Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Bingazi saldırıları ve gözü dönmüş terör

"Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir.” İşte Hz. Muhammed (sav), ölülerin mahremiyetine saygı gösterilmesi ve eziyet edilmemesi gerektiğini bu şekilde ifade etmiştir.
Bingazi’deki Hawari mezarlığında Libya ordusunun üst düzey komutanlarından birinin resmi cenaze konvoyunu hedef alan son hain terör saldırısı ise hem ölülerin hem de dirilerin kemiğini kırmış ve ne ölülerin ne de dirilerin mahremiyetine saygı göstermiştir!
Bilakis terör örgütleri, ölüye saygılarını sunmak için cenaze merasimine katılan ordu komutanlarını hedef alarak bu olaydan yararlanmak istemiş ama başarılı olamamışlardır.
Ama önemli olan mekanı korumakla yükümlü kişilerin sorumluluğunu üstlenmeleri gereken bir ihlal olduğu için yetkililerin derhal bir soruşturma başlatılmış olmasıdır.
Bunun gibi intihar saldırılarından tam anlamıyla korunmak mümkün değildir. Ama etrafındaki çemberi daraltmak ve kayıpları özellikle de can kayıplarını azaltmak mümkündür. Dolayısıyla bu saldırı, çabalarını arttırmaları ve güvenlik konusunda hiçbir şekilde gevşek davranmamaları gerektiği konusunda güvenlik güçlerine gönderilmiş güçlü bir mesajtır.
Camileri hedef alanlar mezarlıkları da hedef almaktan, ölülerin naaşlarını ve kemiklerini çıkarıp kırmaktan hatta toz haline getirmekten kaçınmazlar. Çünkü bu sapık grubun anayasasının kaynağı Seyyid Kutub’un Yoldaki İşaretler ve Fi Zilal’il Kur’an kitablarında yer verdiği sapık fetvalarıdır.
Bu, mezarlıkları hedef alan sapık yöntem ile aynıdır. Bu kişiler, Trablus’taki gruplarının üzerindeki baskıyı azaltacağını düşündükleri her şeye başvurmaktadır.
Bu nedenle; kendilerini ortadan kaldırmak için güvenlik konusunda daha fazla çaba harcanması gereken uyuyan hücrelerini uyandırdılar. Bu kişilere karşı iyi niyetle davranmanın onlar için hiçbir karşılığı ve anlamı yoktur. Çünkü onlar, kendini güvende hissettiğinde sahibini ısıran yılanlar gibidirler.
Saldırıların arkasında duranların bir çıkarı olduğu muhakkaktır. Ordunun üst komutasını hedef almak da terörist gruplar ile siyasal İslam milislerinden başka kimin çıkarına olabilir ki?
Uluslararası heyet, kendi vahşi gruplarına bağlı olmayan sivillerin canını almaktan kaçınmayan işte bu kişiler ile diyalog istemektedir. Bu gruplar sadece kendi adamlarını kayırmakta ve sadece onları korumaktadır. Mürşid devletine inanların kültürüne aykırı olan ulusal coğrafyaya inanan yurtsever sivillierin ise onlar için hiçbir önemi yokturç
Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) eğer gerçekten de ortak yurttaşlığa inansaydı bu saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileyenlerin başında yer alırdı ama öyle olmadığı için sonuncusu oldu.
Çünkü Trablus’taki silahlı milis güçler ile ittifak kurduğu anda onlar gibi oldu ve ne yazık ki onların siyasi vitrini haline geldi. Libya halkının hoşlanmadığı ve kendisine bile itaat etmeyen bu silahlı milis güçler için milyarlar harcamaya ve ülkenin kaynaklarını heder etmeye başladı.
İntihar saldırıları ve suikastler; siyasi hedefleri olan Müslüman Kardeşler kaynağından içen terörist grupların  silahıdır. Müslüman Kardeşler (İhvan) örgütü din örtüsü altında siyasi ve otoriter bir gruptur.
Bidatler uydurması ve dinde sabit ve doğru olan uygulamalardan vazgeçmesinin yanında sadece çıkarları için dine karşı olan siyasi akımlar ile ittifak yapmaktan bile çekinmemektedir.
İhvan dini bir cemaat olmasına rağmen gerektiğinde cemaatin çıkarlarını dinin çıkarlarına üstün tutmaktadır. Dolayısıyla onun için vatana sadakat kavramının hiçbir anlamı yoktur.
Terörist grupların çirkin terör eylemleri düzenleme konusunda mafya gibi diğer terör örgütlerinden bir farkı yoktur. Aynı şekilde bölgede, Akdeniz havzasında ve Afrika’nın kapısında kaosun devam etmesi menfaatine olan ve aradıklarını siyasi bir bölünmüşlükten ve yönetim boşluğundan muzdarip olan Libya’da bulan bazı ülkeler de böyledir.
Son Bingazi saldırısı birçok mesaj taşımaktadır.
Bu mesajlardan biri de; onları tamamen ortadan kaldırmadıkça terör saldırılarından ve terörist örgütlerden korunmanın mümkün olmadığı ve  bu terörist örgütler ile  zaman zaman kendilerini gözden geçiren bazı gruplara itimat etmenin kaçış amacını taşıyan siyasi bir hileden ibaret olduğudur.