Nebil Amr
Filistinli siyasetçi ve yazar
TT

Anlaşma ve sonrası

Herhangi bir sürpriz olmadığı takdirde, aralıklarla tutuklu ve rehine değişimlerinin gerçekleşeceği altmış günlük ateşkes anlaşması uygulanacağı konusunda umut verici bir yöne doğru ilerliyor.

Sızdırılan bilgilere göre anlaşma, dahil olan tüm taraflar için önemli avantajlar sunuyor. Başkan Trump, özellikle İran ile savaşın belirsiz sonuçlarından sonra, bu anlaşmayla ihtiyaç duyduğu başarı imajını yaratabilir.

Trump'ın emirlerine boyun eğmiş veya eli kolu bağlı görünmemeye çalışan Netanyahu, yaşayan rehinelerin yarısının ve ölü rehinelerin cesetlerinin yarısının serbest bırakılmasını askeri baskısının bir ürünü olarak pazarlayabilir. Savaşın “mutlak zafer” olarak tanımladığı tüm hedeflerine ulaşma yolunda bir durak olarak sunabilir.

Arabulucuların, özellikle de Katarlılar ile Mısırlıların sabırlarının, gayretlerinin, uzlaştırıcı önerilerinin ve baskılarının, anlaşmanın sonuçlandırılmasında önemli bir rolü oldu. Çabalarını sürdürmek için anlaşmayı temel alıp, 60 günlük ateşkesten faydalanarak savaşı sona erdirme hedefini gerçekleştirmeye çalışmaya devam edebilirler.

Değişiklikleri müttefiklerinden mahrum kaldığı ve Gazze'deki kıtlığı ve günlük ölüm sayısını yüzüne vurduğu şeklinde okuyan Hamas, 60 değerli sakin gün kazanacak. Bu günler savaşın sonlandırılması, Hamas’ın savaştan önce olduğu gibi doğrudan yönetimde olmasa bile, ertesi güne yönelik düzenlemelere katılımın sağlayacağı nüfuzla Gazze'de kalması için fırsatlar yaratabilir.

Gazze halkına gelince, anlaşmanın şartları uygulanırsa, 60 gün boyunca ölüm ve yıkımın durması ve insani yardım girişinin artması umut edebilecekleri en fazla şeydir. Zira onlar anlaşma olmasaydı, ateş altında ve tüm Gazze'nin doğrudan askeri işgalini de içerecek şekilde genişlemesi tehdidi altında katlanarak büyüyecek bir felaketin derinliğinde yaşıyorlar.

Bunlar, yakın zamanda yürürlüğe girebilecek anlaşmadan elde edilecek avantajlar ve belki de tüm tarafların anlaşmanın sonuçlandırılması ve uygulanmasının ciddiyeti konusunda fikir birliğine varmalarının başlıca motivasyonu.

Eğer işler duyurulan veya sızdırılan detaylı senaryoya göre ilerlerse, riskler ve komplikasyonlarla dolu görünen asıl sınav, arabulucular tarafından yönetilen müzakerelere tabi olacak olan anlaşmanın kalan kısmıdır.

Burada mesele, yapılacak son takas ve ateşkesi uzatma şansıyla ilgili değil, daha ziyade “ertesi gün” olarak adlandırılan kavramla bağlantılı olarak müzakere edilecek düzenlemelerle ilgili. Bu güne ulaşma yolculuğu cevaplanmamış sorularla dolu. Örneğin, İsrail Gazze Şeridi'nden tamamen çekilecek mi? Yoksa Lübnan'daki mevcut deneyimi tekrarlayacak ve gerektiğinde askeri olarak daha kolay müdahale etmek için belirli yerlerde kalacak mı? İsrail'de, iki senaryo arasında hangisinin seçilmesi gerektiği konusunda hararetli bir tartışma yaşanıyor.

Ayrıca; dev yeniden inşa süreci nasıl ilerleyecek? İsrail'in bununla ilişkisi ne olacak? Gazze'de tek bir İsrail askeri bile var oldukça Filistinli, Arap veya uluslararası bir idarenin bulunmasının imkansızlığı göz önüne alındığında, ertesi günde Gazze'yi kim yönetecek?

Sonra; İsrail'in Gazze’nin içinde olmasa bile çevresinde mutlak olmasını istediği güvenlik kontrolünü sağlamaya yönelik gizli ajandalar nelerdir?

Savaşın bir daha, belki de daha önce olanlardan daha korkunç bir biçimde tekrarlanmaması için, bunu garanti edecek taraf veya taraflar kimdir?

Bunlar, anlaşma sonrası sürecin iki kısmıyla; anlaşmanın geri kalan ve çözüme yaklaşan kısmı ile tüm düzenlemeleri belirsiz ve tanımsız kalan ertesi günle ilgili sorulardır. Belirsiz ve tanımsız zira hepsi, mevcut koalisyon var olduğu sürece nasıl gelişeceğini kimsenin bilmediği İsrail’in pozisyonuyla bağlantılı. Değişmesi veya devam etmesi olasılığı, her günü sürprizler ve aksilikler potansiyeli taşıyan uzun bir yıla tabi.

Siyasi sonuçları henüz kesinleşmeden ikinci yılına yaklaşan bir savaşta, başlangıçtan itibaren ve tüm aşamalarda çözümün parça parça ele alınmasına alıştık. Bir ateşkes veya bir takas yoluyla sağlanan her kısmi ilerlemeden sonra, kendimizi ondan önceki her şeyi aşan bir gerilim karşısında bulduk. Bu nedenle, Katar tarafından değiştirilen ve İsrail ile Hamas tarafından kabul edilen Witkoff anlaşmasını kutlamak mantıklı görünüyor, çünkü savaşın sonunu garantileyen bir durak olmasa da ölüm, yıkım ve kıtlığı durduruyor. Altmış gün, tarihin seyrinde göz açıp kapanıncaya kadar geçer, ancak Gazze ve trajedisi söz konusu olduğunda, bunlar en değerli günlerdir. Altmış gün içinde her gün, evlerinden geriye kalanlarda veya çadırlarda ya da gerçekte ölüm tuzakları ve aşağılanma yerleri olan yiyecek dağıtım merkezlerinde kuyrukta beklerken ölmeye mahkûm insanlar hayatta kalacak.

Anlaşma -avantajları ve kendisine duyulan acil ihtiyaçla- sonrasındaki zorlukları gizliyor. Ama her ne olursa olsun, ölümlerin duracağı ve kıtlığın hafifleyeceği 60 günlük süreç, özellikle Gazze'de hayatta kalanlar için kutlanmaya değer.