Lübnan’da kurulan yeni hükümet etrafında dönen sözlü kavgalara yeni bir halka daha eklendi. Lübnan’ın eski başbakanı Fuad Sinyora, Hizbullah'a cevap vermek için yer olarak Basın Sendikası'nın merkezini tercih etti. Bu sırada, Hizbullah’ın emelleri ve egemen olma arzusu çok iyi bilinmesine rağmen ABD yönetimi, bazı Arap Körfez ülkeleri ve Avrupa hükümetleri bu durumu onaylarcasına tavır takındılar. Aslında bu, Sinyora’nın kararlı tutumuna yapılmış bir saldırı niteliğindeydi.
Yapılan bu saldırı karşısında, adamın zaten tutunacak bir dalı yok, mensup olduğu ‘Sünni Müstakbel Hareketi’ ise politik hesaplamalara ve pazarlıklara kurban gitmiş gözüküyor. Bu nedenle, onu yalnızlaştırmak son derece kolaydır, aynı zamanda güreş, denk güçler arasında cereyan etmiyor. Bir yanda askeri ve mezhepsel açıdan güçlü "Hizbullah Devleti", diğer yanda eski başbakan ve eski parlamento üyesi sıfatını almış, siyasi uçuş kanadından biri kırılmış Sinyora var. Bu da "Hizbullah Devleti"nin gözünde bu adamı kolay lokma haline getiriyor. Ancak eski başbakan Sinyora dişlerini yeni göstermiyor, daha önce de keskin ifadelerle, bazı rakamlar kullanarak tenkitler yöneltmiş, mevcut durumu kabullenmediğini açıkça ifade etmişti.
Beni burada sendikanın üyelerinden biri olarak ilgilendiren husus, Sinyora’nın Hizbullah'la savaşı ve onu hedef alan saldırılara tepkisi değildir. İki taraf da, zaten tükenmiş olan Lübnan arenasında birbiriyle mücadele eden iki oyuncu. Birisinin asil Arap atı diğerinin Pers atı olmasının pek önemi olmadığı gibi yükselen tozun her iki tarafta oluşturduğu heyecanın da pek bir önemi yok. İki taraf arasında patlak veren savaş zaten yaklaşık kırk yıl devam etti. Yani Hizbullah ve Fuad Sinyora'nın mensup olduğu taraflar arasındaki savaş bir ömrün yarısı kadar devam etti.
Beni ilgilendiren husus, Basın Sendikası binasının Sinyora'nın basın toplantısı için seçilmesidir. Lübnan basın ağacının protokol ziyaretleri dışında ziyaret edilmediği bir zamanda bu toplantı gerçekleşti. Burayı en son diğer iki basın sendikasından bazı üst düzey yetkililer ziyaret etmişti. Çok az sayıda kalan gazeteleri bunlar yönlendiriyorlar. Zaten kurumaya yüz tutmuş bu ağacın birkaç yaprağı kaldı. Herhangi bir gazetenin Avn, Müstakbel veya diğer güçlerin yandaşı haline gelemeden ayakta kalması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Sürekli kan kaybeden bu basın, yaklaşık 70 yıl boyunca bu ülkede nice kahramanları öne çıkardı. Bunların bir kısmı cumhurbaşkanı, bakan ve milletvekili oldular. Bu sözümüzün ne kadar doğru olduğunu anlamak için geçmiş yıllarda basılmış gazete ve dergilere şöyle bir göz atmak yeterlidir.
Sinyora'nın basın toplantısının sendika binasının restore edildiği bir sırada gerçekleşmesi dikkat çekicidir. Binanın üç katı yaklaşık bir yıldır tamir ediliyor. Parkeler yeniden döşeniyor ve boyanıyor. Ancak bu durum bir basın toplantısının yapılmasına engel olmadı. Bu restorasyonun tamamlanması daha birkaç ay alacak. Dördüncü katı ise bir medya kulübü veya basın toplantısı merkezi yapmak yerine Editörler Birliği'nin merkezi ya da lokanta yapmayı tercih edecekler gibi duruyor. Kaybolmaya yüz tutmuş bazı gazeteleri buraya taşımayı düşünebilirler.
Restorasyon işleminin, bir işadamının yaptığı bağışla gerçekleştirilmesi de dikkat çekicidir. Sendika Başkanı Avni Kaki’nin çabaları meyvesini verdi, ancak yapılan bağış sadece bir kısmının restore edilmesine yetecek.
Lübnan basını sayesinde yetkili makamlara gelenler ve servet sahibi olanlar, Lübnan basınının siyasi ve mali yönden kalkınması için hiçbir çaba sarf etmiyorlar. Kendilerinin bu yerlere gelmelerindeki basının rolünü unutmuşa benziyorlar.
Bu bağış yapılmamış olsaydı Lübnan Basın Sendikası'nın harap olmuş binası yenilenemeyecekti. Bu bağış bizleri Mısır'da aynı ay içinde meydana gelen bir başka olaya alıp götürdü. El-Ahram gazetesine göre, Gazetecileri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Abdülmuhsin Selame yeni dönem için aday olmayacağını açıkladı. Aynı zaman diliminde Şarika Emiri Şeyh Sultan Kasımi, 6 Ocak 2019 Salı günü Mısır'da bir Entegre Medya Eğitim Enstitüsü (Basılı ve elektronik basın, radyo ve televizyon, sosyal medya, fotoğrafçılık) açmak için Mısır'daki Basın Yayın Sendikasını ziyaret etti. Finansmanını kendisi karşılamış. Buna ek olarak, Askeri Üretim Bakanlığı ile birlikte gazeteciler ve aileleri için bir hastane yaptırdı. Şarika Emiri’nin bu ziyareti ve yaptığı açılış, El-Ahram gazetesinin parlak yazarlarından Faruk Cüveyde’nin yazdığı şu makaleye denk geldi, “Hiç şüphe yok ki Mısır basını bu günlerde en kötü günlerini yaşıyor. Yazılar ve analizler alabildiğine sığ çıkıyor. Özellikle genç gazetecilerin çoğu uydu televizyonlarında çalışmaya yönelmiş durumdalar. Zira geleneksel basının finansal getirisi oldukça zayıflamış durumda. Mısır mali açıdan çok zor durumda olabilir, ama dünyada vazgeçilmez bir konumdadır. Mısır devleti, gazete olmadan Mısır'ın büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağını anlamalıdır. Festivaller ve uydu kanallarındaki koşuşturmalar, zihinleri aydınlatan ve vicdanları canlandıran kalemlerin yerini tutamaz…”
Mısır bu tür kahramanlara sahip olduğu için ne kadar şanslı. Benzer meslektaşlara sahip olmadığı için Lübnan ne kadar şanssız. Arap basınının karanlık gecelerinden birinde gelip etrafı aydınlatan Şarika Emiri Şeyh Sultan Kasım, ne de güzel bir insan.
TT
Lübnan karmaşası, Şarika hamlesi
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة