Bugün fotoğraf günü. Ve sahne de dikkat çekici. Bugün anlam yüklü sahnelerle dolu, mesajların her yöne uçuştuğu bir gün. Bir sayfayı çevirip bir dönemin sonunu ilan eden türden bir hadise. Donald Trump adında güçlü bir adam, Beyaz Saray'ın çatısı altında Ahmed eş-Şara adında bir başka güçlü adamla el sıkışıyor. Sürprizlerin ustası Amerikalı, Suriyelileri, Ortadoğu sakinlerini ve dünyayı şaşırtan adamı ağırlıyor. Ülkesinin 1946'daki bağımsızlığından bu yana hiçbir Suriye cumhurbaşkanı, huzursuzluk ve güven veren, destekleyen ve istikrarsızlık yaratan, layık gördüğü kişilere iyi hal belgesi veren bu yere adım atmamıştı. Ne Hafız Esed böyle bir ziyareti göze aldı, ne de oğlu Beşşar böyle bir davet aldı veya hoş karşılandığını hissetti. Şara zor bir adam, zor kararlar alan bir adam; başkalarının cesaret edemediği şeylere o girişiyor.
Binyamin Netanyahu ekranın karşısında oturuyor. Bu görüşme onun için önemli ve anlamlı. Mırıldanıyor. Suriye'deki İran mevzilerine atılan tonlarca İsrail bombası, Devrim Muhafızları'nı örgütlerini, danışmanlarını ve emellerini geri çekmeye zorlayan o takip olmasaydı, bu adam asla Esed ailesinin koltuğunda oturamazdı. Bu art arda gelen darbeler ve saldırılar, Vladimir Putin'in güçlerini gelişen olaylar karşısında çaresiz bıraktı. Bir önceki on yılın ortasında olduğu gibi “Sayın Başkan”ı kurtarmak artık mümkün değildi. Rusya, Beşşar'a “insani sığınma hakkı” ve onu Moskova’ya sürgüne götürecek bir uçak sağlamakla yetindi. Netanyahu hafif bir kıskançlık hissediyor. Batı, Şara’ya olduğu gibi daha önce hiçbir adama uyguladığı yaptırımları kaldırmak için böyle acele etmemişti. “Ebu Muhammed el-Culani” hikayesini rafa kaldırdılar ve “Cumhurbaşkanı Şara”nın meşruiyetine kapıları açtılar.
Netanyahu, Esed ve “İran Suriyesi” için gözyaşı dökmüyor. Şara'nın şu ana kadar İsrail ile çatışmanın askeri boyutundan kaçınmayı tercih ettiğini biliyor. Ancak Şara'nın gelişini kutlamak, İsrail'i “yeni Suriye”nin istikrarını desteklemek için taviz vermeye zorlayan Amerikan ve Batı baskısına maruz bırakabilir.
İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney için bu sahneyi takip etmek ne kadar zor. Trump'a tahammül edemiyor. O, “direniş ekseni”nin, füzelerinin ve tünellerinin mimarı General Kasım Süleymani'ye suikast emrini veren adam. Nükleer tesisleri bombalamak için savaş uçakları gönderen ve silahlarıyla Netanyahu'nun İran'ın imajını zedelemesine, hava sahasını işgal etmesine ve generallerini ve bilim insanlarını öldürmesine olanak tanıyan adam. Şara'ya da tahammül edemiyor. O, İran'ın İsrail ile Suriye üzerinden olan sınırını silen adam; inşası yıllar, milyarlarca dolar ve sayısız fedakarlık gerektiren bir sınırdı. Şara'nın yükselişi, eksenin inşasında Süleymani’nin ortağı olan Hasan Nasrallah'ın suikastıyla bir darbe daha alan direniş ekseninin belini kırdı.
İran ayrıca Lübnan üzerinden İsrail ile olan sınırını da kaybetti. Şara Suriyesi’nin kurulması, güç dengelerini değiştirdi ve silahsızlandırmayı Lübnan ve Irak'ta güçlü şekilde dillendirilen bir slogana dönüştürdü. Bu, aslında İran'ın bu ülkelerdeki nüfuzunu ortadan kaldırma projesi. Eksenin sınırları değişti, İran nüfuzunun sınırları da. Suriye'yi geri almak ne kadar zor.
Putin, yüzünde acı bir gülümsemeyle sahneyi izliyor. Ortadoğu halkları Rusya'ya kur yapıyor ama kalpleri ABD'de. Bir keresinde Beşşar’ı kurtarmıştı ama Beşşar rejimini kurtaramadı. Kendisine Recep Tayyip Erdoğan'la biraz dans etmesi tavsiye edildi ama kibri onu engelledi. Oysa sultanların varisi Erdoğan'ın kendisi bile fırtınaya boyun eğmiş ve Beşşar'ın Rus-İran koruması altında olduğu yıllarda zehri yudumlamıştı. Ama intikam için uygun anı bekleyen biri gibiydi ve o an geldiğinde, alay etmeden, övünmeden veya gösteri yapmadan hesaplaşmaktan çekinmedi. Şara, Rus savaş uçaklarının İdlib'i kana buladığını ve muhalifleri avladığını unutmuş gibi yaptı. Bu savaş uçaklarının kendisini aradığını unutmuş gibi yaptı ve “Önce Suriye” sloganını benimseyerek herkesle sıfır sorun ilan etti. Kremlin'e gitti, açık ve dostça göründü. Ancak Şara, Putin'den çok Trump'a ihtiyacı olduğunu ve rejiminin geleceğinin Moskova'ya değil, Washington'a bağlı olduğunu biliyor. Şara'nın yükselişi, Ortadoğu'daki Rus nüfuzunun sınırlarını ve Rus güvencesinin imajını değiştirdi.
Mültecilerin günlerine kar biriktiğinde Moskova ne kadar zor hale gelir, eski veya devrik başkan unvanı ne kadar zor. Sonsuza dek yöneteceği vaat edilen ülkeden ayrılma senaryosu ne kadar acımasız. Müttefikler buharlaştı zira zayıflar sadık bir müttefik bulamazlar. Ve sahne ne kadar korkunç. Asi İdlib'in uysalca kendi kontrolüne geri döneceğine ve o zaman Culani'nin adresinin bilinmeyeceği uzaklara kaçıp yaşlanmaktan başka bir şey istemeyeceğine inanıyordu. Her yerde Şara’ya kucakların açıldığı bu düğünler dizisini anlamakta güçlük çekiyor. Artık saray uzak, Şam uzak ve mühürler uzak. Televizyonun düğmesine bastı. Beyaz Saray'ın görüntüsü ona fazla geliyor. Kendini avutuyor. Suriye'yi yönetmek hiç de kolay değil ve yarın Batı'nın ve “yeni Suriye”den mutlu olanların coşkusu sönecek. Suriye'de, etkisiz hale getirilmesi zor mayınlar vardır. Beklemek ne kadar acımasız, hele ki umutsuzluk. Ve kar ne kadar zor. Bir zamanlar Kremlin'de bir cumhurbaşkanı olarak karşılanırdı, bugün Kremlin’in kapısı ona kapalı ve kaderi Çar'ın ruh haline bağlı.
Bugün o fotoğrafın günü. Washington'daki sahne, Riyad'daki meşhur el sıkışmanın devamı niteliğinde. O gün Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suriye'yi kurtarmak için hem kişisel hem de ülkesinin ağırlığını kullanarak, “yeni Suriye” liderine Amerikan ve Batı kapılarını açmıştı. Ancak bu düğünler dizisi, Şara'nın sorumluluklarını kat kat artırıyor. Şimdi yeniden inşaya öncülük etmeli, yoksullukla mücadele etmeli, yeni Suriye’nin hem yurt içinde hem de uluslararası alanda konumunu ve güvenilirliğini sağlamlaştırmalı ve her şeyden önce, tüm bileşenlerini kapsayan bir hukuk devleti inşa etmeli. DEAŞ, tekfir ve dışlama ideolojileriyle mücadele ederken, aynı zamanda İsrail ile çatışmanın sona erdirilmesi ve barış önerileriyle de ilgilenmeli. O zor göreve talip güçlü bir adam.
Bugünün fotoğrafı; Trump’ın Şara'yı sıcak bir şekilde karşılaması. Tarihe geçecek bir fotoğraf. Suriye'nin geleceğe doğru ilerlemesini, bölgesinde bir istikrar köprüsü haline gelmesini ve yerinden edilmiş ve mülteci kamplarında yaşam mücadelesi veren milyonlarca Suriyelinin ülkelerine dönmesini umut ediyoruz.