yılındaki savaşla şimdiki savaş arasındaki fark, İsrail'in Hizbullah liderliğini ortadan kaldırmayı titizlikle planlamış olmasıdır. Bu savaş şiddetli ve kanlı olmakla birlikte bir öncekine göre daha az yıkıcıdır. Çünkü askeri saldırıların çoğu Hizbullah'a, liderliğine, silahlarına ve halk desteğine yöneliktir. Son savaşta İsrail tarafından kaçmaya zorlanan yerlerinden edilmiş kişilerin sayısı yaklaşık bir milyona ulaşırken, bu savaşta yerlerinden edilmiş kişilerin sayısı şu ana kadar yaklaşık 200 bine ulaştı. Mevcut istatistiklere göre son savaşta kayıp sayısı üç kat daha fazlaydı. Ancak bugünkü savaş Hizbullah için önceki çatışmaların hepsinden daha tehlikeli.
İran'ın yurtdışındaki en önemli askeri varlığı olan Hizbullah’ın Gazze savaşında çekimser kalma kararı, İsrail'i onu hedef almaktan alıkoymadı. Ekim ayından bu yana İsrail, saldırıya katılmamış ve sonrasında Hamas'ı desteklememiş olsa da Hizbullah'ın kabiliyetlerini ortadan kaldırmaya kararlı. Birkaç saldırıdan sonra, liderlerinin çoğunun savaşmadan öldürüldüğü ve silahlarının çoğunun depolarında imha edildiği söylenebilir. Ne kadar zor bir durum… 1967 savaşında Mısır'ın hava ve kara kuvvetlerinin hareket edemeden yok edildiği kapsamlı saldırıyı anımsatıyor.
Soru şu: Herkesin yıllardır beklediği an, yani karar verici Tahran'ın askeri varlıklarından, özellikle de Hizbullah'tan vazgeçmeye ikna olacağı an geldi mi?
İran'ın Hizbullah'ı terk edecek bir aşamaya gelmediğine ve ancak Tahran'da büyük bir değişim olduğunda terk edeceğine inanıyorum. Mevcut liderlikle bunu beklemiyoruz.
Tahran'ın Hizbullah'ın üst düzey liderliğini korkunç başarısızlıklar, sızmalar ve çatışma yönetimi nedeniyle suçlaması ve İran'ın Hizbullah'ı rehabilite etmeye karar vermesi halinde radikal liderlik değişikliklerine gitmesi daha muhtemel. Hizbullah, Suriye, Irak ve Yemen'de İran'ın misyonlarını yerine getirmektedir ve getirmeye devam edecektir.
İster Lübnan ve Filistin'deki askeri kanatlarını kaybettiği için tekrarlanan yenilgiler nedeniyle olsun, ister İran'ın bir sonraki ABD başkanıyla ilişkilerini geliştirmeye yönelik yeni yönelimi doğrultusunda olsun, İran'ın İsrail ile çatışmasının seviyesini düşürmesi bekleniyor.
İran yönetimi İsrail'le güç dengesinin artık kendi lehine olmadığının farkında olmalı. İsrail ile yaptığı üçüncü savaş dört gerçeği gösterdi: Birincisi, İsrail'in uzun bir savaş yapabilecek kapasitede olduğu ve bu savaşın yaklaşık bir yıl süreceği. İkincisi, İsrail kamuoyunun değiştiği, artık savaştan yana olduğu ve İsrail sokaklarında savaşı destekleyen bir konsensüsün var olduğu. Üçüncüsü, İsrail artık insan kayıplarını pek umursamıyor. Zira savaş tarihinde en çok insan kendi saflarında öldürüldü ve buna rağmen Gazze Şeridi'nden sonra Lübnan cephesini açtı. Dördüncüsü, mevcut savaş, İsrail'in İran, Suriye, Lübnan, Yemen, Husiler ve Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarıyla rakipsiz bir askeri ve istihbarat gücü haline geldiği gerçeğini doğruladı.