Hüda Huseyni
Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist
TT

Ukrayna, Rusya'nın barışına Flamingo füzesiyle karşılık veriyor!

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'daki savaş sürecinde benimsediği erteleme ve manevra oyunu devam ediyor çünkü talepleri Kiev tarafından halen tam bir teslimiyet olarak algılanıyor. Diplomatik kaynaklara göre Kremlin, Ukrayna'nın NATO'ya katılma niyetinden vazgeçmesini ve gelecekteki herhangi bir barış anlaşmasında topraklarında Batı güçlerine ev sahipliği yapmamasını talep ediyor. Bu durum, Kiev'e güvence sağlayabilecek Batılı güvenlik garantilerine yönelik her türlü formülü fiilen baltalıyor. Dahası Moskova'ya herhangi bir uluslararası garantiyi önceden veto etme hakkı da veriyor. Güvenlik yetkilileri, bu taleplerin, Ukrayna'nın geleceği üzerindeki “Rus vetosu” fikrinin yalnızca yeni bir formülasyonu olduğunu ve Avrupalılar ile Amerikalılar için kabul edilmesinin zor olduğunu vurguladı.

Diğer kaynaklar, Moskova'nın henüz kontrolü altında olmayan bölgeler de dahil olmak üzere doğu Donbas bölgesi üzerinde tam kontrol talebine de sıkı sıkıya bağlı kaldığına işaret ediyor. Rusya, Herson ve Zaporijya bölgelerinin tamamını ele geçirmekte ısrar etmeyerek “göreceli esneklik” gösterse de, ateşkes karşılığında mevcut hatları sabitleme formülünü dayatmaya devam ediyor. Diplomatlar, bu formülün Kiev için gerçek bir ikilem temsil ettiğine inanıyor, çünkü bu formül Rusya'nın toprak kazanımlarını sabitleyecek ve çatışmaların dondurulması karşılığında ona siyasi meşruiyet kazandıracak, bu ise Ukrayna liderliğinin, halkının topraklarını savunmak için gösterdiği muazzam fedakarlıklardan sonra, iç çöküş riskini göze almadan kabul edemeyeceği bir tuzak.

Güvenlik kaynakları, Ukrayna için en gerçekçi senaryonun, mevcut hatlar boyunca bir tür “çatışmanın dondurulması” formülünü kabul etmek olduğuna inanıyor; bu da Rus güçlerinin ulaştıkları yerde kalması anlamına geliyor. Ancak bu geçici çözüm, varoluşsal bir soruyu gündeme getiriyor; Kiev, binlerce asker kaybederek şiddetle savunduğu toprakları, bunu sahada yapmak zorunda kalmadan nasıl devredebilir? Birçok gözlemciye göre bu, zaten artan iç baskılarla karşı karşıya olan Ukrayna liderliği için siyasi bir intihar olacaktır.

Ne var ki Ukrayna'nın uzun müzakereler gerektirse bile nihayetinde önemli bir “bölgesel bedel” ödemek zorunda kalabileceği, çoğu diplomatın kabul ettiği bir gerçek. Bazı analistler, Moskova'nın zaman faktörüne güvendiğini düşünüyor. Savaş ne kadar uzun sürerse ve Batı askeri destek sağlama konusunda ne kadar tereddüt ederse, Rusya sahada o kadar kademeli kazanımlar elde edebilecek ve bu da Kiev'in siyasi manevra kabiliyetini azaltacak.

Washington'daki tepkilerse hâlâ belirsiz. ABD Başkanı Donald Trump daha önce Moskova'yı müzakerelerde ciddiyet göstermezse geniş kapsamlı yaptırımlar uygulamakla tehdit etmişti, ancak güvenlik yetkilileri Kremlin'in henüz bu tehditlerden etkilenmediğine, dahası ne kadar şiddetli olursa olsun, ekonomik yaptırımların Rus liderliğinin davranışlarını hızla değiştirmeyeceğine inanıyor. Diplomatlar, birleşik bir Batı stratejisinin yokluğunun, Moskova'nın uluslararası tutumlardaki olası değişiklikleri bekleyerek en azından 2025 yılı boyunca savaşa devam etme konusunda daha rahat hissetmesini sağladığına dikkat çekiyor.

Buna karşılık Kiev, savunma sanayisini güçlendirerek ve Batı kaynaklarına olan bağımlılığını azaltarak baskıya karşı koymaya çalışıyor. Müttefiklerinden edindiği Batı füzelerinin menzilinin on katı olan 3 bin kilometreye kadar menzile sahip olduğu söylenen Flamingo adlı uzun menzilli bir füze geliştirdiğini açıkladı. Güvenlik kaynakları, bu tür bir silahın hizmete girmesinin denklemi değiştirebileceğini, çünkü Ukrayna'ya Rusya'nın derinliklerindeki askeri hedefleri vurma yeteneği kazandıracağını ve bunun hem caydırıcılık hem de müzakere hesaplarını değiştirebileceğini açıkladı. Gözlemciler, bu füzelerin seri üretimine kış sonuna kadar başlanmasının, Ukrayna'nın karşı tarafın dayattığı bir denkleme boyun eğme niyetinde olmadığına dair güçlü bir mesaj verebileceğini doğruluyor.

Avrupa düzeyinde, “gri bölge”ye yönelik Rus saldırıları sebebiyle korku artıyor. Uzman araştırma merkezleri, 2023'ten bu yana Avrupa altyapısına yönelik sabotaj, yıldırma ve saldırılarda önemli bir artış kaydetti. Diplomatik yetkililer, bu saldırıların öncelikle Avrupa'nın Ukrayna'ya silah ve teçhizat tedarik etme çabalarını hedef aldığını ve bunlara yanıt vermede Avrupa koordinasyonunun kırılganlığını açığa çıkardığını söylüyor. Güvenlik kaynakları, Batı'nın bu tehdide karşı yaklaşımının savunmacı ve gecikmiş olmaya devam ettiği ve bunun sürdürülmesinin Rusya'ya askeri olmayan bir yıpratma savaşında üstünlük sağladığı uyarısında bulunuyor.

Bu bağlamda Hollanda, özellikle bir Rus insansız hava aracının Polonya topraklarına düşmesinin ardından, hava savunmasını güçlendirmek için Polonya'ya yüzlerce askerle birlikte iki Patriot füze sistemi göndereceğini duyurdu. Avrupalı kaynaklar, bu hamleyi savaşın komşu ülkelere sıçrayabileceği endişesiyle ilişkilendirerek, Batı'nın desteğinin Polonya toprakları üzerinden Kiev'e sürekli yardım akışını sağlamak için gerekli olduğunu belirtti. Bu durum, ABD'nin Ortadoğu ve Ukrayna'da yaygın olarak kullanılmasının ardından bu savunma sistemlerinin stoklarının azaldığı ve cephaneliğini yeniden inşa etme meydan okumasıyla karşı karşıya kaldığı bir dönemde yaşanıyor.

Buna paralel olarak, 2022 yılında Kuzey Akımı boru hattının patlatılması ile ilgili soruşturma da devam ediyor. İtalyan yetkililerin, Ukraynalı şüphelilerden biri olan Sergey Kuznetsov'u tutuklaması üzerine, Berlin davanın siyasi bir boyutu olmadığının ve Kiev'e desteğinin değişmediğinin altını çizdi. Moskova ise bu olayı, Batı'nın Avrupa'ya doğal gaz ihracatını engellemeye çalıştığı yönündeki suçlamalarını yinelemek için kullandı.

Sonuç olarak, çatışma daha karmaşık bir hal almaya aday görünüyor. Rusya, zaman faktörüne ve Batı iradesinin dağılmasına bel bağlarken, Ukrayna saldırı yeteneklerini geliştirerek ve daha fazla destek talep ederek direnmeye çalışıyor. Bu arada Avrupa, Rusya'nın gri bölgeye yönelik saldırılarına karşı koyma zorunluluğu ile birliğini riske atan iç ekonomik ve siyasi baskılar arasında sıkışmış durumda. Kapsamlı bir çözüm için gerçek bir ufuk olmadığında, en olası senaryo, Moskova kazanımlarını pekiştirirken ve Ukrayna'yı giderek tüketirken, savaşın aralıklı müzakerelerle düşük yoğunlukta devam etmesi. Diplomatik kaynaklar, bunun önümüzdeki on yıllar boyunca Avrupa güvenlik haritasını yeniden çizebilecek uzun vadeli bir savaş senaryosu için “mükemmel bir reçete” olduğunu düşünüyor.