Cuma Bukleyb
TT

Libya: Orta Çağ'a geri dönüş

“Çok yaşayan çok tuhaflıklar görür”, ancak 21. yüzyılda Libya'da görülen tuhaflıklar artık insanın yaşıyla sınırlı değil. Bugünlerde Libya'da görülen tuhaflıklar, gerçeküstücülerin dünyalarının tuhaflığını aşarak hiçbir ülkede ulaşılamayan bir düzeye vardı. Bugün Libyalılar, büyü ilminde derin bilgi sahibi olduğunu iddia eden ve Libyalı bir ailenin evinde onların haberi olmadan 9 ay kaldığını itiraf eden psikolojik ve zihinsel açıdan hasta bir büyücünün hikayesinden başka bir şeyden bahsetmiyorlar. Bu ailenin evinde elbette bedava kaldı çünkü söylediğine evdekiler onlarla birlikte yaşadığını ve tam dokuz ay boyunca evde olup biten her şeyden haberdar olduğunu bilmiyorlardı. Bu, bazılarının zannettiği gibi bir şaka değil, ne yazık ki bir gerçek ve ülke ile halkının her düzeyde yaşadığı duruma dair bir uyarı.

Bu garip hikâye televizyonda ve sosyal medyada Doğu Libya'da bir güvenlik birimi büyücüyü tutukladığında görüldü. Sorgulama sırasında büyücü, cinayetler ve varlığından habersiz bir aile arasında nasıl yaşadığının hikayesi dahil olmak üzere, işlediği birçok suçu itiraf etti. Büyücünün itiraflarının kayıtlı olduğu videolar, sosyal medyada izlemek isteyen herkesin erişimine açık.

Bahsi geçen şarlatan bana göre psikolojik ve zihinsel olarak hasta, deliliğe yakın bir adamdan başka bir şey değil. Ancak birçok kişinin imrendiği bir kurnazlıkla, doğuda, batıda ve güneyde Libyalıların başını döndürmeyi başardı. Garip olan şu ki, Libyalıların çoğu duydukları saçmalıkları, acilen bir akıl hastanesine yatırılmaya ihtiyacı olan akıl hastası bir kişinin hayal gücünün ürünü olan sanrılar değil de gerçekmiş gibi tekrarlıyorlar. Yine garip olan hikâyenin tuhaf itiraflarla bitmemesi, aksine bir devamının olması, buna göre büyücü söylendiğine göre büyü yoluyla hapishaneden kaçabilmiş. Hapishaneden kaçış hikayesi meseleyi daha çok körükledi ve hayal güçlerini daha da coşturdu.

Libyalılar, Gazze ve Beyrut'ta öldürülen kadın ve çocukları, İsrail güçlerinin Batı Şeria'daki mezalimlerini, hatta ülkelerinin yaşadığı felaketleri, kendisine, zenginliklerine, eğitim ve sağlık kurumlarına, çocuklarının geleceklerine karşı işlenen suçları bırakıp, tüm dikkatlerini bu hasta şarlatanın anlattığı tuhaflıklara yönelttiler ve bunun dışında artık hiçbir şey hakkında konuşmak istemez oldular.

Libyalıların, büyücülük ve büyücülerle ilgili hikayeleri yeni değil ve başı ya da sonu yok. Bu, uzun, sıkıcı, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olan bir hikâye. Sadece bilgi vermek amacıyla, Libya'da büyücülükle, büyücülerle, şarlatanlık ve şarlatanlarla mücadele için özel güvenlik birimleri bulunduğunu söyleyelim. Dahası tek işleri mezarları ziyaret etmek, büyücülerin ve şarlatanların geride bıraktığı çeşitli biçimlerdeki gizli büyüleri aramak olan gönüllülerden oluşan başka ekipler de var. Libya'daki şarlatanlar ve büyücüler hem kadın ve erkek hem de farklı milletlerdendirler ve muazzam bir üne sahip olup çok para kazanırlar. Bu, ünlü bir Mısır atasözünü hatırlatıyor: “Aptallar geçimlerini delilerden sağlar.”

Bu hikâye aynı zamanda ülkede daha önceki yıllarda duyduğumuz tuhaf ve garip olayları da hatırlatıyor. Bunların belki de en dikkat çekici olanı, Libya'nın orta bölgesinde ortaya çıkan ve ülke geneline yayılan, kanatsız uçan bir keçi etrafında dönen bir hikayedir. Bundan önce, insan gibi konuştuğu söylenen bir kirpi hakkında daha da tuhaf bir hikâye ortaya atıldı ve yayıldı. Çarpıcı olan, esef, üzüntü ve kaygı uyandıran husus, bu hikayelerin hızla yayılması, Libya'nın farklı bölgeleri arasında dolaşması, insanların bunlara inanıp aylarca anlatmalarıdır. Dahası bunlar hakkında tartışmayı kabul etmemeleri, imkânsızlıkları bilimsel olarak kanıtlanmış olsa bile, bunları doğrulanabilir, inanılabilir şeyler olarak görmeleridir. Bunun en iyi örneği de bu son gerçeküstü hikayedir. Elbette bunlarla dalga geçen ve sahibinin akıl hastası olduğuna inanan pek çok rasyonel insan da var, ancak en büyük yüzde bunlardan inanmış gibi bahsediyorlar.

Görüşlerim kişiseldir, bilimsel değildir. Ancak psikoloji biliminde uzman olanlar bu olguyu gözlemlemiyor ve analiz etmiyorlar ve bunun arkasındaki nedeni veya nedenleri bilmiyorum.

Soru şu; keçinin kanatsız uçabileceğine inanan, kirpinin insanlar gibi konuşabileceğinden şüphe etmeyen, büyücü ve şarlatanların statü ve konumlarının yüksek olduğu ve mezarlardaki ölülerin toprak altından yönettikleri bir toplumu gelecekte neler bekliyor olabilir?